Trans Çocuk Ne Demektir ve Bu Söylemin Ardında Yatan Gerçekler Nelerdir?

“Trans çocuklar vardır” söylemi başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere LGBT hareketinin etkin olduğu bölgelerde yaygınlaşmıştır. LGBT hareketi ve destekçileri tarafından yazılı ve görsel medyada, onur yürüyüşlerinde ve benzeri organizasyonlarda sıklıkla kullanılmaktadır. Bu söylemin toplumu yanıltıcı ve bilimsel gerçeklikten uzak bir söylem olduğunu gösteren birçok kanıt bulunmaktadır.

Trans Çocuk Nedir? Trans Çocuklar Vardır Ne Demek?

LGBT ideolojisine göre, biyolojik cinsiyetinden memnun olmayan ve karşı cinse benzemek üzere cinsiyet değiştirme ameliyatı geçiren kişilere “Transseksüel/Trans” denir. LGBT hareketi, biyolojik cinsiyetinden memnun olmayan kişileri "yanlış bedende doğduklarına" ve çok küçük yaşlardan itibaren bu durumun farkına varabileceklerine ikna etmeye çalışır. Ayrıca psikolojik, fiziksel veya çevresel faktörler nedeniyle cinsiyet karmaşası yaşayan çocukların "trans çocuk" olduğuna dair gerçek dışı bir anlatı sunar. Bu görüşe göre, bu çocuklar ancak cinsiyet değiştirme ameliyatı (diğer bir ifadeyle transseksüel ameliyatı) geçirirlerse huzurlu bir yaşam sürebilirler. 

Cinsiyet Değiştirme Ameliyatı Nedir? Çocukların Fiziksel Sağlığı Üzerindeki Etkileri Nelerdir?

Cinsiyet değiştirme süreci, ergenlik döneminde ergenlik engelleyicilerin kullanımı ile başlar ve karşı cinsiyet hormon tedavileri ile devam eder. Takip eden süre zarfında yasal yaş sınırının tamamlanmasıyla birlikte sözde trans çocuklara birincil cinsiyet özelliklerinin yani üreme organlarının iptal edildiği ameliyatlar düzenlenmektedir. 

Ancak bu ameliyatların ciddi yan etkileri vardır. Örneğin, ergenlik engelleyici ilaçlar çocuklarda kemik gelişimi ve kemik sağlığını olumsuz etkiler. Karşı cinsiyet hormonları kardiyovasküler hastalıklara yol açar. Cinsiyet değiştirme ameliyatları ise kalıcı kısırlığın yanı sıra ruhsal ve kişide ruhsal ve fiziksel olarak geri dönüşü olmayan etkiler bırakabilir [1].

Cinsiyet Değiştirme Ameliyatının Çocukların Ruh Sağlığına Etkisi Nedir?

LGBT hareketi, cinsiyet değiştirme ameliyatının trans gençler arasında ruh sağlığını iyileştirdiğini ve intihar riskini azalttığını iddia ediyor. Ancak bunu kanıtlayacak bilimsel bir kanıt bulunmuyor [2].

Yaşadıkları bunalımdan ameliyat yoluyla kurtulacaklarına inandırılan çocuklar ise, sürecin sonunda genellikle daha derin psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalıyor.

Gerçek şu ki trans olduğunu zanneden çocuklar zaten farklı ruh sağlığı sorunlarıyla mücadele etmektedir [3]. Araştırmalar, transları ameliyat kararına yönlendiren cinsiyet disforisi, ruhsal bunalım, anksiyete ve depresif bozukluk gibi şikayetlerin ameliyattan sonra da devam ettiğini göstermektedir.

Amerika’da, LGBT gençler arasında intiharı önlemek için çalışan The Trevor Project kuruluşunun paylaştığı son verilere göre, trans gençlerin %45’i intihara teşebbüs etmeyi ciddi olarak düşünmüştür [4]. Belirli aralıklarla gerçekleştirilen çalışmalarda, trans gençler arasında intihar riskinin trans olmayan akranlarına kıyasla her yıl giderek arttığı gözlemlenmiştir.

Çocuklarda Transseksüelliğin Görülme Sebepleri Nelerdir?

Psikiyatride, esas cinsiyetinden ve cinsiyet özelliklerinden hoşnutsuzluk yaşayanları ifade etmek için “cinsiyet disforisi” terimi kullanılmaktadır.  Çocuk ve gençlerde cinsiyet disforisine neden olan başlıca faktörler; erken çocukluk çağı travmaları, cinsel istismar geçmişi, ihmal, kötü muamele, ebeveyn yokluğu nedeniyle yanlış özdeşim kurma, otizm spektrum bozukluğu, uyum sorunları, anksiyete, depresif bozukluk vb. olarak sıralanabilir. 

Cinsel kimlik gelişim sürecinde yaşanılan olumsuz deneyimler de çocuklarda cinsiyet disforisine neden olabilir. Cinsel kimlik gelişimi, doğumdan ergenlik döneminin sonuna kadar geçen süreyi kapsar. Bu süre zarfında yaşanan olumsuz hadiseler çocukların cinsiyetlerini ile cinsel kimliklerini anlamalarını zorlaştırabilir ve bu durum cinsiyet disforisi gelişimine neden olabilir. 

Bu hassas dönemde yaşadıkları durumu anlamlandıramayan çocuklar, LGBT hareketinin trans çocuk anlatısına maruz kalmaları halinde transseksüel oldukları yanılgısına düşebilirler. 

Çocuklarda Cinsiyet Disforisinin Tedavisi Var mı?

LGBT hareketinin ürettiği “trans çocuk” söylemi, cinsiyet disforisi yaşayan çocukların durumunu normalleştirerek rahatsızlığın çözümü için doğrudan tıbbi ve cerrahi müdahalenin yolunu açan bir araç olarak kullanılmaktadır. Geçmişte trans olarak yaşayan ancak daha sonra translıktan vazgeçenler (detranslar) üzerinde yapılan araştırmalar ise cinsiyet disforisinin geçici bir durum olduğunu ve rahatsızlığın temelinde ruhsal problemlerin bulunduğunu göstermektedir. 

Detranslarla yapılan bir araştırmaya göre,kişilerin translıktan vazgeçme nedenleri arasında öne çıkanlar şunlardır: 

• Esas cinsiyete daha fazla uyum sağlamak (%60.0) 

• Cinsiyet disforisinin travma, istismar veya ruh sağlığı sorunlarından kaynaklandığını düşünmeye başlamak (%38.0) 

Çalışmada dikkat çeken bir diğer bulgu ise katılımcıların çoğunluğunun (%55.0), cinsiyet değiştirme sürecine başlamadan önce bir doktor veya ruh sağlığı uzmanı tarafından yeterli bir değerlendirmeden geçirilmediklerini ifade etmiş olmalarıdır [5]. 

Transseksüellik üzerine yapılan çalışmalar aynı noktaya işaret etmektedir: cinsiyet disforisi terapi ile büyük oranda tedavi edilebilmektedir. Öte yandan, cinsiyet değiştirme ameliyatları disforinin etkisini azaltmamakta, aksine mevcut bunalımı arttırarak kişileri intihar riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır.

Trans çocuk anlatısı, transseksüelliğin doğuştan gelen doğal bir durum olduğu ve bu nedenle tedavi edilemez olduğu yönündeki asılsız iddialara delil sunmak amacıyla da kullanılmaktadır. LGBT hareketi bu iddiayı desteklemek için medyada "trans geni" olarak da bilinen üçüncü bir genin olabileceğine dair söylentiler çıkarmıştır. 

Ancak bilim adamlarının araştırmaları neticesinde bu görüş kesin olarak çürütülmüştür. 2019 yılında Science dergisinde yayınlanan ve yaklaşık 500.000 kişinin genomlarına dayanan bir çalışma, “trans geni” veya “eşcinsel geni” şeklinde üçüncü bir gen olmadığını bilimsel olarak ispatlamıştır [6]. 

Trans Çocuk Söyleminin Ardında Yatan Gerçekler Nelerdir?

Tüm gerçeklere rağmen LGBT hareketi “trans çocuklar vardır” söylemini kullanmaya devam etmektedir. Bu tutumun arkasında yatan gerçekler şöyle sıralanabilir: 

• Transseksüelliğin doğuştan geldiği iddiasını desteklemek için küçük yaştaki çocuk beyanlarına ihtiyaç duyulması

• Çocukların manipülasyona en açık yaş grubunda olması

• Daha ikna edici sonuçlara ulaşmak adına cinsiyet değiştirme sürecinin ergenlikten önce başlatılması gerekliliği

• Karşı cinsiyet hormon ilaçlarını ömür boyu kullanacak bir nesil oluşturulmak istenmesi

• İlaç şirketlerinin hormon ilaçlarından önemli karlar elde etmesi

Trans Olduğunu İddia Eden Çocuklar Kimlerin Etkisi Altında Kalıyor?

İnsan beyninde düşünme ve anlama gibi bilişsel işlevleri yöneten, davranışlarımızı ve karar verme süreçlerimizi etkileyen prefrontal korteksimiz gelişimini ancak ergenlik döneminden sonraki birkaç yıl içinde tamamlamaktadır. Toplumsal düzenlemeler de bu gerçeklik üzerine kuruludur ve sonuç olarak çocuklar yasalar çerçevesinde belirli sınırlamalara tabi tutulur. Örneğin çocukların oy kullanma hakları yoktur, imza yetkileri yoktur, alkol kullanamazlar, evlilik kararı alamazlar. Henüz bilişsel gelişimini tamamlamamış çocukların, cinsiyet değişimi gibi kritik bir konuda doğru kararlar alabilmeleri de mümkün değildir. Ancak LGBT hareketinin ürettiği trans çocuk söylemi, çocuk beyanını öncelemekte ve cinsiyet değiştirme kararına herhangi bir müdahaleyi kabul etmemektedir. 

Bir çocuğun cinsiyet değiştirme isteği genellikle psikolojik faktörlere dayanırken çoğu durumda LGBT destekçisi yetişkinlerin manipülatif ifadelerinin etkisi altında verilen bilinçsiz bir kararı da yansıtmaktadır. 

• Çocuklar cinsel kimlik gelişimini doğru bir şekilde tamamlasalar dahi okul, sosyal çevre, yazılı ve görsel medyada maruz kaldıkları LGBT propagandasının etkisiyle cinsiyetlerini sorgulayabilmektedir. 

• Batı dünyasında bu endoktrinasyon oldukça organize bir biçimde yönetilmekte ve çocukların cinsiyet algıları eğitim kurumları aracılığıyla şekillendirilmektedir. 

• Cinsel eğitim adı altında, okul öncesi çağdaki çocuklar cinsiyetin seçilebilir olduğu fikriyle tanıştırılmakta ve eşcinsel “ebeveyn” modelleri normal aile yapıları olarak öğretilmektedir. 

• Kendilerini trans olarak ifade eden çocukların yaşam hikayelerine bakıldığında bu söylemi doğuran temel motivasyonun, LGBT hareketine mensup olan yetişkinlerin telkin çalışmaları olduğu görülmektedir. 

Küçük yaştaki çocukların trans olduklarını iddia etmeleri, bu sayede şöhret kazanmaları, onur yürüyüşlerinde maskot haline getirilmeleri, moda haftalarında defilelere çıkarılmaları, barlarda ve çeşitli eğlence mekanlarında çalıştırılmaları çocuk üzerinde ciddi bir istismarın varlığına işaret etmektedir. Nitekim medyada yer alan sözde trans çocukların hayat hikayeleri ve “kariyerleri” incelendiğinde, birden ortaya çıkan karşı cinsiyet beyanları, isim değişiklikleri, karşı cinse özgü giyinme (cross-dressing) ile başlayan süreç ve ardından gelen marka işbirlikleri, belgesel çekimleri, röportajlar vb. organizasyonlar amaçlanan şeyin bir çocuğun sağlığı ve mutluluğu olmadığına işaret etmektedir.

Cinsiyet Karmaşası Yaşayan Çocuklar İçin En Etkili Tedavi Yöntemi Nedir?

Bu noktada tekrar belirtmek gerekir ki cinsiyetine yabancılaşan bir çocuğun temel ihtiyacı, uygun bir terapist rehberliğinde sorunun kaynağına inilmesidir. Ancak LGBT hareketinin etkisi altında kalan ruh sağlığı uzmanları çocuklara uygun tedavi yöntemleri uygulama konusunda çekimser davranmaktadır. Çocuklarına yardımcı olmak isteyen ebeveynlere durumu kabullenmekten başka bir yol olmadığı yönünde bilgilendirme yapılmaktadır. Bu süreçte yetişkinlerden gelen herhangi bir itiraz cümlesi, LGBT hareketi ve bağlı bulunan kuruluşlar tarafından transfobi suçlamasıyla bastırılmaktadır. 

Oysaki trans çocuk ifadesiyle akıllara gelen ve yanıt bekleyen pek çok soru ve sorun bulunmaktadır. 

Sekiz dokuz yaşlarında kadınsı kıyafetler giydirilen sözde trans erkek çocuklarının moda haftalarında defilelere çıkarılması, drag queen performansı sergilemesi, yetişkinlere özel eğlence mekanlarında dans ettirilmesi çocuğun hangi ihtiyacını karşılamaktadır? 

Gece yarılarına kadar eğlence mekanlarında çalıştırılan bir çocuk tam olarak hangi özgürlük hakkını kullanmaktadır? 

LGBT hareketinin savunduğu yaşam tarzı çocuğun ruhsal ve bedensel gelişimine ne gibi bir katkıda bulunmaktadır? 

Cinsel kimliği zedelenen ve gerekli psikoterapi yöntemlerinden mahrum bırakılan bir çocuğu gelecekte nasıl bir hayat beklemektedir? 

Bugüne kadar yapılan araştırmalar ışığında transseksüelliğin, çocukların ruhsal ve fiziksel sağlığını tehdit eden, gelişim süreçlerini sekteye uğratan, beden bütünlüğünü geri dönüşü olmayacak şekilde tahrip eden bir karar olduğunu söylemek mümkündür. 

Kaynaklar

[1] Biggs, Michael. "Revisiting the effect of GnRH analogue treatment on bone mineral density in young adolescents with gender dysphoria" Journal of Pediatric Endocrinology and Metabolism, vol. 34, no. 7, 2021, pp. 937-939. https://doi.org/10.1515/jpem-2021-0180

[2] "Correction of a Key Study: No Evidence of 'Gender-Affirming' Surgeries Improving Mental Health." SEGM, 30 Aug. 2020, https://segm.org/ajp_correction_2020.

[3] Melanie Bechard, Doug P. VanderLaan, Hayley Wood, Lori Wasserman & Kenneth J. Zucker (2017) Psychosocial and Psychological Vulnerability in Adolescents with Gender Dysphoria: A “Proof of Principle” Study, Journal of Sex & Marital Therapy, 43:7, 678-688, DOI: 10.1080/0092623X.2016.1232325

[4] "2022 National Survey on LGBTQ Youth Mental Health." The Trevor Project, 2022, https://www.thetrevorproject.org/survey-2022/#:~:text=The%20Trevor%20Project's%202022%20National,work%20all%20the%20more%20important.

[5] Littman, L. Individuals Treated for Gender Dysphoria with Medical and/or Surgical Transition Who Subsequently Detransitioned: A Survey of 100 Detransitioners. Arch Sex Behav 50, 3353–3369 (2021). https://doi.org/10.1007/s10508-021-02163-w

[6] Andrea Ganna et al. ,Large-scale GWAS reveals insights into the genetic architecture of same-sex sexual behavior. Science365,eaat7693(2019). DOI:10.1126/science.aat7693