Son iki yılda ne kendime yaptıklarıma, ne de bazı sağlık profesyonellerinin bana "yardım" adı altında yaptıklarına akıl erdirebiliyorum. İki yıl önce bugün, lise mezuniyetine giden sağlıklı ve güzel bir kızdım. Şimdi ise aşırı kilolu, gizli şeker hastası transseksüel bir adama dönüşmüş olmanın kabusunu yaşıyorum. Tüm suçu sağlık personeline yüklemeyeceğim, çünkü ben de daha akıllı olmalıydım. Ama kendime verdiğim zarardaki katkıları kesinlikle çok büyük ve bunu yaparak çok para kazandılar.
İşte benim hikayem.
Küçük yaşlarımdan beri diğer kızlardan hep farklıydım. Erkek kıyafetleri giyer, erkek oyuncakları ile oynadım. Tipik bir “Erkek Fatma”ydım. Büyüdükçe daha kadınsı bir görünüm benimsedim. Uzun sarı saçlarım vardı ve makyaj yapıyordum. Ama kafamın içinde bir cinsiyet karmaşası yaşıyordum.
17 yaşıma girdiğimde ebeveynlerim çoktan boşanmıştı. Babamla yaşıyordum. Yaşadığım cinsiyet karmaşasından dolayı erkeklerle de kızlarla de çıktığım zamanlar oldu. Babam kızlarla çıktığımı öğrenince ya bu işten vazgeçersin ya da kendi yoluna gidersin diyerek beni evden kovdu. Ben de annemin yanına taşındım. Kısa bir süre sonra saçlarımı kısacık kestim. Bu kararım annemi de babamı da üzdü. Ama sonrasında olanlar onları çok daha fazla üzdü.
18 yaşımda, Instagram'da bir grup transseksüel erkeğin (kadın olarak doğup cinsiyet değiştiren kişilerin) "başarı öykülerini" görmeye başladım. Bu trans erkekler, kendilerinde her zaman ters giden bir şeylerin olduğunu hissettiklerini ve cinsiyetlerini değiştirdikten sonra insanların onların aslında birer kadın olduklarını asla fark etmediklerini söylüyorlardı. Hepsinin hikayeleri mutlu sonla bitiyor gibiydi. Onları çok kıskandım. Diğer kızlardan farklı olduğum için trans olabileceğim düşüncesini geliştirmeye başladım.
Okuduğum her şey cinsiyet değiştirmekten yanaydı. Herkes cinsiyet değiştirmenin sizi ne kadar cesur yapacağından ve sizin için ne kadar iyi olacağından bahsediyordu. Ne yazık ki, transseksüel pişmanlığı veya cinsiyet değişiminden kaynaklanan büyük sağlık sorunları hakkında hiçbir makaleye rastlamamıştım. Konuyu eleştirel bir şekilde tartışan ve karşıt görüşler sunan kitaplar bulmak için elimden geleni yaptım, ancak bulduğum tek şey transseksüellik yanlısı yazılardı. Maalesef tüm bunlar beni bariz olan sonuçla baş başa bıraktı: Madem tüm "uzmanlar" cinsiyet değiştirmekten yana, neden olmasın? Bunun üzerine, cinsiyetimi nasıl değiştirebileceğimi Google'da araştırmaya başladım.
İlk adım, erkeklik hormonlarına başlamam için bana onay kağıdı verecek bir terapist bulmaktı. Kısa bir sürede, bana yardım edeceğini söyleyen bir terapist buldum ve ona 19. doğum günümde hormonlara başlamak istediğimi söyledim. Doğum günüme sadece 5 hafta vardı. Terapistim, her hafta sadece bir saatlik bir randevunun yeterli olacağını söyledi. Birini tanımak için bu pek yeterli bir süre değil. Yine de bu beş saat, hormon tedavisi görmemin ve bir "erkek" olmamın kapılarını açan bir onay kağıdı almam için yeterli görüldü. Ayrıca ehliyetimdeki cinsiyet ibaresini kadından erkeğe değiştirmeme de yardımcı oldu. Şimdi görüyorum ki bunun bu kadar kolay olması çok büyük bir sorun. Eğer terapistim daha yavaş ve daha dikkatli hareket etseydi, aslında trans olmamam gerektiğini anlardı. Kim bilir, belki de anlamak istemedi. Ama ben sözde gösterişli trans hayatını tanıtan videoları izlemiş ve cinsiyetimin "yanlış" olduğuna ikna olmuştum. Terapistim de beni buna teşvik etmiş ve cinsiyet değişikliğine ihtiyacım olduğunu düşünmeme neden olmuştu.
Bu noktada, arkadaşlarım da cinsiyet değiştirmem için beni teşvik ediyorlardı. "Seksi kızsın" dediler. "Senden seksi bir erkek olur!" Bazıları ise bana karşı gelecek bir şey söylemekten çok korkuyordu. LGBTQ+ zorbaları aksi fikir belirtecek bir ortam bırakmamıştı. Bu yüzden kimseden olumsuz tepki almadım.
Gerçekte tabii ki erkek değildim, ama bunun aksini duymak dahi istemiyordum. Terapistim asla benimle oturup bunun derinine inmeye çalışmadı. Bunun yerine bana "Ne zaman böyle hissetmeye başladın?", "Neden böyle olduğunu düşünüyorsun?" gibi sorular sordu. Terapistim beni cinsiyet değiştirmekten uzak tutmak için bir kez bile frene basmadı.
Onay kağıdını alır almaz Atlanta'daki bir doktora gittim. Hayatımın en kötü “tedavisini” burada gördüm. Doktor geldiğinde bana herhangi bir sorum olup olmadığını sordu. Ona "Sadece biraz gerginim" dedim. "Bunu yapmak istemiyor musun?" diye sordu. "İstiyorum" dedim. "Peki. Onay kağıdın nerede?" dedi. Kağıdı ona verdim ama açmadı. Gerçek olup olmadığını bile kontrol etmedi. "Testosteron reçeteni yazacağım" dedi. Şaşırdım. Hormon enjeksiyonunu doktorun yapacağını düşünmüştüm. Ama öyle olmadı. "Enjeksiyonu siz yapmayacak mısınız? Ben nasıl yapıldığını bilmiyorum" dedim. "Zor bir şey değil" dedi. Evime gidip bir şekilde halletmemi söyledi. YouTube videosu izlememi önerdi.
Bu yaşadıklarım bana hiç gerçekçi gelmiyordu. Doktor da bunun farkındaydı. Açıkçası korktum. Bunun sadece bir para dolandırıcılığı olduğu, doktorun umursamazlığından anlaşılmalıydı. Bana yaptığı muameleden sorumlu tutulmayacağından emin olduğu belliydi, yoksa bana yaklaşımı bu şekilde olmazdı. Ama bu noktada, yine yanılgıya kapılmıştım. Cinsiyet değiştirmenin beni "normal" yapabileceğini düşünmüştüm. Ne yazık ki, beni bekleyen gerçek bu değildi.
Erkeklik hormonu enjeksiyonları etkisini göstermeye başlamıştı ama işler beklediğim gibi iyi yönde gitmiyordu. Giderek daha fazla kilo almaya başladım. Cildim giderek daha fazla şişmeye ve rengim atmaya başladı. Kanım koyulaşmaya başladı. Her üç ayda bir kan tahlili yaptırıyordum. Sonuçlar artık gizli şeker hastası olduğumu söylüyordu. Bu benim için tamamen yeni bir şeydi.
Cinsiyet değiştirme doktorum endişe etmememi söyledi. Ama ben ikinci bir görüş için başka bir doktora daha görünmeye karar verdim. Bu doktor ise bambaşka bir gerçeği söyledi: Koyulaşan kanım beni kalp krizi veya felç riskine maruz bırakıyordu.
Neredeyse bir yıl boyunca enjeksiyonları almaya ve kendime zarar vermeye devam ettim. Bu süre zarfında 50 kilo aldım ve çok mutsuzdum. Enjeksiyonların çözeceğini düşündüğüm sorunlarımın hiçbiri çözülmemişti ve kendime olan güvenim daha da azalmıştı. Pişmanlık duymaya başladım.
Ne yazık ki sıkışıp kaldım. Herkese trans olduğumu ilan etmiştim. Cinsiyetimi değiştirmiştim ve insanları beni kabul edip bana yeni bir adla hitap etmeye zorlamıştım: Jaxson. İş yerimdeki erkekler, eskiden kadın olan iş arkadaşlarının artık kendileriyle aynı tuvaleti kullanmasına razı olmak zorundaydı.
Etrafımda herkes diken üstündeydi. İnsanlar iş yerinde bana itiraz ederlerse ne olacağı korkusuyla yaşamak zorunda kalmışlardı. Çünkü insanlara bu sebeplerden dolayı dava açılıyordu. Kimse bana yaptığımın yanlış olduğunu söyleyemez veya "Kendine gel!" diyemezdi. İş yerimdeki birkaç cesur kişi bana sessizce "Emin misin?" diye sormaya çalıştı. En fazla "Neden biraz daha düşünmüyorsun?" diyebildiler.
Bu arada annem her gün bunu kendime neden yaptığımı düşünüp ağlıyor, kendini suçluyordu.
Sonunda bir gün, büyükbabam bu konuyu konuşmak için beni yanına oturttu. Fikrini her daim önemsediğim tek kişiydi. Gözlerinde yaşlarla artık buna bir son vermemi istedi. Tüm benliğimle devam etmek istiyordum. Ama artık istediğim için değil, gururum yüzünden…Hata yaptığımı kabul etmemek için... "İnsanlar ne düşünecek?" diye düşündüm. Herkesin bana ayak uydurmasını sağlamıştım. Aniden vazgeçersem, insanlara ne söyleyecektim? Bu sorular beni yiyip bitirdi. Ama şu hayatta en çok saygı duyduğum insan, sevgili büyükbabam gözyaşları içinde bana yalvarıyordu. Ona hayır diyemezdim.
Beni düştüğüm bataklıktan kurtaran şey bu oldu. Eğer büyükbabam beni ikna etmeseydi, her şeyi batırdığımı kabul etmektense bu sözde tedavinin beni öldürmesine izin verecek kadar ileri giderdim. Onun müdahalesi hayatımı kurtardı. Aksi halde, gururum yüzünden kendi ölümüme neden olacaktım.
Böylelikle tedaviyi bırakmaya karar verdim. Ne var ki, bu iş o kadar basit değildi. Hormonları bırakmamın üzerinden iki hafta bile geçmemişti ki, vücudum yoksunluk krizleriyle benden intikam almaya başladı. Yerlerde inliyor, ağlıyor, kusuyor ve hiçbir şey yiyemiyordum. Vücudumu perişan bir hale getirmiştim. Her gün hastalanmak çok yorucuydu. Üç kez acil servise gittim ve sorunun ne olduğunu bulmak için iki operasyon geçirmem gerekti. Hormon dengem çok bozuktu ve perişan haldeydim.
Acil servise son gidişimin öncesinde evde duş alıyordum ve aniden yoksunluk krizi geçirmeye başladım. Annem beni hastaneye götürmek için 30 dakika araba kullanmak zorunda kaldı. Oraya canlı varabileceğimi bile düşünmüyordum. Acil servis bana sakinleştirici ilaç vermeden önce, beni hastaneye yatırmaları için anneme yalvardım. "Eve dönersem ya da hastaneden ayrılırsam öleceğim" dedim. Bana verdikleri sakinleştiriciler nedeniyle bilincimi kaybetmeden önce ikimiz de oturmuş ağlıyorduk. Hayatta kalamayacağımı düşündüm.
Yorucu geçen dört ay boyunca her gün hastalanıp toplamda 50 kilo verdikten sonra nihayet yarı normal bir hayata dönmeyi başardım. Artık daha iyiyim ama bedenim geçirdiğim bu cinsiyet kavgasının yaralarını taşıyor. Sesim hala boğuk ve çok erkeksi görünüyorum. Sağlığıma ek olarak paramı da kaybettim. Sürecin bana maliyeti binlerce dolar oldu. Ve geri dönülemez bir şekilde erkek olduğumu söyleyen o onay yazısı yüzünden, ehliyetimde cinsiyetim "erkek" olarak görünüyor. Yeniden kadın olduğumu kanıtlamak için mahkemeye çıkmam gerekecek.
Bu korkunç yoldan canlı çıktığım ve herhangi bir vücut parçamı kestirmediğim için minnettarım.
Toplumumuz gençlerin tüm bu korkunç olayları yaşamasına nasıl izin veriyor, anlamıyorum. 18 yaşımdayken alkol almam yasal değildi ama bir terapiste gidip cinsiyetimi değiştirecek hormonlar alabiliyordum. Buna nasıl izin verebilirler? Bu durum benden çok daha küçük yaştaki savunmasız çocukların başına geliyor ve yetişkinler ortalıkta yoklar. Bu kliniklere girdiğinizde yaşlı insanlar görmezsiniz. Bilgisiz ebeveynler tarafından oraya getirilen ve muhtemelen hayatlarını mahvedecek randevularını bekleyen, yanlış umutların peşinde koşan erkekler ve kızlar görürsünüz.
Umarım bunun ne kadar büyük bir sorun olduğunu gören tek kişi ben değilimdir. Kültürümüz, yaralı bedenler ve mahvolmuş hayatlarla sonuçlanacak bir cinsiyet değiştirme prosedürü oluşturdu. Tıp camiası da bu suça hızla ortak oldu. Bu doktorlarla bizzat görüştüm ve onlara para verdim. Rahatlıkla söyleyebilirim ki neler yaşadığımı umursamadılar. Bu bir halk sağlığı krizidir! Medyamız ve politikacılarımız bu krizi tamamen görmezden gelmektedir! Her gün daha fazla genç güvensizlik hislerinin ve cinsiyet karmaşalarının çözümünün cinsiyet değiştirmek olduğu söylemleri ile kandırılıyor. Bu, genç bir insanı yönlendirebileceğiniz en kötü yoldur.
Biz bir şeyler yapana kadar, tıp camiası ciddi önlemler alıp gerekli özeni göstermeye başlayana kadar ve politikacılar devreye girene kadar daha fazla gencin hayatını mahvetmesine mani olunmalıdır. Hiç olmazsa, umarım hikayem bir uyarı görevi görür ve okuyan gençleri benim yaşadığım sefalet ve kederi yaşamaktan kurtarabilir.
Kaynak: The Daily Signal
Yorumlar