Bilimsel Gerçeklerin Peşinde: Değişen Cinsiyet midir Kişilik mi?

Hormon tedavisi ve transseksüel ameliyatı adı altında gerçekleştirilen değişimlerin özünde persona dönüşümü yatar, cinsiyet değişimi değil.
Bilimsel Gerçeklerin Peşinde: Değişen Cinsiyet midir Kişilik mi?


İnsanlar gerçekleri bilselerdi, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hedefe yönelmezlerdi.

Dil önemlidir. Kelimelerin anlamı önemlidir. Özellikle cinsiyet konusu ele alındığında, dilin anlam taşıma kapasitesi ve kullanılan kelimelerin içerdikleri anlamlar büyük bir titizlikle değerlendirilmelidir. 

‘’Cinsiyet kimliği’’, gerçeği gizleyen sonradan türetilmiş bir terimdir. Bir kişinin kim olduğuna dair içsel duygusunu ifade eden sözde toplumsal cinsiyet kimliği, cinsiyeti bedensel ve biyolojik gerçeklikten koparır. Gerçekte, ifadeler değişebilse de, cinsiyet asla değiştirilemez.

Biliyorum, çünkü buna ilk elden tanık oldum. 1980'lerde tıp uzmanları bana karşı cinsiyet hormonlarının ve o zamanlar "cinsiyet değiştirme" olarak adlandırılan ameliyatın beni (bir erkeği) bir kadına dönüştüreceğini söylediler. Ancak vaat edilen dönüşüm gerçekleşmedi. Hormonlar, kadınsılaştırıcı transseksüel ameliyatları ve kadın görünümünde geçen sekiz yıldan sonra bile hala erkektim - doğduğumda olduğum gibi.

Cinsiyet değişikliği fiziksel olarak imkansızdır. Bu nedenle, bu cinsiyet değiştirme prosedürlerini insanlara satmak için dilde çarpıtmalar yapılması gerekir. Değişim girişimi için tercih edilen terimler yıllar içinde evrim geçirmiştir. Başlangıçta "cinsiyet değişikliği" olarak adlandırılan süreç, önce "cinsiyetin yeniden belirlenmesi", daha sonra “toplumsal cinsiyetin yeniden belirlenmesi” ve sonrasında da "toplumsal cinsiyetin onaylanması" adını almıştır. 

Hangi adı alırsa alsın, cinsiyet değiştirme ameliyatlarının ve hormon tedavilerinin biyolojik gerçekliği değiştiremediği bir kez daha vurgulanmalıdır. Evet, kadınlar için mastektomi (memelerin alındığı transseksüel ameliyatı) veya erkekler için vajinoplasti ameliyatı (yapay vajina yapımı) gibi aşırı kozmetik ameliyatlar fiziksel görünümü değiştirir. Karşı cinsiyet hormonları da kadınların yüz kılları ve ses tonu üzerinde kalıcı etkilere neden olur. Ancak bu prosedürler biyolojik ve fiziksel gerçekliği ortadan kaldırmaz. Bu tür prosedürler, sadece toplumsal düzeyde yansıtılan imajın dönüştürülmesine hizmet eder. Bu toplumsal imaj, "persona" olarak adlandırılır ve bireyin toplumsal çevresinde dışa yansıttığı sosyal bir cephe veya dış görünüşü ifade eder.  Bu bağlamda, hormon tedavisi ve transseksüel ameliyatı adı altında gerçekleştirilen değişimlerin özünde persona dönüşümü yatar, cinsiyet değişimi değil. 

Bunun yanı sıra, tıbbi müdahalelerle gerçekleştirilen bu tür prosedürlerin insanlarda çeşitli beklentiler oluşturmak gibi yan etkileri olduğu göz ardı edilmemelidir. Kaliforniya, Palo Alto'daki Cinsiyet Disforisi (cinsiyetten duyulan hoşnutsuzluk) Programının önderi olan cinsiyet terapistim Judy Van Maasdam, “cinsiyet değiştirdikten” üç yıl sonra kendisinden danışmanlık istediğimde beni "persona" kelimesiyle tanıştırmıştı. Üç yıl geçmiş olmasına karşın hâlâ cinsiyet disforim vardı ve terapistim "persona" kelimesini hormonların ve transseksüel ameliyatlarının bedenimde neyi başardığına dair beklentilerimi nazikçe sıfırlamak için kullanmıştı. Görünüşe göre, bu prosedürler mükemmel derecede sağlıklı vücut parçalarımı tahrip etmekten başka bir şeyi başaramamıştı.

cinsiyet değiştirme
Cinsiyet değiştirmenin mümkün olduğu ve buna ihtiyacı olduğu iddia edilen bireylere yardım ettiği yalanını sürdürmek, bu bireylere zarar verilmesine neden olur.

Aldatıcı Dil, Savunmasız Kişilere Zarar Verir

Cinsiyet değiştirmenin mümkün olduğu ve buna ihtiyacı olduğu iddia edilen bireylere yardım ettiği yalanını sürdürmek, bu bireylere zarar verilmesine neden olur.

Blair Logsdon'ın hikâyesi, bu yalanın zihinsel açıdan savunmasız bireylerde nasıl yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini açıkça ortaya koyuyor. Logsdon, 1987'den 2005'e kadar, cinsiyetini değiştirme ve cinsiyet disforisini hafifletme amacıyla sözde “tıbbi açıdan gerekli” 167 cerrahi müdahale geçirdi. Ne yazık ki, soğuk bir günde Maryland'deki bir kafede eşim ve ben onun karşısına oturmuş sıcak kahvemizi yudumlarken, bu cerrahi girişimlerin ona psikolojik bir rahatlama getirmediğini açıkça gördük. Yüzünde ameliyat izleri olduğu için sadece "personasını" değiştirmeyi başarmıştı. Trans olma yolunda geçirdiği birçok ameliyattan büyük pişmanlık duyduğunu dile getirdi.

Gençler, sorunlarının çözümünü cinsiyet değişiminde bulmayı teşvik eden prosedürlere karşı son derece savunmasızdır. Bu gençlerden biri olan Nathaniel'in durumu, genç bireylerin bu tür yanıltıcı ifadelerden nasıl etkilendiklerinin çarpıcı bir örneğidir. Nathaniel, ailesinin teşvikiyle 15 yaşında bir cinsiyet kliniğine gitti ve 18. yaş gününden bir hafta sonra “alt ameliyatı” (cinsel organının karşı cinsiyetinkine benzeyecek biçimde yeniden şekillendirildiği transseksüel ameliyatı) geçirdi. Nathaniel gibi bir erkek için bu, erkek cinsel organını sahte bir vajinaya dönüştürmek anlamına geliyordu. Nathaniel bir yıl sonra, 19 yaşındayken benimle temasa geçti ve şöyle söyledi: 

“Tüm bunlar kötü bir fikirdi. 19 yaşındayım ve hayatımı mahvetmiş gibi hissediyorum.”

İnsanlara hormonlar ve ameliyatlarla cinsiyetlerini değiştirebileceklerini söylemenin gerçek hayattaki sonucu budur. Genç bir adamın hayatı daha yeni başlaması gerekirken, bu tür müdahaleler nedeniyle mahvolmuştu. Nathaniel'in hikayesinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

"Trans Hayattan Kurtulanlar" adlı kitabım, "cinsiyet değişimini" teşvik etmek amacıyla dilin gasp edilmesi sonucu mahvolan 30 yaşam öyküsünü anlatıyor. İnsanlar, vücutları üzerinde yapılan deneylerden sonra ortaya çıkan gerçekleri ne yazık ki çok geç öğreniyorlar. Ancak gerçek şu ki, hormonlar ve ameliyatlar yıkıcıdır ve cinsiyeti değiştirmede başarısızdır. Cinsiyet değiştirme ameliyatımı gerçekleştiren cerrah bile, cinsiyetin aslında değişmediğini itiraf etmiştir. Gençler ve yetişkinler gerçekleri anlasalardı, hormon alıp ameliyat olmayı tercih etmezlerdi. Eğer cinsiyet tüm bu müdahaleler sonrasında bile hiçbir şekilde değişmiyorsa, bunu denemenin ne anlamı var? 

cinsiyet değiştirme
Cinsiyetin değişebileceğini iddia etmek, değişmez gerçek pahasına radikal toplumsal cinsiyet ideolojisine zemin hazırlamaya hizmet eder.

Doğru Terim “Persona Değişikliği”dir 

Belki doğru bir dil kullanırsak, her gün sıkça gözlemlediğimiz üzücü sonuçları kısmen engelleyebiliriz. Yanlış dil kullanımının neden olduğu yanılsamayı ortadan kaldırırsak, insanların zarar görmelerini engelleyebiliriz. Cinsiyet karmaşası yaşayan bireylere dürüst davranmak istiyorsanız, onlara karşı cinsiyet hormonları almayı ve ameliyat olmayı düşünmeyi bırakmalarını söyleyin. Bu tür müdahaleler cinsiyeti değiştirmez; ancak ve ancak ciddi ve kalıcı zararlar verir.

Unutmayın, cinsiyet değişmez. Benim cinsiyetim değişmedi. 167 ameliyattan sonra Logsdon’ın ya da hayatı mahvolmuş Nathaniel’ın da cinsiyeti değişmedi. Biyolojik cinsiyet değişmez. Aksine inanmak bir yanılgıdan ibarettir.

İnandıklarımızı savunmanın ve doğruyu söylemenin geçim kaynağından olma ve dışlanma gibi ağır sonuçları olabilir. Bu nedenle, genellikle hizaya girme ve politik olarak doğru kabul edilen sözleri papağan gibi tekrarlama eğilimi gösteririz. Ancak bu tür ifadelerin temelde gerçeklere dayanmadığı gibi, en ufak bir rüzgarla değişebilir nitelikte olduğunu unutmamak önemlidir.

Cinsiyetin değişebileceğini iddia etmek, değişmez gerçek pahasına radikal toplumsal cinsiyet ideolojisine zemin hazırlamaya hizmet eder. Yanlış, yanıltıcı ve zararlı terimleri sorgulamadan papağan gibi tekrarlayan "sözcük kuklaları" olmak yerine gerçekleri dile getirmeliyiz: Cinsiyet değiştirmek imkansızdır.

Kaynak: The Daily Signal

26 Haziran 2023

Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

Bize Katılın!

Yeni içeriklerden haberdar olmak için e-posta bültenimize abone olun.