Eski Transın Hikayesi, LGBT İdeolojisinin Gerçek Yüzünü Bir Kez Daha Gün Yüzüne Çıkardı
İngiltere'den Amerika’ya eşinin yanına taşınan Amy Rey, Western Standard sitesine verdiği demeçte, "Cinsiyet değiştirme sürecinde yaşadığım acıları ve maruz kaldığım yanlış tıbbi uygulamaları, çocukların sakatlanmasını ve hayatlarının ellerinden alınmasını önlemek için kullanabilirsem mutlu öleceğim" dedi.
Kısa bir süre önce Amy annesini aradı ve hıçkıra hıçkıra ağladı. Annesine: "Küçük kızını senden aldığım için özür dilerim." dedi. Amy artık kendine Matt demiyor. Kadın bedenine hapsolmuş bir erkek olmadığını fark etti. Ancak şimdi, cinsiyetini değiştirmesi halinde huzurlu bir hayat yaşayacağına dair romantize edilmiş yalanlara inanmanın bedelini ödüyor. Amy, huzurlu bir hayat yerine, göğüslerini aldırdığı transseksüel ameliyatı nedeniyle dayanılmaz bir acı ve şekil bozukluğu yaşadı. İngiltere'de bir hastane yatağında üç ay boyunca enfeksiyon üstüne enfeksiyonla mücadele ederken geçirdiği aşırı kanama ataklarından bahseden Amy: "Kan göllerinin üzerinde uyanırdım." dedi. Testosteron (erkeklik hormonu) iğneleri nedeniyle ilk altı ay boyunca eşi benzeri görülmemiş öfke nöbetleri geçirdi. Hiç bilmediği türde bir depresyon yaşadı. Ve hala "hormonal epilepsi" denilen kontrol edilemeyen tikler ve nöbetler geçiriyor.
Yakın zamanda İngiltere'de yayınlanan Cass raporu, cinsiyet değiştirme sürecine giren çocukların hayal kırıklığına uğratıldığı sonucuna vardı. Söz konusu rapor, karşı cinsiyet hormonlarının zararlı ve bazen de ölümcül etkileri olduğunu bildirerek kullanımını kınadı.
Amy Rey, dört yıl önce sağlıklı göğüslerini aldırdığında 29 yaşındaydı. Hormon ilaçlarına 26 yaşında başlamıştı. "Gençlere kendinizi ifade etmenizde bir sakınca olmadığını söyleyebilirim. Ama bu benim gibi bir yetişkinin başına gelebiliyorsa, gelişmemiş zihinleri ve gelişmemiş bedenleriyle çocukların başına kim bilir ne gelir? Korumamız gerekenler çocuklardır. Çoğu ebeveyn, sizin en iyi arkadaşınızdır. Sizi ilk onlar sevdi. Sizin için en iyisini istiyor. Onları dışlamayın. Keşke zamanda geriye gidebilsem ve aileme sarılıp onlara haklı olduklarını söyleyebilsem; çünkü şimdi hayatımın geri kalanında onların küçük kızlarını ellerinden aldığım için pişmanlıkla yaşamak zorundayım."
Ebeveynler - çocuklarını cinsiyet değişimine zorlayanlar hariç - yalnız başına yas tutmak zorunda kalıyor. "Bence bu, özellikle de insanların sadece cinsiyet değiştirmekle kalmayıp tüm kişiliklerini de değiştirdikleri günümüzde, birini intihar sonucu kaybetmeye benziyor. Sanki o kişi ölmüş gibi. Oysa ebeveynlerin daha fazla saygıya ihtiyacı var. Kimsenin hayal bile edemeyeceği düzeyde inciniyorlar."
İtiraz edenler tehdit ediliyor ve zorbalığa maruz kalıyor. "Hükümet Amerika’da da ebeveynlerin peşine düşüyor. Bu çok sarsıcı. Ebeveynlere ‘Ölü bir kızınız mı yoksa canlı bir oğlunuz mu olsun istersiniz?’ demek bambaşka bir kötülük. Ya da çocukların kararını onaylamadığınız için onları sizden uzaklaştırmaları.”
Amy, hayatının geri kalanını aldığı hasarla yaşamak zorunda olduğunu söylüyor.
"Her zaman olduğum gibi görüneceğim. Her zaman erkeksi görüneceğim. Her zaman kalın bir sesim olacak. Her zaman sakallarım olacak. Bu seçimi yaptıktan sonra geri dönüşü yok."
Bu da bir başka yalanı ortaya çıkarıyor: detrans olmanın (translıktan pişmanlık duyarak esas cinsiyete geri dönmenin) kolay olduğu yalanı. "Bu kalıcı bir şey. Bunu çocuklara dur-kalk trafik ışığıymış gibi, sanki durdur-devam et oyunuymuş gibi satıyorlar. Bu şeytani bir şey. Durum hiç de öyle değil. Detrans olmak ifadesini bile kullanmazdım çünkü gerçek benliğinizle özdeşleşmeye geri dönseniz de bu değişiklikler hala orada duruyor."
Peki ya cinsiyet değiştirmek? "Kalıcı değişikliklere itilmeden önce kendimizi sevmeyi öğrenmeliyiz. Karşı cinsiyet hormonları alabilir, cinsiyet değiştirme ameliyatları geçirebilir ve belli bir şekilde görünebilirsiniz ancak bu kim olduğunuzu değiştirmez. Hatta her şey daha da kötüleşir çünkü tüm bu değişiklikleri yapıyorsunuz ama o hedefe ulaşamıyorsunuz. Asla da ulaşamayacaksınız çünkü o cinsiyette değilsiniz. Yüzüme karşı yalan söylediler. Şimdi biliyorum ki bana doğruyu söyleselerdi bunların hiçbiri yaşanmayacaktı."
"Mükemmel bir üst ameliyatı (kadınlarda sağlıklı göğüslerin alındığı transseksüel ameliyatları) geçirmiş trans erkeklerin fotoğraflarını görmüştüm. Bunu çok romantik bir şekilde pazarlıyorlardı. Bana da öyle pazarladılar. Bana cinsiyet değiştirme sürecinin sorunlarıma çare olacağını söylediler. Hissettiğim her şey ortadan kalkacaktı. Bana daha da fazla acı çekeceğimi söylemediler."
Doktorlar Amy’deki tiklerin çok sık testosteron iğnesi yapılmasından kaynaklandığını tespit etti. "Bana o kadar çok reçete yazıldı ki, testosteron eksikliği olan bir erkeğin alacağından daha fazlasını alıyordum."
Ve Amy testosteron almayı bir buçuk yıl önce bıraktı. "Hormonları bıraktığımda vücudum daha kötü oldu çünkü şoktaydı. Şimdi hormonal epilepsi ile uğraşıyorum. Tiklerim için yardım almaya çalıştığımda, hiçbir Tourette (istemsiz tikler ile karakterize nörolojik hastalık) uzmanı benimle görüşmüyor çünkü ben bir detransım."
Peki Amy bu konuda uyarılmış mıydı? "Cinsiyet kliniği (Londra'daki Tavistock) bana biraz akne çıkarabileceğimi söyledi. Bu ilaçların kalp krizi geçirme olasılığımı üç kat artıracağını ama bittiğinde gerçek bir erkekle eşdeğer olacağımı söylediler."
Bir fikir değişikliğinde ya da komplikasyonlar ortaya çıktığında ise yaralı insanlar terk ediliyor. “Cinsiyet değiştirdiğinizde size ihtiyacınız olan tüm sağlık hizmetlerini sunuyorlar. Ancak her şey ters gittiğinde ya da cinsiyet değiştirme sürecinden vazgeçtiğinizde sizi ölüme terk etmiş gibi oluyorlar. Kimse size yardım etmek istemiyor. Bunu tüm sorunlarınızın çözümü olarak satıyorlar. Hissettiğiniz depresyonun sihirli bir şekilde ortadan kalkacağını söylüyorlar. Ama bu doğru değil. Bu süreçte yaşadığım hastalıklar ve sağlık sorunları beni hayatımda hiç hissetmediğim kadar büyük bir depresyona soktu. Her şey ters gitmeye başladığında hissettiğim o depresyonla hiçbir şey boy ölçüşemez. Ve bu konuda yapabileceğiniz hiçbir şey yok."
Kaynak: westernstandard.news
22 Mayıs 2024
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK İÇERİKLER
Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?