Çocukluğumdan beri düzenli olarak günlük tuttuğum için benzersiz bir durumum var. LiveJournal'da (kişisel blog sitesi) 20 yıl öncesine ait kayıtlarım ve bundan daha da uzun süre tuttuğum fiziksel günlüklerim var. Bu da ne düşündüğüme ve zaman içinde nasıl değiştiğime bakabildiğim anlamına geliyor.
Eski günlük kayıtlarımı karıştırdığım, eskiden nasıl düşündüğümü ve o zamanki düşüncelerimi çevreleyen bağlamı yansıttığım ve bugün bu konuda nasıl hissettiğimi incelediğim bir seri başlatmak istiyorum. Bu yazıda, çocuk sahibi olma arzum ile histerektomi (rahim aldırma ameliyatı) olma arzumun izini süreceğim. Şu anda, histerektomi istemek ve yaptırmak benim en büyük pişmanlığım.
6 Ocak 2005 tarihli günlük girişi:
"Çocuk istiyor musun/evetse kaç tane: Evet, evet. Çocuk sahibi olmalıyım. MÜMKÜN OLDUĞUNCA ÇOK XD"
Bu yazı yazıldığında 16 yaşındaydım. LiveJournal yıllarımda, insanların sıkıldıklarında doldurmaları için düzinelerce soru içeren bu anketlerden her zaman tonlarca vardı. Bu da onlardan biriydi ve bana çocuk isteyip istemediğimi soruyordu. Açıkçası istiyordum. Aynı yıl içinde farklı bir ankette "üç çocuk" istediğimi belirttiğim başka bir kayıt daha var.
10 Mart 2010 tarihli günlük girişi:
"Dün gece bebek sahibi olmakla ilgili iki ayrı rüya gördüm [...] Bilmiyorum. Bu beni biraz rahatsız ediyor. Her zaman hamile kalmak ve çocuk sahibi olmak istediğimi biliyorum. Bir kadın bedenine sahip olmanın sevdiğim tek yanı bu. Çocuk sahibi olabilmem. Bazen bu konuda kendimi kötü hissediyorum, çünkü FTM (kadından erkeğe cinsiyet değiştirmiş transseksüel) topluluklarında bilerek hamile kalan diğer trans erkekleri (herkesi değil ama birçoğunu) küçümsüyorlar. Özellikle de bunu duyuranlara (ki bunu anlayabiliyorum).
Aslında cinsiyet değiştirmeli miyim diye merak ediyorum. Ya da beklemeli miyim? Ama beklemek istemiyorum. Yıl sonuna kadar testosteron almayı umuyorum. Bununla birlikte, kendimi trans erkeklerle özdeşleştirirken, genderqueer (başta cinsiyet ve cinsellik olmak üzere her türlü sınırı yıkmayı amaçlayan kişiler) ftm'lerle daha güçlü bir şekilde özdeşleşiyorum... ve birçoğu ikiliğin her iki tarafını ve aradaki her şeyi kucaklıyor. Ve birçoğu bir süreliğine testosteronu bırakıyor. Ben de bir süre devam edebilirim, sonra istersem bırakırım. Bırakmayabilirim de. Belki de çocuk sahibi olmamı isteyen şey içimdeki östrojendir. Belki testosteron daha güçlü olduğunda, artık istemeyeceğim (yine de çocuk isteyeceğimden eminim). Ancak hormon replasman tedavisi sizi kısır da yapabilir. Yani bu zor bir seçim."
Bu yazıyı, sosyal olarak cinsiyet değiştirmeye (yani cerrahi bir işlem olmadan sosyal hayatta karşı cinsiyet gibi yaşamaya) karar verdikten yaklaşık üç ay sonra ve aileme söyledikten çok kısa bir süre sonra yazmıştım. Tam da 22 yaşıma girmek üzereydim. Burada, "her zaman hamile kalmak ve çocuk sahibi olmak istediğimi" kabul ediyor, hamile kalmak için benzersiz kadın yeteneğime ne kadar değer verdiğimi tartışıyor ve sürece devam edip etmemem konusunda şüphelerimi dile getiriyorum. Kendimi gerçekten bir erkek gibi hissetmediğimi ve daha çok nonbinary hissettiğimi itiraf edecek kadar ileri gidiyorum ("genderqueer" o zamanlar günün kelimesi olsa da).
Bu yazı muhtemelen sahip olduğum en büyük tehlike işaretlerinden biri. Cinsiyet değiştirme sürecine tam olarak bağlı değildim, tam olarak istemiyordum ve vücudumda kalıcı değişikliklere neden olacak kısıtlanan bir maddeye başlayıp bırakmaktan bahsediyordum ama aynı zamanda tam hız ilerlemek de istiyordum. Dışarıdan hormon almanın, o noktaya kadar tüm hayatım boyunca kendim için yaptığım planın önemli bir parçası olan bir konuda fikrimi değiştirmeme neden olabileceğinden rahatça bahsediyorum. Bu iyi bir karar verme biçimi değil.
3 Nisan 2010 tarihli günlük girişi:
"Sanırım [hakkında daha fazla bilgi edinmem gereken] tek şey hâlâ doğurganlık meselesi. Kısır olan trans erkeklerin yüzdesinin ne olduğunu bilmek istiyorum (yani testosteron kullananların, ve tabii ki histerektomi olmadan önce). Yine de bir parçam bunu umursamayı bıraktı. Evlat edinebilmeyi de dört gözle bekliyorum. Kısır olursam böyle olacağını düşünüyorum. Kendi çocuğumu doğurup doğuramayacağıma kader karar verecek."
Bunu, bir önceki yazııdan kısa bir süre sonra yazmıştım. Bir aydan kısa bir süre sonra, kim olduğumu sorgulamaya başladığım bu noktadan bir yıl öncesine kadar hayat planlarımın önemli bir parçası olan bir şeyi "bir parçam umursamayı bıraktı".
Reddit gibi yerlerde gençlerin cinsiyet değiştirmeye karşı takındıkları kibirli tavrı sık sık görüyorum: "Sonradan pişman olursam olayım; en azından şimdi mutluyum." Çocuk sahibi olma kapasitemi kaderin belirleyeceğini ilan ettiğim yazım hâlâ orada. Anlık duygularımızın hayatımızın geri dönüşü olmayan bir yönünü belirlemesine izin vermek çok çocukça bir tutum, ancak "cinsiyet olumlayıcı bakım" adı altında gerçekleştirilen teşvik tam da bunu kolaylaştırıyor.
İronik olan şu ki, içimde bir parça cinsiyet değiştirme sürecinin hayatım üzerinde kontrol sahibi olmanın bir yolu olduğuna inanıyordu. Ama değildi. Kocaman, sağlıksız bir başa çıkma mekanizmasıydı. Vazgeçtim.
1 Ocak 2012 tarihli günlük girişi:
"Florida'ya geri döndüm, ancak bu kez göğüs ameliyatı için - alt ameliyatı veya histerektomi konusunda fikrimi değiştirmediğimi varsayarsak, muhtemelen cinsiyet değiştirme sürecinde atacağım son adım [...] Üst ameliyat olmanın ve memeleri aldırmanın biraz korkutucu bir yanı var ve bu ameliyatın kendisi değil. Cinsiyet değiştirme döneminin sona ereceğinin farkına varmak. Artık gerçekten 'cinsiyet değiştirme sürecinde' olmayacağım.
Transseksüel olmak, bunu anladıktan sonra hayatımı ele geçirdi. Süreç boyunca duygusal ve fiziksel olarak sağlam kalmak için çok çaba harcadım (ve her zaman başarılı olamadım). Hayatımın geri kalanının büyük bir kısmı askıya alınmıştı. Ama bu konuda rahattım. Ciddi bir şekilde sorgulamaya başladığımda, gülünç derecede depresyondaydım ve duygudurum dengeleyicilere yeni başlamıştım, benim için zor olan kısa süreli yoğun bir ilişkiden yeni çıkmıştım, üniversiteyi sadece iki ay içinde bırakmıştım ve hayatımı hangi yöne götüreceğime dair hiçbir fikrim yoktu.
Hâlâ antidepresan kullanıyorum, o zamandan beri kimseyle birlikte olmadım ve hâlâ hayatımda ne yapacağımı bilmiyorum. Fotoğrafçılık alanında bir sürekli eğitim kursuna katıldım, hem keyif aldım hem de başarılı oldum. Ancak Kanada'ya dönüp iyileştiğimde, gelecek için ne gibi hedeflerim olacağından emin değilim."
Bu yazıyı mastektomiden (iki memenin de alındığı transseksüel ameliyatı) bir gün önce, testosteron reçetesi yazılmaya başlandıktan yaklaşık 14 ay sonra yazmıştım. O zamanlar, mastektominin tıbbi dönüşümümün son adımı olmasını amaçlıyordum. Histerektomi yaptırmak gibi bir niyetim yoktu.
Cinsiyet değiştirme sürecimin sözde kesinliğini "korkutucu" bulmam ilginç. Neyden korkuyordum? Açıkça söylemiyorum ama aşağıda anlatacaklarıma dayanarak, hayatıma bir yetişkin olmaya başlamam beklentisinden korkuyordum. Sosyal cinsiyet değişimi yaptığımda 21, testosterona başladığımda 22 yaşındaydım. Cinsiyet değiştirme süreci bana, beni sonunda başarılı olacağım şekilde değiştireceğine inandığım bir şeyin peşinden giderken hayatımı "beklemeye" almam için bir bahane vermişti.
Ama öyle olmadığı açıktı. Bedenim değişmişti ama zihnim, başa çıkma becerilerim ve günlük işleyiş kapasitem aynı kalmıştı. Hâlâ antidepresanlara bağımlıydım, hâlâ olumlu bir ilişki bulmakta zorlanıyordum ve hâlâ hayatıma nasıl devam etmek istediğimden emin değildim. Elbette bu korkutucuydu.
15 Ağustos 2016 tarihli günlük girişi:
"Bu yaşların, insanların henüz çocukları yoksa çocuk sahibi olup olmayacaklarını düşünmeye başladıkları yaşlar olduğunu hissediyorum ve ben bu konuda kararsız kaldım. Ama doktorumla histerektomi hakkında konuşacağım çünkü artık OHIP (Ontario Sağlık Sigortası Planı, Kanada'nın sağlık sisteminin bir parçası) tarafından karşılanıyor. Sadece tekrar hormon almak istediğimden emin değilim (ki sanırım artık östrojen üretmediğiniz için histerektomi yaptırmak zorundasınız). Her neyse, çocuk doğurmak istemediğimi biliyorum. Çocuk sahibi olabilirim (evlat edinme ya da başka türlü). Ama büyük olasılıkla çocuk sahibi olan partnerlerim olacak.
Yükümlülük meselesi. Evcil hayvanlar yeterince zor. Gerçek insanlardan 18 yıl boyunca tam zamanlı olarak sorumlu olamam."
OHIP tarafından karşılanmasaydı asla histerektomi yaptırmayacağımı belirtmek istiyorum. Benim sürüklendiğim bu uçuruma sigorta eliyle devlet de katkı sunmuştu. Testosteron almayı bırakmış olsam da hâlâ transseksüel olduğumu söylüyordum. Ameliyatın onaylanmasının tek nedeni bu tanımdı. Bu ameliyat tıbbi açıdan tamamen gereksizdi ve trans olduğumu söylemediğim takdirde asla onaylanmayacaktı.
O dönemde kısmi histerektomilerin (yani yumurtalıkların korunması) mümkün olduğunu bilmiyordum. Açıkçası, günlüğü yazdığım sıralarda bu konuyu çok derinlemesine araştırmıyordum. Daha çok geçici bir düşünceydi.
O dönemde kendimi bir insan yetiştirebilecek kapasitede hissetmediğimi kabul etmek "olgun" gelebilir ya da gelmeyebilir. Ancak, bağlam önemlidir. Yukarıdaki günlüğü yazdığım dönemde, uyandığım andan yatağa girdiğim saate kadar esrar içiyordum. Testosteron almayı sadece birkaç ay önce bırakmıştım. Çocuklu bir aileyle yaşıyordum ve bu sağlıklı bir ortam değildi. Teşhis edilmemiş gelişimsel engellerim vardı ve bunlardan haberim olmadığı için bunları gündemime alamıyordum.
Tüm yetişkinliğimin başarısızlık üstüne başarısızlık olduğunu hissettiğimde çocuk isteyip istemediğim konusunda çok daha kararsız hissetmeme şaşırmadım.
31 Aralık 2017 tarihli günlük girişi:
2017'de yaptığım yıllık değerlendirmede, o yılın Kasım ayında histerektomi konsültasyonu yaptırdığıma dair bir not var. Bu, en iyi arkadaşımla tanıştıktan birkaç ay sonraydı. O sırada orşiektomi (testisleri aldırma) yaptırmayı düşünüyordu ve açıkçası sanırım ben de ondan etkilendim. Ameliyatı düşünüyordum, 2016nın başında görüldüğü gibi, ancak trans ve ameliyat düşünen başka bir kişinin etrafında olmak beni ileri itti. Bu onun hatası değildi ve sanırım ben de onun kararlarını etkiledim. Bu sadece zihinsel olarak sağlıksız iki insanın birbirinden beslenmesiydi.
5 Mayıs 2018 tarihli günlük girişi:
"Salı günü histerektomi oldum, tarihi iki aydır biliyordum, altı aydan uzun bir süredir planlıyordum ve sanırım on kişiye bile söylemedim. Bundan ne anlam çıkarmam gerektiğinden ya da bunun bir anlamı olup olmadığından emin değilim. Belki de bu, insanlarla giderek daha az ilgilenmeye başladığımın bir kanıtıdır (bu çok az anlam ifade ediyor çünkü sonunda kendimi çok yalnız hissettiğimi biliyorum, ancak kimseyle konuşmak için yolumdan çıkmadığımı kabul ettiğimde tekrar anlam kazanıyor... yeterli ödül için çok fazla çaba).
Her neyse, artık rahim yok."
Bu muhtemelen şimdiye kadar okuduğum en üzücü şeylerden biri. Bu sıralarda çok depresyondaydım. Kimseyle konuşmak istemiyordum. Evimden zar zor çıkıyordum. Neredeyse hiç hareket etmiyordum. Kasvet doluydum. Birkaç gün sonraki tek satırlık bir kayıtta şöyle yazıyor: "Dürüst olmak gerekirse, keşke hayatımın bir yönünü de olsa sevseydim." Daha fazla söyleyecek bir şeyim yok.
5 Şubat 2021 tarihli günlük girişi:
"Dürüst olmak gerekirse şu anda göğüslerim olmadığı için çok da üzülmüyorum. Belki ileride fikrimi değiştirir ve bir tür pişmanlık duyarım. Kim bilir. Gerçi 33 yaşıma girmek üzereyim ve önümüzdeki iki yıl içinde çocuk sahibi olacağımı sanmıyorum, bu yüzden belki de hazır olduğumda hamile kalmak için çok yaşlı olacağım. O zaman bunun bir önemi kalmaz."
Bunu, kendi cinsiyetime dönmeye karar verdikten üç ay sonra yazmıştım. Cinsiyet değiştirme sürecimi tersine çevirip asıl cinsiyetime dönmeye karar vermemin üzerinden yaklaşık 20 ay geçti ve ilk olarak mastektomimden şu anda gerçekten pişmanlık duyduğumu belirtmek istiyorum. Prosedürün üzerinden inanılmaz uzun bir süre geçti (on yıldan fazla), bu nedenle histerektomi ile karşılaştırıldığında acısı onun kadar zor değil.
Sanırım "belki de hazır olduğumda hamile kalmak için çok yaşlı olacağım" dediğimde taşıyıcı annelik potansiyelini düşünüyordum. Çünkü kendim asla hamile kalamam.
2021'in sonlarına doğru, seçeneklerimin neler olduğunu görmek için bir doğurganlık kliniğine gittim. Çocuk sahibi olmanın (evlat edinme de dahil) ne kadar zor olacağını gerçekten anladığım bu zamandan sonra, pişmanlığım bugün ulaştığı seviyelere ulaştı.
Çocuk sahibi olmamayı seçen ve bundan son derece memnun, hatta hevesli olan pek çok kadın var. Ben o kadınlardan biri değilim ve beynim toplumsal cinsiyet ideolojisi saçmalığıyla uyuşturulmadan önce de öyle olacağıma dair hiçbir belirti yoktu. Hamile kalmak istedim. Kendi çocuğumu doğurmak istedim. Emzirmek istedim. Şimdi bunların hiçbirini yapamıyorum. Belki ileride anne olacağım. Bu henüz belli değil. Ancak bir zamanlar benim için çok önemli olan bir şeyi, kadınların çok eski zamanlardan beri yaptığı bir şeyi yapamamanın utancı henüz geçmedi.
Kaynak: somenuanceplease.substack.com
Yorumlar