Bir detransın hikayesi: 'Beni bu ideolojiye ittiler ve sonsuza dek orada tutacaklardı'

'Şişman ve çirkin olduğumu düşündüğüm için intihar girişiminde bulundum. Hastaneye gönderildiğimde kimse yeme bozukluğumdan bahsetmedi. Sadece transseksüel olmama odaklandılar. Her şey cinsiyetime odaklanmıştı, uğraştığım gerçek sorunlara değil.'
Bir detransın hikayesi: 'Beni bu ideolojiye ittiler ve sonsuza dek orada tutacaklardı'


Kaynak: genderreport.ca
Erişim tarihi: 26.03.2024

Aşağıdaki hikaye şu anda 13 yaşında olan Victoria tarafından kaleme alınmıştır. Canada Gender Report (CGR) web sitesi bu hikayeyi yayınlamak için annesinden izin almıştır.

Kendimi bir şekilde burada, bu şeyi yazarken, yaşam tercihlerim üzerine düşünürken ve akıl sağlığımla mücadele ederken buldum. Baştan başlayalım. Benim adım Vic… Victoria… Ontario'da yaşıyorum ve Katolik okul sistemine devam ediyorum. Bir süredir cinsiyetimle mücadele ediyorum ve kısa bir süre önce aslında biyolojik olarak kadın olduğumu ve kendimi kadın olarak kabul ettiğimi fark ettim. Çok geç olmadan bu gerçeğin farkına vardığım için son derece memnunum. Çok geç derken, karşı cinsiyet hormonları ve cinsiyet değiştirme ameliyatlarını içeren tıbbi prosedürleri kastediyorum.

Küçükken biraz erkek fatma gibiydim, sporu severdim ve erkek arkadaşlarım vardı, ancak hiçbir zaman cinsiyet disforisi (cinsiyet hoşnutsuzluğu) yaşamadım. Elbiseleri severdim ve bir kız olarak kendimi rahat hissederdim. Covid vurduğunda ise her şey değişti. O zamanlar 4. sınıftaydım. İşte o zaman hayatım yokuş aşağı gitmeye başladı. Regl olmaya 10 yaşında başladım ki bu oldukça erken bir yaş. İzole edilmiştim, arkadaşlarımı göremiyordum ve ilk kez TikTok'u yükledim.

Başlangıçta TikTok evcil hayvanlarımın videolarını yayınladığım bir yerdi ama bu hızla değişti. LGBT topluluğunu keşfettim ve kendimi sorgulamaya başladım. İlk başta sadece cinselliğimi sorguluyordum: panseksüel, lezbiyen, belki de biseksüel? TikTok'ta sürekli transseksüellik propagandasına maruz kalıyordum. "Vücudunuzla ilgili endişeli ve rahatsız mısınız? O zaman trans olmalısınız". Bu videoları her yerde görüyordum.

Transseksüel aktivistler aktif olarak "güvenli" göğüs bağlama ve testosteron (erkeklik hormonu) kullanımının sizi nasıl coşkulu hissettirdiği hakkında videolar yayınlıyorlardı. Bunun tüm sorunlarınızı aniden ortadan kaldırdığını iddia ediyorlardı. Bu videolar tarafından beynim yıkandıkça, onlarla daha fazla etkileşime girmeye başladım. Beşinci sınıfa başladığımda nonbinary (iki cinsiyeti reddeden) olduğumu düşünmeye başladım. Yeni yıldan sonra okuldaki en yakın arkadaşıma durumumu açıkladım. Aradan birkaç ay geçtikten sonra öğretmenim de dahil olmak üzere tüm sınıfa açıldım. Saçlarımı kestirdim ve androjen (çift cinsiyetli) bir tarzda giyinmeye çalıştım.

Herkes yeni halimi “destekliyor” ve kabul ediyordu. Kimse bunu sorgulama zahmetine bile girmedi. Aileme bahsettiğimde açıkça bunun bir evre olduğunu düşündüler ve bu konuda fazla bir şey söylemediler. Yasal adımı kullanmaya devam ettiler ve bana kız olarak hitap ettiler. O zamanlar herhangi bir cinsiyet disforisi de yaşamıyordum.

Altıncı sınıftan önceki yaz tatilinde telefonumda her zamankinden daha fazla zaman geçiriyordum. Vücudumun yeterince iyi olmadığını düşünmeye başladım ve bu yüzden bir "erkek" oldum. Altıncı sınıfın ilk günü dişil zamirlerimi eril olarak değiştirdim ve bir kez daha okuldaki herkes beni körü körüne destekledi. Eğitimde dini öğretilere odaklanması gereken bir Katolik okuluna gittiğim düşünüldüğünde bu normal değil.

Ruh sağlığı
"Psikiyatrist, ailemin beyan ettiğim cinsiyeti kabul etmesi gerektiğini, aksi takdirde ruh sağlığımın daha da kötüye gideceğini ve kendimi öldüreceğimi söyledi."

Büyük bir depresyondaydım ve daha erkeksi olamadığım için vücudumdan nefret ediyordum. Kendime zarar vermeye ve intihar düşünceleri geliştirmeye başladım. Hayatıma son verme niyetiyle kaçtığım için kendimi hastanede buldum. Polis memurları, hemşireler, doktorlar ve psikiyatristlerin hepsi benim bir erkek olduğumu kabul etti ve bu intihar düşüncelerine neden olabilecek altta yatan herhangi bir sorunu araştırmaya çalışmadı. Psikiyatrist, ailemin kendi beyan ettiğim cinsiyeti kabul etmesi gerektiğini, aksi takdirde ruh sağlığımın daha da kötüye gideceğini ve kendimi öldüreceğimi söyledi. O hafta herhangi bir ruh sağlığı taraması yapılmadan taburcu edildim.

Ancak kısa bir süre sonra annem göğüslerimi bağlamam konusunda endişelenmeye başladı ve beni aile doktoruma götürdü. Doktor transgender ideolojisini açıkça destekliyordu çünkü ofisine girdiğimde hemen tercih ettiğim ismi ve zamirleri sordu. Bana ve anneme göğüs bağlanmanın tamamen sağlıklı olduğunu söyledi (ki değil) ve ergenlik engelleyiciler hakkında bilgi edinmek isteyip istemediğimi sordu. Lütfen bu sırada sadece 11 yaşında olduğumu unutmayın. O yaşta, yaşamı tehdit eden yan etki riski son derece yüksek olan ve beni bir daha çocuk sahibi olamayacak hale getirebilecek tıbbi müdahaleler hakkında bilinçli bir karar verebilmem mümkün değil.

Göğüs bağlamanın tehlikeli olduğunu öğrendim çünkü nefes almakta zorlanıyordum. Ayrıca internette bağlamanın çürüklere, kaburgaların kırılmasına, akciğerlerin çökmesine ve daha pek çok şeye yol açabileceğini gördüm. İnternette trans ve detrans (translıktan vazgeçen) insanların göğüs bağlayıcı takmanın ne kadar acı verici olduğundan şikayet ettikleri bazı hikayeler okudum. Bunun riskli olduğunu kabul ettim ancak disforim nedeniyle bağlayıcı takmaya devam ettim.

Daha önce bahsettiğim ruh sağlığı krizlerine benzer krizler o yıl birkaç kez yaşandı. Ancak insanlar her seferinde aynı sonuca vardı: "Çocuğunuz bir erkek, bunu kabul etmelisiniz yoksa işler düzelmez". Ailem benim için savaşmaya devam etti, bana kız olduğumu ve hep öyle kalacağımı söyleyip durdular ama ben onları dinlemeyecek kadar etki altında kalmıştım. Ailem TikTok'u telefonumdan engelledi. İyileşmedim, sadece daha da kötüleştim. Ailemden gizlice YouTube'da trans “guruları" izlemeye başladım.

7. sınıfa geçtim. Okul müdürü erkekler tuvaletini kullanmama izin verdi ama ben kendimi rahat hissetmediğim için cinsiyet ayrımı gözetmeyen (cinsiyetsiz) tuvaleti kullandım. Müdür ayrıca spor salonu için erkeklerin soyunma odasını kullanmama da izin verdi. O soyunma odasını kullanmaya başlamadan önce sınıfımdaki tüm erkek çocuklara benimle birlikte soyunmamdan rahatsız olup olmadıklarını sordum ve hepsi hayır dedi. Ailem bu konuda bilgilendirilmemişti ve benimle birlikte o soyunma odasını kullanan çocukların aileleri de bilgilendirilmedi.

Yedinci sınıfın başından itibaren bedenimden son derece rahatsızdım ve yeme bozukluğu belirtileri göstermeye başladım. Okulda aşırı sosyal kaygı yaşıyordum. O sıralarda aşırı yemek yediğim, şişman ve çirkin olduğumu düşündüğüm için bir intihar girişiminde bulundum. Hastaneye gönderildiğimde kimse yeme bozukluğumdan bahsetmedi. Sadece transseksüel olmama odaklandılar, tıpkı her seferinde yaptıkları gibi. Bu benim için bardağı taşıran son damlaydı, sadece 12 yaşında olmama rağmen bir şeylerin açıkça yanlış olduğunu görebiliyordum. Her şey cinsiyetime odaklanmıştı, uğraştığım gerçek sorunlara değil. 

Transseksüel
"Hastaneye gönderildiğimde kimse yeme bozukluğumdan bahsetmedi. Sadece transseksüel olmama odaklandılar."

Abigail Shrier'in Geri Dönüşü Olmayan Hasar adlı kitabını okudum. Babam kitabı kendisi için almıştı. Bana kitabı okursam anlayamayacağımı ve tetikleneceğimi söyleyip duruyordu. Bu yorumlar beni kitabı okumaya itti. Bu kadar muhafazakâr bir kitapta en kötü ne olabilir ki? İlk başta çok şüpheciydim ve evet, başlangıçta kitabın transfobik olduğunu düşündüm, ancak tüm o detrans hikayelerini ve ilk etapta nasıl trans olduklarını okumaya devam ettikçe, benim de yanlış yolda olduğumu ve ailemi, hatta hayatımı kaybetmeden önce geri dönmem gerektiğini fark ettim.

Kız olmaya geri dönmeye başladım. Göğsümü bağlamayı bıraktım. Aileme söyledim ve onlar da bu habere çok sevindiler. Öğretmenime söylediğimde bana bunun gerçekten istediğim bir şey mi olduğunu yoksa ailemin beni geri dönmem için zorlayıp zorlamadığını sordu. Trans olarak açıldığımda kimse bana erkek olduğumdan emin olup olmadığımı sormamıştı ama şimdi esas cinsiyetime geri dönmek istediğim için herkes bunun benim için en iyisi olup olmadığından emin olmaya çalışıyor! Garip, değil mi?!

Evet, bu tam anlamıyla propagandadır. Bir ay sonra bir kriz geçirdim. Aşırı doz alarak ve kendimi keserek intihara teşebbüs ettim. Neyse ki teşebbüsüm başarısız oldu ve kendimi yine hastanede buldum. Artık trans değilim, peki bunu neden yapıyorum? Çünkü ruh sağlığı sorunlarım hiçbir zaman çözülmedi.

Artık transseksüel kalkan ortadan kalktığına için ruh sağlığı sorunlarım uygun şekilde değerlendirildi. Bulimia/binge yeme bozukluğu, anksiyete ve borderline kişilik bozukluğum olduğu ortaya çıktı. Duyduğum çoğu hikayede de, ruh sağlığı sorunları gençlerin trans olmalarının en büyük nedeni. Bu çocuklar ve gençler ruh sağlıklarıyla mücadele ettikleri için ne olursa olsun kendilerini sevecek ve kabul edecek bir topluluk bulmaları gerektiğini düşündüler. Bir başka yaygın neden de erken ergenliktir; genç bir kızın göğüsleri gelişmeye başladığında ve yaşıtlarından önce adet gördüğünde, bu durum onu vücudu konusunda rahatsız hissettirir çünkü çok farklıdır ve yaşlı erkeklerin istenmeyen ilgisini çeker. sosyal medyanın etkisi altında kadın vücut parçalarından hep birlikte kurtulmak isteyebilir.

Genç bir kadının cinsiyet değiştirmek istemesinin sayısız farklı nedeni vardır, ancak bunların çoğu normal insani mücadelelerinden kurtulmayı içerir. Henüz farkında olmasalar bile, bilinçaltında genç kızların erkek olmaya karar vermelerinin ana nedenleri bunlardır. Nüfusun çok küçük bir yüzdesinin gerçek cinsiyet disforisine sahip olduğunu kabul ediyorum ancak son 5 yılda ROGD (Hızlı Başlangıçlı Cinsiyet Disforisi) nedeniyle trans olduğunu düşünenlerin sayısı iki katına çıktı. ROGD'li kişiler gerçek translarla aynı disforiyi yaşarlar ancak ROGD'nin tedavisi farklı olmalıdır. Ergenlik engelleyiciler, karşı cins hormonları ve ameliyatlar değil, terapi ve rehberlik hizmeti sağlanmalıdır.

Ben hala mücadele ediyorum ama ilerleme kaydediyorum ve kadın olmaktan mutluluk duyuyorum. Umarım hikayemi paylaşarak bu neslin kolayca manipüle edilebildiğini ve sağlık sisteminin tıbbi olarak cinsiyet değiştirmeleri neticesinde ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçları düşünemeyen savunmasız çocuklardan para kazanmak istediği gerçeğini yayabiliriz.