"Anne, Ben Transeksüelim"

Yirmi yaşında cinsiyet değiştirmesine kimse engel olmasın diye evden kaçan bir gencin transseksüelliğe giden yolculuğu.


Yirmi yaşında, üniversitesinin dördüncü senesinde aniden okulu bırakan ve “cinsiyet değiştirmesine” kimse engel olmasın diye evden kaçan bir gencin annesi yanımıza geldi. Her şey birkaç yıl önce, oğlunun internette manipülasyona ve jinemimetofiliye (kadın kılığına girmiş erkeklere ve transseksüellere ilgi duyma) eğilimli çok tuhaf bir kızla iletişime geçmesiyle başlamış. Bu kız, bize gelen kadının oğluna sadece "sevgili kızım" diye hitap ediyormuş. Çocuğun üzerinde sürekli psikolojik etki gösteriyor ve annesine ve akrabalarına karşı tavır sergiliyormuş. Bu kızın talimatı üzerine çocuk şehri terk etmiş ve akrabalarıyla tüm bağlarını kesmiş. Hepsini sosyal ağlarda engellemiş ve telefon numarasını değiştirmiş. Aşağıda annesinden gelen acı ve çaresizlik dolu bir mektubu kısaltılmış olarak veriyoruz.

Oğlum Lenya iki çocuğumun en küçüğü. Lenya 2 yaşındayken babası bizi terk etti. Çocuklar bu duruma çok zor dayandı. Kızım sürekli ağladı. Hatta beni okula çağırdılar. Çocuğun sınıfta neden ağladığını sordular. Oğlum ise uzun süre kapının dışında ne zaman bir hışırtı duysa babasının geldiğini sanıp kapıya koştu. Oğlum sıradan bir erkek çocuğu olarak büyüdü, asla kız oyunları oynamadı, asla kız olduğunu söylemedi. Asla. Örümcek Adamı, Ninja Kaplumbağaları, Narutoyu, Pokémonu severdi. Uçurtma, robot, paten gibi oyuncakları da severdi.

Birinci sınıfta karateye gitti. Sonra ciddi bir şekilde artistik patinajla meşgul olmaya başladı. Büyüdüğünde buz patenine merak sardı. Spor hayatında iyi bir seviyeye geldiği dönemde, spor hayatını bitiren bir sakatlık geçirdi. Bütün dünyası başına yıkıldı. Çocukluğu boyunca uğruna uğraştığı her şey paramparça oldu. Durumu çok ciddiydi. Bütün zamanını bilgisayar oyunları oynayarak ve anime izleyerek geçirmeye başlamıştı. Bu nedenle pek sosyalleşememişti; sosyal çevreye ve normal iletişime adapte olmamıştı. Gerçek dünyaya çok az ilgisi vardı. Çoğunlukla İngilizce anime sitelerinde takılıyordu. Bunun yanında cinsel olarak da çekingendi; romantik ilişkilere en ufak bir ilgi göstermiyordu.

11. sınıftan mezun olduktan sonra oğlum üniversiteye gitti. Birinci sınıf öğrencisiyken soyadını değiştirerek bir Alman soyadı aldı ve bana pasaportunun son halini gösterdi. “Kimseye söylemeden kendim yaptım,” dedi. Bu bizi pek şaşırtmadı çünkü babasına kırgın olduğunu ve onun soyadını taşımak istemediğini her zaman söylerdi. Ama bu tehlike çanlarının ilkiydi. Yaklaşık olarak üniversitenin ilk yılın ortalarında, oğlum yüzünde kocaman bir gülümsemeyle internette konuştuğu bir kız olan Katya'nın kendisine aşkını itiraf ettiğini söyledi. Hayatında ilk kez böyle bir şey duyduğu için kendini rüyadaymış gibi hissediyordu. O dönemde Katya ile sürekli olarak yazışmaya başladı. Oğlumun her gece uyanık kaldığını ve sadece Katya ile yazıştığını fark ettim. Sabah okula gitmek için kalkardı ama öncesinde sabah 4-5'te yatmış olurdu. Oğlumla konuşmaya çalıştım ama hiçbir şey değişmedi. Genç olduğu ve ilk kez bu duyguları tattığı için sesimi çıkarmadım. Bundan önce hiç ciddi bir ilişkisi olmamıştı, bu yüzden onlara ve ilişkilerine çok ciddi ve saygılı davranıyordum.

Katya ve İlk Şüpheler

Temmuz ayında Katya ve annesi bizi ziyarete geldi. O zamandan itibaren bazı şeyler bana tuhaf gelmeye başladı. Örneğin, bir annenin onuncu sınıftaki kızını bir oğlanın yanına getirmesi ve onları ayrı bir odada yatırması garipti. Bir kafeye girdiğimizde de, Katya'nın annesine kaba bir şekilde ve kalın bir sesle cevap vermesine şahit olmuştum. Şaşkınlığımı fark edince hemen durmuştu. Ama davranışları arasındaki tutarsızlıklar ve bir anda bu kadar değişebilmesi beni çok şaşırtmıştı. Bu bir kız sesi gibi değildi. Sesi görünüşüne uymuyordu. Ama bu tür düşünceleri kendimden uzaklaştırdım ve hala Katya'nın müstakbel gelinim olduğunu ve çocukların okullarını bitirdikten sonra evleneceklerini düşündüm. En azından oğlum bana öyle söyledi, bana birbirlerini sevdiklerine dair güvence verdi.

Ekim ayında oğlumun odasını temizlemeye karar verdiğim bir gün, masasının üzerinde hap kutuları gördüm. Çoğu boştu, yani çoktan kullanılmaya başlamıştı. Prospektüste bu hapların kadınlar için hormonal kontraseptif haplar (doğum kontrol hapı) olduğu yazıyordu. Oğlumun buna neden ihtiyacı olduğunu merak ettim. Üniversiteden döndüğünde verdiği cevap beni şok etti. “Cinsiyet değiştirmek ve kadın olmak için onları içiyorum” dedi. “Ben transseksüelim, anne”.

O zamanlar transseksüeller hakkında bildiğim tek şey, karşı cinsin kıyafetlerini giyen ve muhtemelen ameliyat geçiren insanlar olduklarıydı. Ama şimdi Lenya karşımda oturmuş, ben transseksüelim diyordu! Hayatım boyunca gördüğüm ve tanıdığım oğlum… Oğlum erkeklerle arkadaş olmuş, kızlara aşık olmuş sıradan bir çocuktu. Uçurtma uçurdu, kaykay sürdü. Ama her şeyden kolayca etkilenirdi: "Sherlock" dizisini izledikten sonra dedektif kıyafeti giyip Sherlock’u taklit etmeye çalışırdı; House M.D. dizisini izledikten sonra sosyopat olduğunu söylemeye başlardı. Öyle bir çocuktu.

Ne kadar süredir hap kullandığını sordum. Çoktan bir yıl olduğunu söyledi! O zaman ne hissettiğimi anlatamam… Dünya ayaklarımın altından kaydı. Sağlıklı çocuğum kendi elleriyle kendini sakat bırakıyordu! Ancak daha sonraki konuşmalarımızda öğrendim ki ilk konuştuğumuzda hapa başlamasının üzerinden sadece 3 ay geçmiş, bir yıl değil. Ciddi olduğundan şüphe etmemem için bana bir yıl olduğunu söylemiş. İlaç almayı bırakması ve uzmanlardan yardım istemesi için yalvardım. Bir psikiyatriste gitmeyi kabul etti. Orada kendisini bir kız olarak tanımladığını söyledi. Doktor sorular sordu, böylece oğlumun neler olup bittiğine dair hiçbir fikri olmadığı açığa çıktı. Doktor, şizofreni başlangıcı olasılığından korkmuştu, çünkü oğlum çok garip şeyler söylemişti. Mesela ilaçları ilk kez gördüğünü söylemişti. Pekala, bu kulağa transseksüellik gibi gelmiyordu. Ayrıca, Katya ile ilişkisinin çok garip olduğunu söylemişti. Her gün, her gece transseksüellik konusu tartışılıyormuş. Katya onu bir dakika bile bırakmıyor, sürekli kontrol altında tutuyor, nerede olduğunu, ne yaptığını sürekli denetliyormuş. Bunu ben de fark etmiştim. Daha önce bunun şakasını bile yapmıştık. “Katya'dan tuvalete giderken de izin alıyor musun?” diye dalga geçmiştim. Komisyondaki doktorlar teşhise karar veremedi. Anksiyete, depresyon hakkında konuştular. Bir intihar uzmanı da oğlumla çalıştı, o da bir şey yapmadı. Bölge kliniğine başvurmamızı tavsiye ettiler. Oradaki doktorlar da bir aylık gözlemden sonra herhangi bir teşhis koymadı. Rol yapıp yapmadığını anlamak için ona zor sorular sordular ve burada bir şeylerin yanlış olduğunu da söylediler. Nihayetinde, cinsiyet disforisi (kişinin sahip olduğu cinsiyetten ve cinsiyetin özelliklerinden duyduğu hoşnutsuzluk hali) ile beraber kişilik bozukluğu teşhisi koydular ve antidepresan reçete ettiler.

Psikiyatrist Yorumu: Travmatik geçmişini silmek isteyen bu çocuğun, başına gelen tüm sıkıntıları geride bırakarak eski kişiliğinden kurtulmaya çalıştığı söylenebilir. Soyad değişikliği aslında bu çabasının ilk adımı olarak kabul edilebilir. Ne yazık ki, LGBT aktivisti psikologlar gerekli yardımı sağlamak yerine, bu çocukları yıkıcı bir “cinsiyet değişikliğine” ikna ederler.

Doktorlar oğluma trans olduğu yönünde bir teşhis koymadığı için oğlumun bir şekilde sakinleşeceğini düşündüm. Oğlum bana “Bunun hakkında konuşmayalım, normal yaşantımıza devam edelim” dedi. Ben de öyle yaptım. Onunla başka konularda konuşmaya, ona lezzetli yemekler pişirmeye, onu bir kez daha kucaklamaya çalıştım. Ama geçenlerde oğlumun odasında günlüğüne rastladım. Sevgili oğlumun kafasına bu tür düşünceler nereden geliyordu? Okuduklarıma inanamadım! Kızıma ve torunuma nasıl "bu insanlar" şeklinde hitap edebildiğini ve nasıl "benden nefret ediyorlar" gibi bir cümle yazabildiğine inanamadım! Bu saçmalık! Tüm bunlar nereden çıktı? Bunları onun kafasına kim soktu? Bağlama bakılırsa, Katya. Ama ne için?

Oğlum evden kaçmadan altı ay önce bir adam ona internetten bir mektup yazdı. Oğlumun dediğine göre bu adam, bir zamanlar çevrim içi bir oyunda karşılaştığı biriydi. Adam oğlumun hayatıyla çok ilgileniyor, 7/24 oğluma yazıyordu. Oğlum bu adamdan bana bahsetti ve şaşkınlıkla şöyle dedi: “Vay canına, bütün gün bana yazıyor. İşi gücü yok mu? Ben yazar yazmaz anında bana cevap veriyor. Benim için çok endişeleniyor." 

Bu olaylardan yaklaşık bir yıl önce oğlumun sanal ortamda ne tür arkadaşları olduğuna bakmaya karar vermiştim. Oğlumun gizli arkadaşları vardı. Onları neden gizlediğini bilmiyorum. Hiç konuşmamamıza ve hatta tanışmamamıza rağmen içlerinden birinin beni kara listeye ekleyerek engellemesine şaşırdım. Ne için? Ama Kira adı altında oğlumla sürekli iletişim kuran oydu, şimdi de Sergey adıyla konuşuyordu. Ben de oğluma Kira bir kız mı diye sordum. Oğlum da hayır, bu Kiril'in kısaltılmış hali diye cevap verdi. Ama adam artık Kiril ismini de kullanmıyordu. Bu adamda anlaşılmaz bir şeyler vardı. O ve Katya çoğunlukla oğlumla konuşan kişilerdi.

Oğlumla bir anne olarak samimiyetle konuşmaya çalıştım ve ona şunu sordum: “Oğlum, bir kız gibi hissettiğini söylüyorsun. Peki ya Katya, fiziksel olarak ona karşı bir çekim hissetmiyor musun?” Oğlum çok tereddütlü bir cevap verdi: "Hayır, kimseden etkilenmiyorum." İlişkilerinin tuhaf olduğunu ve herhangi bir aşkın söz konusu olmadığını fark ettim. Haplardan yeni haberimiz olduğunda büyükannesi oğluma nasıl evleneceklerini, Katya’nın da benzer düşüncelere sahip olup olmadığını sormuştu. Oğlum da “Öyle görünüyor” demişti.

Psikiyatrist Yorumu: Katya'nın muhtemelen başka bir sorunu var: jinemimetofili denen ve kadınları taklit eden transseksüellere karşı duyulan cinsel fetişizm. Bu fetişizme sahip olanlar yalnızca kendi cinsel fantezileri ile ilgilenir ve karşısındakinin gerçek kişiliğini, hayatını, esenliğini, deneyimlerini umursamaz. Katya'nın durumunda da tam olarak bunu görüyoruz. 

Katya oğlumla sadece Alice adında bir kadın olduğunu iddia ettiğinde ilgileniyordu. Sapkın eğilimlerini tatmin etmek için, savunmasız bir genç adamın içinde bulunduğu kötü durumu alaycı bir şekilde kullanıyordu. Lenya bunu ne kadar erken fark ederse, bu sağlıksız ilişkiden en az zararla çıkma şansı o kadar artar.

Hapları öğrendiğimde Katya'nın rolünü hala anlamamıştım. Onunla konuşmaya çalıştım. Oğlumu sevdiğini söylediğine göre belki oğlumu ikna etmeme yardım eder diye düşündüm. Ona yardım hattından bir psikiyatristle görüştüğümü ve özellikle kontrolsüz bir şekilde hap alır ve kendine zarar verirse oğlumu acilen kliniğe götürmem gerektiğini söylediklerini ilettim. Ancak Katya'nın tepkisi çok garipti. Yardım istememem için beni ikna etmeye çalıştı. Oğlumu bir sebze yapacaklarını, doktorların vasıfsız olduğunu, hastalarının yorumlarını görmek istediğini söyledi ve benimle oldukça kaba bir şekilde konuştu. Dumura uğramıştım.

Katya’ya hormonal ilaçların oğlumu ömür boyu kısırlaştıracağını söylediğimde, bana “Tamam, çocuk planlayıp planlamadığımızı bile sormadığınız kısmı atlayalım. Diyelim ki planlıyoruz. Genetik materyaller (yumurta ve sperm) dondurulabilir ve daha sonra bebek yapmak için kullanılabilir. Bu kadar basit”. 

Tabii ki, herhangi bir genetik materyali muhafaza etmediler. Konuyu bu denli basite indirgemesine hayret etmiştim. 

Katya'nın annesiyle konuşmaya çalıştım. Bu kadında da garip bir tepkiden daha fazlası vardı. Normal koşullarda böyle bir olayla karşılaşan bir kızın annesi şoke olurdu, ama bu kadın sanki uzun zamandır her şeyi biliyormuş gibi davranıyordu. Ayrıca, oğlum Katya’yla St. Petersburg'da tanıştığını iddia etmesine rağmen, Katya'nın oraya hiç gitmediği de ortaya çıktı. Oğlum bana neden yalan söyledi, bilmiyorum. Görünüşe göre saklayacak bir şeyleri vardı. Sonra bize geldiklerinde Katya'nın annesinin de oğluma Alice dediği ortaya çıktı. Gerçekten de kadın uzun zamandır her şeyi biliyordu. O zaman neden kızını getirmişti? Oğluma ne yapmak istemişti? Sıkıştırmak mi, ikna etmek mi, motive etmek mi?

Katya'nın Korkunç Sırları ve Oğlum Üzerindeki Etkisi

Katya'nın sosyal medya sayfasına girdim. Müstakbel gelinimin (!) nelerle ilgilendiğini görecektim. Sayfada LGBT, furry toplulukları (insan kişilikleri ve özellikleri olan antropomorfik hayvan karakterleriyle ilgilenen bir alt kültür), BDSM (İngilizcede bondage (bağlama), discipline (disiplin) ve dominance (hakimiyet), submission (boyun eğme) ve sadizm ve mazoşizm kelimelerinin baş harflerinden oluşan ve bu tür uygulamaları içeren cinsel aktiviteler), pornografik çizimler ve çok daha fazlası vardı. Bunlar 16-17 yaşlarındaki bir kızın ilgi alanlarıydı. Annesine, çocukları acilen bu bataklıktan kurtarmamız gerektiğini yazdım. Aldığım cevap beni mahvetti: "Oğlunuzun sayfasında değil ki, neden bunlara bakıyorsunuz? Kızımın sayfasına bakacağınıza oğlunuzla daha fazla vakit geçirin, onunla yakınlık kurun. Bunları bana göndermenize gerek yok."

Kızım da ben de oğlumun başına çok kötü bir şey geldiğini anladık. Birileri onun beynini yıkıyordu. Bu çok açıktı. Oğlumun Moskova'da LGBT desteğine başvurduğunu ve yardım istediğini öğrendik. Evden çıkmasına izin verilmiyormuş ve Moskova'ya gelirse ona yardım edebilirler mi diye sormuş. Tabletinde birçok Japon anime pornosu kayıtlıydı. Katya ile yazışmaları da vardı. Bu yazışmalarda oldukça uzun bir süredir, hatta bizi ziyaret etmeye gelmeden öncesinden beri oğluma bir kadınmış gibi atıfta bulunarak ona "kızım", "sevgili kızım" diyerek erotik fantezilerini yazdığını gördüm. Henüz sadece iki günlük yazışmayı okumuştuk ki kızım okuduklarından ötürü kalbî bir rahatsızlık geçirdi. Tableti bırakıp kızımla ilgilenmek zorunda kaldım. Kızım 27 yaşında oldukça güçlü bir kadın olmasına rağmen mahvoldu. Gördükleri onun için şok şok ediciydi. Yapabildiği tek şey "Kız kafadan çatlak" demek oldu. Tüm bunlar hala daha devam ediyor. Katya süreç içerisinde oğlumu ailesinden, bizden uzaklaştırdı. Bunu yapmak için onu bize karşı kışkırttı. Ailesiyle iletişim kurmamaya, tüm bağlarını koparmaya teşvik etti. Oğlumla artık hiçbir şekilde iletişim kuramıyorum.

Daha önce oğlum, Katya'nın radikal feminizm fikirlerine katıldığını ve kendisinin de onları desteklediğini söylemişti. Ona gerçekte neler olduğunu anlatmaya çalışmıştım ama dinlemek istememişti. "Katya yanılıyor olamaz." demişti. Katya’nın amacı oğlumun içindeki adamı mı öldürmek? Ya da oğlumu mu öldürmek?

Oğlum şimdi Katya ile kiralık bir dairede yaşıyor. Tüm bu konularda da onu destekliyor ve onunla olan ilişkisine sözde değer veriyor. Büyükannesi oğluma son kez ulaşmayı başardığında, oğlum ona artık kendisine Lenya dememesini ve evraklarını ve kimlik belgelerini çoktan değiştirdiğini söyledi. Neler yaşadığını, nasıl yaşadığını bilmiyorum. Konut için 16.500 ödemesi gerekiyor. Peki, uzaktan birileri ona 25 ödedi diyelim. Ayakkabı yok, kıyafet yok, yemek yok. Büyükannesine bir komşunun sık sık kendisine geldiğini ve balık getirdiğini söylemiş. Bu arada, oğlum hiç balık yemezdi, balığın kokusu bile onda öğürme refleksine neden olurdu. Sadece açlıktan ölüyor olsa balık yerdi belki. Bu demek oluyor ki eğer açlıktan ölüyorsa, onu kazanç uğruna yasa dışı eylemlerde bulunmaya ikna etmek daha da kolay olacaktır. Ben de bundan korkuyorum. Sonuçta balık yedirmeyi başarmışlar.

Konuşurken sesini kadın sesi gibi tiz bir hale getiriyor, tişörtün altına sütyen giyiyor. Sütyeni dolduracak bir şeyi yok ama yine de giyiyor. Sanırım şu an hormon da alıyor. Genel olarak hayatında iyi giden hiçbir şey yok. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bir uzmana ihtiyacımız var. Oğlum hiçbir yere gitmeyi kabul etmiyor. Halihazırda bir psikologla görüştüğünü ve yardım aldığını söylüyor. Korkarım psikolog da LGBT destekçisi. LGBT destekçisi olmayan bir uzman bulamıyorum. Örgüt gibiler. Oğlum beni evde bile dinlemedi. Tüm açıklama girişimlerime düşmanca yaklaştı. 

Yayıncı Yorumu: Aslında bu çocuğa ve Katya'ya psikolojik yardım sağlanarak yardımcı olunabilir. Bu konu yasa koyucular tarafından dikkate alınmalı ve "cinsiyet değiştirme" durumunun sağlığa ciddi derecede zarar verdiği kabul edilmelidir. 

RIA Novosti’de (Rusça haber yapan bir haber ajansı) bir makale gördüm: "Çocuklar anime bağımlısı ve intihara meyilli." Bu makale, kelimesi kelimesine oğlum hakkındaydı. Oğlum da dur durak bilmeksizin anime izlerdi. Önce anime dünyasının içine daldı. Sonra da Katya geldi… Tüm bunlar yüzünden, genç ve sağlıklı çocuklarımız hormon ilaçları almak için evden kaçıyorlar. Cinsiyet değiştiriyorlar. Böylece geri dönüşü olmayan bir şekilde ömür boyu kısır kalıyor ve cinsel hayatlarını yok ediyorlar. İlerleyen zamanlarda kendi elleriyle kendilerine neler yaptıklarını anladıklarında ne yapacaklar? Transseksüeller toplam intihar girişimlerinin %41'ini oluşturuyor, neden? Bu gençliğimize karşı açılmış bir savaştır. Oğlum hayatı boyunca benimleydi, onu en iyi ben tanıyordum ve oğlum her zaman çocuksu ilgileri olan sıradan bir çocuktu. Anime ve Katya'dan önce oğlumda kadınsı hiçbir şey yoktu.

Anime toplulukları vahşidir. Çok sayıda gizli grupları vardır. Oğlum da bunların içindeydi, bunu bana kendisi söylemişti. Milyonlarca çocuk bu bataklıkta kaybolmuş durumda. Oğlumun boyalı saçları da anime dünyasından geldi. Tüm sayfası, kaydettiği tüm fotoğraflar, hepsi anime... Hatta kendini mor saçlı bir kız olarak tasarlayıp profil resmine bunu koymuş. Gerçek fotoğrafı hiç yok. Bu nasıl bir örgüt? 

Bu konuyu gündeme getirmeliyiz. Uzmanların dikkatini çekmeliyiz. Bunlar başımıza geldiğinde kaçabileceğimiz hiçbir yer yok.

Ergenler ve ebeveynler için kriz anında ulaşabileceğimiz bir yardım hizmetine İHTİYACIMIZ var; ergenlerin 20 yıl önce değil, bugün karşılaştıkları sorunlarla ilgilenecek uzmanların yer alacağı bir yardım hizmetine. Doktorlar, intihar uzmanları ve seksologlar anime, LGBT propagandası, aile karşıtı propaganda, intihar içerikleri veya LGBT lobisi tarafından manipüle edilme gibi konuları daha önce hiç duymadılar. Adını duymadıkları bir konuda nasıl yardım sunabilirler? Çocukluk travmalarını eski yöntemlerle araştırarak mı? Düşman güçlü, çünkü ona karşı çıkan kimse yok. Bu tür uzmanlar hiçbir yerde eğitilmiyor, ama 10 yıldan beri bu uzmanlara ihtiyaç duyuluyor. Psikologlar, özellikle de genç olanlar, Batı uygulamalarına ve standartlarına göre çalışıyorlar. Gözü korkutulmamış, gerçek cinsiyet uzmanlarının görüşlerine ulaşmamız gerek. Yapay cinsiyet hormonu hapları insanlarda yüksek tansiyon, kan pıhtılaşması, felç ve kanser gibi geri dönüşü olmayan hasarlara neden oluyor. Bu sessizce işlenen bir cinayettir. Bu cehennemde sağlıklı ve zeki çocuklarımızı kaybediyoruz.

Kaynak: pro-lgbt.ru

25 Temmuz 2023

Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

Yorumlarınız Anonim Olarak Yayınlanmaktadır.