Eski trans: 'İçimi Düzeltmeden Dışımı Düzeltmeye Çalışıyordum'
Robert Wenman, Kanada'nın Ontario eyaletinde "tam zamanlı" bir transseksüel kadın olalı dört yıl olmuştu ki, bir polis memuru ona şu soruyu sordu: "Tüm yasal haklarınızı elde ettiniz. Neden bir kadın olarak hayatın tadını çıkarmıyorsunuz?"
Soru, o zamanki LGBT aktivistinin kekelemesine neden oldu: Wenman bir grup kanun uygulayıcısına “trans hakları” konusunda eğitim veriyordu, ancak temel bir soruya cevap veremiyordu: Neden? Neden hâlâ kampanya yürütüyor, hâlâ mücadele ediyordu?
Ne de olsa Kanada sağlık sistemi cinsiyet değiştirme ameliyatının ve ameliyat sonrası 10 günlük yatış süresinin masraflarını karşılamıştı. Mahkeme Robert John olan doğum kayıtlarını kadın ismi olan Rebecca Jean olarak değiştirmişti. Canada Post'ta kadınlara yönelik tesislere tam erişimi olan güvenli bir işi vardı ve ailesi onu bu haliyle kabul ediyordu. Wenman, transseksüel kadın olmayı başarmıştı; peki neden sürekli bir şeylerle mücadele ettiğini hissediyordu?
Wenman günlerce bu soruya kafa yordu ve "ruhlarımızdaki yıkım"dan ötürü "hoşgörüsüz toplumu" suçlayabileceği tüm yolları düşündü. Ancak kalbinin derinliklerine indikçe, acı verici bir kabule daha net bir şekilde ulaştı: “Transseksüel hakları” için mücadele ettiğini söylemişti ama aslında içsel bir savaş veriyordu. "İçimi düzeltmeden dışımı düzeltmeye çalışıyordum," dedi.
Bir transseksüelin içinde düzeltilmesi gereken herhangi bir şey olduğu fikri büyük medya tarafından lanetlenen bir konu. Time dergisi, sözde transseksüel haklarını "Amerika'nın bir sonraki sivil haklar cephesi" olarak adlandırıyor. The New York Times gazetesi, eski Times editörü Andrew Rosenthal’ın transseksüel hareketi sorgulayanları "cahil, aptal insanlar" olarak nitelendirmesi yoluyla, transseksüel bir "haçlı seferini" "güçlü bir şekilde" savunduğunu itiraf ediyor.
Bu yıl, National Geographic de haçlı seferine katılarak ilk sayısını gelişmekte olan “cinsiyet devrimine" ayırdı.
Ancak bu hikayelerde eksik olan şey, transseksüel olarak edindikleri deneyimlerini artık psikolojik ve fiziksel sakatlanma olarak gören bireylerin sessiz ağıtlarıdır.
Pişmanlığını açıkça dile getiren 76 yaşındaki eski transseksüel Walt Heyer, kendisini web sitesi aracılığıyla bulan umutsuz transseksüel erkek ve kadınlardan düzenli olarak e-posta aldığını söylüyor. Birçoğu geri dönüşü olmayan bir transseksüel ameliyatı geçirmiş ve şimdi pişmanlık duyuyor. Ona dehşet ve çaresizlik içinde yazıyorlar: Şimdi ne yapacağım? Ölecek gibi hissediyorum.
Heyer, kendisiyle iletişime geçen her bir kişinin travmatik bir geçmişi ve psikolojik yaraları olduğunu söylüyor. Bu kişilerin yürek parçalayan hikayeleri Heyer'in kendi kişisel deneyimiyle de örtüşüyor: "Transgenderizm henüz tedavi edilmemiş bir grup ruhsal bozukluk için kullanılan bir şemsiye terim." Ve sonuçları yıkıcı: Araştırmalara göre, hormon uygulaması ve cinsiyet değiştirme ameliyatı geçiren transseksüel yetişkinler arasında intihar oranları nüfusun geneline kıyasla 20 kat daha yüksek. 2014 yılında yapılan bir çalışma ise cinsiyet disforisi (cinsiyet hoşnutsuzluğu) teşhisi konan hastaların yüzde 63'ünün en az bir eş zamanlı ruhsal bozukluğa ve yüzde 33'ünün majör depresif bozukluğa sahip olduğunu gösteriyor.
Bu nedenle Heyer, gelişen transseksüel yanlısı söylem karşısında öfkeleniyor: "Trajedi bu: Bu insanların hiçbirinin ameliyat olması gerekmiyor. İhtiyaç duydukları şey derin, etkili, uzun süreli psikoterapi." Ancak psikiyatristlerin kendileri cinsiyet disforisini tedavi etmek için hormon ve ameliyat önerdiğinde alternatif seçenek kalmıyor.
Bir psikiyatrist, Robert Wenman'a cinsiyet disforisi yaşadığını söyleyip cinsiyetini değiştirmesini tavsiye ettiğinde, hayatındaki tüm parçalar yerine oturmuş gibi gelmişti: "Evet! Elbette öyle: Ben gerçekten de erkek bedeninde bir kadınım!"
Wenman her zaman utangaç, yalnız bir çocuk olmuş ve yatak odasındaki dolapta bulduğu annesinin çoraplarını, kuşaklarını ve elbiselerini giymişti. Karşı cinsiyetin kıyafetlerini giyindikçe, bu bağımlılık "büyüdükçe büyüdü ve bir canavarı besledi." Bir yetişkin olarak yiyip yiyip kusma dönemlerinden geçti. Evde defile yapmak için toplu kadın kıyafeti alışverişi yaptı, sonra utanç içinde kıyafetleri attı ve bu döngü defalarca tekrarlandı.
Bu yüzden 1991 yılında bir transseksüel uzmanı ona cinsiyet değiştirmesini söylediğinde, Wenman bunun tüm sorunlarını çözeceğini düşündü. Ailesine açıldı, 50 kilo verdi ve sakallarını kesti, saçlarını beline kadar uzattı, hormon tedavisine başladı ve yasal belgelerindeki ismini değiştirdi. Altı yıl sonra İngiltere'de cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirdi ve ardından coşku içinde Kanada'ya döndü: "Sokaklarda dans edebilirdim. Sanki görev tamamlanmış gibiydi."
Bu başarı hissi uzun sürmedi. 1.83 metre boyunda, iri, erkeksi elleri ve erkeksi bir sesi olan Wenman, kadın olarak "görünmekte" zorlanıyor ve toplum içinde olmaktan korkuyordu. Bir yabancının tuhaf bakışı Wenman'ın günlerce acı çekmesine neden oluyordu ve çocuklar onu dehşete düşürüyordu çünkü ona dosdoğru bakıyorlardı. "Kendimi özgür hissetmek yerine bir suçlu gibi hissediyordum. Gittikçe daha da paranoyaklaşıyordum."
Dışarıdan bakıldığında Wenman her hafta transseksüel topluluğunda gönüllü olarak çalışıyor, LGBT/feminist geçit törenlerinde yürüyor, barlarda trans "kız kardeşleriyle" kıkırdıyor ve cinsiyetin psikolojik bir yapı olduğunu iddia ediyordu. İçten içe duygusal bir çöküntü içindeydi. Kronik depresyonu iş performansını etkilemeye başladı ve Şubat 2009'da, 28 yıldır çalıştığı işini kaybetti. İntihar kulağa hayattan daha tatlı gelmeye başladığı sırada Wenman dine yönelmeye karar verdi ve şunu fark etti: "Ruhuma karşı savaşıyordum. Tanrı'ya karşı günah işliyor, suçluluk ve utanç duygusuna hapsoluyordum."
17 yıl kadın olarak yaşadıktan sonra, şu anda 60 yaşında olan Wenman yeniden erkek oldu: Beyaz saçlarını kısacık kestiriyor, erkek reyonundan ekose gömlekler ve pantolonlar giyiyor ve bir eş bulmak için dua ediyor. Ameliyatı onarılamaz olduğu için evliliğin mümkün olup olmadığını merak ediyor ve kendi çocuklarını kucağına alma zevkini asla tadamayacağı için yas tutuyor.
Bu nedenle, transseksüel olduğunu açıklayan ve ailelerini terk eden kocaların hikayelerini duyduğunda Wenman kederleniyor: "Onları sarsmak ve bağırmak istiyorum, 'Ne yaptığınızı bilmiyorsunuz! Gerçek olmayan bir şey için ailenizden vazgeçiyorsunuz!’... Ama bu duygunun ne kadar güçlü olduğunu da biliyorum çünkü ben de yaşadım. Neredeyse şeytani bir duygu." Gerçeklerin üstesinden gelmenin imkansız olmadığını söyleyen Wenman, yine de gerçeklerin özgürleştirici olduğunu hatırlatıyor.
Kaynak: wng.org
8 Şubat 2024
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK İÇERİKLER
Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?