Sekiz bölümden oluşan serinin altıncı bölümü aseksüellik, zeka ve interseks söyleminin transseksüellikle ilişkisini ele alıyor.
Aşağıda okuyacağınız yazı, oğulları kız olmak istediğini açıkladığında ebeveynlerin nasıl tepki verdiğini araştıran ve bu anne babaların neden korku ve endişelerini kendi çocukları, terapistleri, doktorları, arkadaşları ve akrabaları ile tartışamayacaklarına inandıklarını açıklayan çok bölümlü bir seri olan Oğullar Kız Olduğunda 'nın yedinci ve son bölümüdür. Yazarın bilgileri nasıl topladığı ve raporladığı hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen bu serinin giriş makalesine bakın.
-
İster otizm spektrum bozukluğu, ister obsesif kompulsif bozukluk ister dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu sergilesinler, trans olduğunu iddia eden erkeklerin çoğu gelecekteki varsayımsal bir benliğe takılmış görünüyor. Kadın olmanın, yaşadıkları varoluşsal krizi çözeceğine inanıyorlar. Çoğu durumda, erkek çocuklar zamanlarının çoğunu mevcut durumu ile hayallerindeki (kadınsı) ideal arasındaki farkları düşünerek geçiriyor. Bu "aşırı ruminatif" davranış (sıklıkla olumsuz çağrışımları olan aynı konuların tekrar tekrar düşünülmesi şeklinde görülen duygudurum bozukluğu semptomu), görüştüğüm birçok ebeveynin benimle tartıştığı bir konuydu.
Milwaukee'den Liz bana yıllar içinde yüksek zeka ve cinsel olgunlaşmamışlık arasında keşfettiği ilişkiyi açıklayan bir dizi makaleyi e-posta ile gönderdi. Tanıştığım pek çok anne gibi onun zihni de transseksüellik hakkında bir ansiklopedi gibi. Kendi oğlu Leo, sadece uyurken lezbiyen bir arkadaşının verdiği kız kıyafetlerini giyiyor. Bu durum Liz'in oğlunun, seksolog Ray Blanchard'ın "bazı erkeklerin kendilerini kadın olarak düşünme ya da imgeleme yoluyla cinsel olarak tahrik olma eğilimi" olarak tanımladığı otojinefili durumunu sergileyen trans erkek alt sınıfının bir parçası olabileceğinden şüphelenmesine neden oldu. Cinsiyet disforisi (cinsiyet hoşnutsuzluğu) olan bazı erkekler otojinefili konusunda açıktır. Diğer durumlarda ise davranışlarından anlaşılmaktadır. Birçok trans aktivist ise, “cinsiyet kimliklerini” bir fetişe indirgeyerek onları insanlıktan çıkardığını savunarak bu kavramı reddetmektedir.
Liz liberal ve açık fikirli bir kadın ve başkalarının cinsel zevkleriyle ilgilenmiyor. Ancak Leo'nun durumunda, otojinefili açıklaması ona doğru gelmiyor, çünkü oğlunun bu kıyafetlerle cinsel tatmin yaşamak bir yana, hayatında bir kez olsun orgazm yaşadığına bile inanmıyor. "Bunu itiraf eder miydi?" diye soruyorum. Ne de olsa, genç erkeklerin yüzde 99'unun mastürbasyon yaptığı ve yüzde 1'inin yalan söylediği gibi eski bir şaka var. Kesin olarak bilmesinin mümkün olmadığını kabul ediyor. Ancak içgüdüleri, konuştuğum diğer ebeveynlerin çoğuyla aynı doğrultuda; onlar da oğullarının her türlü cinsel aktiviteye karşı kayıtsız, hatta korkak görünürken cinsiyete takıntılı olduğunu bildiriyor.
Ortaokulda kısa bir süre için Leo adeta bir Romeo’ymuş. Ancak daha sonra, 13 yaşındayken, aseksüel olduğunu açıklamış; bu durum, kendisi de cinsel olgunluğa geç erişmiş olan Liz'i pek şaşırtmamış. Leo bir süre sonra trans olduğunu açıkladıktan sonra, Liz ve kocası onu cinselliği konusunda nazikçe sorgulamaya başlamışlar.
Leo'nun IQ'su 157 olarak ölçülmüş, bu olağanüstü derecede yüksek olmakla birlikte, üyeleriyle görüştüğüm Zoom ebeveyn grubunda bildirilen en yüksek değerlerden biri bile değil. Liz bir bağlantı olduğundan emin. Cinsiyet meselesini bir kenara bıraksak bile, "çoğumuz pek cinsel olmayan zeki insanlar tanıyoruz" diyor. Bana çok yüksek ve çok düşük zekâya sahip erkeklerin genellikle yaşıtlarından çok daha geç yaşlara kadar cinsel ilişki yaşamadıklarını anlatan bir makaleden bahsediyor. Görünüşe göre bu davranış biçimi mastürbasyona da uzanıyor. Bana Kazimierz Dąbrowski'nin aşırı uyarılabilirlik kavramına dayanan Pozitif Ayrışma Teorisi hakkında biraz bilgi veriyor: Parlak insanlar sadece daha fazla beyinsel aktiviteye sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda çevrelerindeki değişikliklere karşı daha duyarlı oluyorlar. Liz'in bana gösterdiği araştırma materyalleri nöroloji, zeka ölçümü ve seksoloji arasında gidip geliyor ve Liz araştırdıkça daha fazla bağlantı görüyor. Öte yandan, otizm spektrum bozuklukları ve transseksüellik arasındaki bağlantılar artık iyice yerleşmiş olsa da, terapistlerin bu bağlantıları fark etmelerini sağlamak başka bir mesele...
Liz'e neden Leo'nun uyurken kadın kıyafetleri giymeyi sevdiğini düşündüğünü soruyorum. Onun teorisine göre bu kıyafetler Leo'nun (cinsellik öncesi) çocukluğuna tutunmasına yardımcı olan peluş oyuncaklar gibi. Trans olan erkek gençler arasında çok popüler olan anime kız karakterlerinin tipik olarak çocuksu bir fantezi dünyasında eğlenip zıplıyor gibi göründüğüne dikkat çekiyor. Bunların hiçbiri Leo'nun heteroseksüel, otojinefilik ya da başka bir şekilde eninde sonunda cinsel bir birey olmayacağı anlamına gelmiyor. Ancak Liz şimdilik oğlunun kendini tanımlamak için bu kadar zihinsel çaba harcamayı bırakmasını ve sadece kendisi olmaya başlamasını istiyor.
Ebeveynlerle konuşurken cinsel olgunlaşmamışlık, pornografi, mastürbasyon ve otojinefili gibi konular en zor konularmış gibi geliyor. Ancak sadece ben rahatsız oluyorum gibi görünüyor. Konuştuğum anne ve babalar genellikle seks konusunda rahat olan eğitimli insanlar. Bu hassas konuları sorduğumda hiçbiri savunmacı bir tepki vermedi; çoğu, oğullarının fetişist olarak etiketlenmesine yol açabilecek olanlar da dahil olmak üzere tüm olasılıkları keşfetmeye açık görünüyor.