Cinsiyet Değiştirme Üzerine Yapılan Araştırmaların Güvenilirliği

Transseksüeller hakkında yapılan araştırmalarda yer alan katılımcıların ne kadarının takibi yapılıyor ve ne kadarı sonuçtan memnun?
Cinsiyet Değiştirme Üzerine Yapılan Araştırmaların Güvenilirliği


Caitlyn Jenner gibi zengin ve şöhretinden para kazanabilen transseksüeller (biyolojik cinsiyetine farklı yollarla müdahale ederek bir diğer biyolojik cinsiyete bürünen kişiler) görünürlüğünü sürdürüyor. Ancak transseksüel nüfusun büyük bir kısmı ya kayıp ya da göz ardı edilmiş durumda. Öldüler mi, esas cinsiyetlerine geri döndüler mi ya da intihar mı ettiler? Tek bildiğimiz, translar için intihara teşebbüs oranının uzun yıllar boyunca yüzde 40'ın üzerinde seyrettiği [1]. Doktorlar çocuklara ergenlik engelleyiciler, genç ve yetişkinlere ise karşı cinsiyet hormonları iteliyor, ardından da onları işe yararlılığı ispatlanmamış geri dönüşü olmayan cinsiyet değiştirme ameliyatlarına yönlendiriyor. “Trans çocukların” ebeveynleri, cinsiyet değiştirenlerin yüzde 90'ında görülen olası sonuçlar hakkında doğru düzgün bir şekilde bilgilendirilmiyor. Hatta bu sonuçları öğrenmek isteyenler transfobik olmakla suçlanıyor. 

Transseksüeller hakkında yapılan araştırmaların çoğu yanlıdır ve transseksüalizm aktivizmine hizmet edecek şekilde sadece olumlu sonuçları dile getirir. Çalışmalar, çoğu zaman çalışmaya dahil edilen transların izini kaybetmektedir ve cinsiyet değişiminden sonra pişman olanların tespitini yapacak bir mekanizma yoktur, çünkü onları zaten takip etmek istemezler. Benim yaşadığım acı verici cinsiyet değiştirme süreci ve bu değişimin sonuçları hiçbir çalışmanın olumsuz sütununda yer almadı. Bana ulaşan translar için de aynı şey geçerli. Bizi yok saydılar; çünkü gerçeklerin açığa çıkmasına neden olacaktık.

Çalışmaya Katılan Çok Sayıda Transseksüelin Takibi Yapılmadı

Transseksüeller hakkında yapılan çalışmaların kısıtlı olma nedenlerinden biri, çalışmanın başında yer alan birçok katılımcının çalışmanın sonunda kayıplara karışıyor olmasıdır. Tıp dilinde bu kişiler "takip edilememektedir" şeklinde raporlanmaktadır. 2007 tarihli "Principles of Transgender Medicine and Surgery (Transgender Tıbbı ve Cerrahisinin İlkeleri)" başlıklı bir ders kitabı, çalışmaların kısıtlılığını şöyle açıklıyor: "Hastaların büyük bir kısmının (%90'a varan oranlarda) takibi yapılamamaktadır. Bu da cinsiyet değiştirme ameliyatının uzun vadeli etkilerini sistematik olarak inceleme çabalarını imkansız hale getirmektedir."

Birmingham Üniversitesi'nin araştırma tesislerinden biri, cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirmiş transseksüellere ilişkin 2004 yılında yaptığı bir çalışmada 100'den fazla uluslararası tıbbi çalışmayı incelemiş ve şu uyarıda bulunmuştur: "Cinsiyet değiştirme üzerine gerçekleştirilen çalışmaların birçoğunun sonucu güvenilir değildir; çünkü araştırmacılar katılımcıların yarısından fazlasının izini kaybetmiştir. Örneğin, geçen yıl yayınlanan ve ameliyat geçirmiş 727 transseksüel üzerinde yapılan beş yıllık bir araştırmada, 495 kişi bilinmeyen nedenlerle araştırmadan ayrılmıştır."

Bilim camiası, transseksüellerin yüzde 90'ının izinin kaybedildiğini ve bu nedenle çalışma sonuçlarına dahil edilmediklerini bildiriyor. Bu nedenle, LGBT aktivizminin çoğu transın cinsiyet değiştirmekten memnun olduğu iddiasını duyduğumda bunun büyük bir yalan olduğunu anlayabiliyorum. Çünkü biliyorum ki zaten çok az bir kısmıyla çalışmalarını devam ettirebiliyorlar ve bu azınlık da LGBT aktivizminin güdüsüyle hareket ediyor. Yüzde 90 oranındaki kayıp kesim ise cinsiyet değişiminden pişman olup doğduğu cinsiyete geri dönmüş veya intihar etmiş olabilir. Kimse bilmiyor, çünkü gözden kayboldular. Çok fazla hormon, çok fazla ameliyat ve çok fazla kayıp var. İnsanları harcıyorlar.

Medya da cinsiyet değiştirmenin sonuçlarına ilişkin haberlerde olumluyu empoze etme güdüsündedir. Bunu yaparken de taraflı araştırmaları kullanır. Yukarıda bahsi geçen araştırma merkezi, "cinsiyet değiştirme üzerine yapılan tıbbi araştırmaların çoğunun kötü tasarlanmış olduğunu, bu durumun da cinsiyet değiştirme ameliyatlarının faydalı olduğunu öne süren sonuçları çarpıttığını" tespit etmiş ve "cinsiyet değiştirme ameliyatının klinik olarak etkili olduğuna dair sağlam bir bilimsel kanıt olmadığını" bildirmiştir.

Geçtiğimiz 11 yıl boyunca esas cinsiyetine geri dönmek için benimle iletişime geçen insanların hiçbiri, istenmeyen sonuçlar yaşayan yüzdelik içerisine dahil edilmedi, edilmeyecek. Çünkü LGBTQ+ çalışmaları, abartılı trans gündemlerine kötü yansıyacak her şeyi kasıtlı olarak dışlıyor, yok sayıyor.

Cinsiyet Değiştirmek En Başından Beri Sağlıksızdı

Başından beri, transseksüellerin cinsiyet yanılgılarında teşvik edilerek "tedavi" edildiği anlatısı sahte kanıtlara dayanıyordu. Dr. Harry Benjamin transseksüalizmin kurucusu olarak bilinse de, bugün gördüğümüz transseksüellik çılgınlığı bir psikolog olan Dr. John Money'nin mirasını yansıtır. Money, 1960'lar ve 70'lerde Johns Hopkins Üniversitesi Hastanesi'nde çalıştığı dönemde gerçekleştirdiği deneylerle transseksüellerin, intiharların ve üzücü sonuçların trajik yörüngesini başlatan kişi olmuştur. 

Money, Bruce ve Brian Reimer adındaki ikiz erkek çocuklar üzerinde yaptığı araştırmalarla adını duyurmuştur. İkizlerden bir tanesinin penisi hatalı bir işlem sırasında zarar görür. Çocuğun zor durumda kalan ailesi yardım için Dr. Money ile temasa geçtiğinde, cinsiyetin kültürel ve biyolojik belirleyicileri üzerine araştırma yapmayı hedefleyen Dr. Money bunu bir fırsat olarak görür. Dr. Money, çocuğun yaralı cinsel organına ait kalıntıların alınmasını ve ailesi tarafından bir kız olarak yetiştirilmesini önerir. Ailesi Money'nin tavsiyesine uyar ve Bruce Reimer isimli oğlan çocuğu, yaşadığı trajediyi iki yaşında Brenda adını alarak sürdürmeye devam eder. İkiz erkek kardeşi ise ait olduğu cinsiyette yaşamaya devem eder. Yıllar boyunca Money, Reimer ikizleriyle bir araya gelir ve kendince yaptığı cinsiyet deneyinin başarısını ve Brenda'nın sürece ne kadar iyi uyum sağladığını anlatan makaleler yazar. Elde ettiği sonuçlar tıp camiasında cinsiyet değiştirmenin kabul görmesine yol açar. 

Bruce Reimer (Sonraki adıyla David Reimer)

Fakat ortada bir sorun vardır. Money, bilimsel olduğunu iddia ettiği deney sonuçlarını tamamen uydurmuştur. İkizler 30'lu yaşlarına gelene kadar, Money’nin sakladığı gerçekler ortaya çıkmaz. Yıllar sonra esasen erkek olduğunu öğrenen Bruce, David adını alarak hayatının büyük bir bölümünü ağır depresyonla geçirir. Money'nin deneyinden başarıyla söz ettiğini öğrenen David ve ikiz kardeşi sessizliklerini bozar ve Money'nin bir dolandırıcı ve pedofili olduğunu ifşa ederler. Kendileri henüz yedi yaşındayken Money’nin onlarla birlikte cinsel içerikli çıplak pozlar verdiği fotoğraflar çektiğini anlatırlar. Money fotoğraf çekmekle yetinmemiş, ikizleri cinsel istismara da uğratmıştır. Kendisi izlerken kardeşleri birbirleriyle ensest cinsel ilişkiye girmeye zorlamıştır. İkizlerin akıbeti ise korkunç olur. David, depresyon ardından gelen finansal istikrarsızlık ve sorunlu bir evlilik sonucunda 38 yaşında intihar eder, kardeşi ise birkaç yıl sonra aşırı dozda madde alımı sonucu hayatını kaybeder. Yani Money, tıp camiasının ve halkın cinsiyet değiştirme meselesi hakkında bilmesi gereken bilgileri saklamakla kalmamış, insanları bu bataklığa çekecek yalanlar da uydurmuştur. Böylelikle hem David’in hem de onu takip eden binlercesinin hayatının kararmasında aracı olmuştur. 

Cinsiyet değiştirme ameliyatının temeli işte bu sahte ve uydurma araştırmalara dayanıyor ve bu sözde tedavi şekli sıklıkla intiharla veya intihar girişimleriyle sonuçlanıyor.

Tanınmış Bir Trans Esas Cinsiyetine Geri Döndüğünde

Dönem dönem, cinsiyet değiştirdikten sonra hayattan memnun olmadığını dile getiren tanınmış (maddiyat, saygınlık, tanınırlık olarak toplumda iyi yerde olan) bir trans ortaya çıkar. Bu çok sık yaşanan bir durumdur ama tanınmış kişilerin bu memnuniyetsizlikleri daha iyi bir şekilde saklanır. Hollywood'un ünlü Arquette ailesinden olan Alexis Arquette, hayatına Robert olarak başlamış ve transseksüel bir oyuncu olarak şöhrete ulaşmıştı. 

Alexis Arquette

Geçtiğimiz Eylül ayında 47 yaşında ölümünün ardından medyada yapılan anma törenlerinde, Alexis'in tekrar cinsiyet değiştirdiğinden ve kendi cinsiyetine geri dönerek tekrar bir erkek olarak yaşamaya başladığından çok az kişi bahsetti. Ancak The Hollywood Reporter (bir yayın organı), Arquette'in cinsiyet değişimine bakışını şu kelimelerle yazdı:

“2013 yılında, artan sağlık sorunları yaşadığı bir dönemde Alexis kendini yeniden bir erkek olarak görmeye başladı. Arkadaşı İbrahim’e 'Cinsiyet algısı saçmalıktan başka bir şey değil. Bir elbise giymek biyolojik olarak hiçbir şeyi değiştirmez. Ameliyat olmak da öyle. Cinsiyet değiştirmek fiziksel olarak imkansızdır. Yapabileceğin tek şey bu yüzeysel özellikleri benimseyerek kendini kandırmak. Ama biyoloji asla değişmez’ dedi. İbrahim, bu farkındalığın ve gerçeğin Arquette'in çektiği derin ve duygusal sancının muhtemel kaynağı olduğundan şüpheleniyor."

Açıktır ki, sonradan ortaya attığı cinsiyeti benimsenen ve kabul gören tanınmış ve yetenekli bir trans bile doğduğu cinsiyete dönmeye karar verebilir. Ancak hiçbir çalışma bunları araştırmalarına dahil etmiyor.

Cinsiyet değiştirmiş, sekiz yıl kadın olarak yaşamış ve hayata erkek olarak geri dönmüş biri olarak umuyorum ki daha fazla insan cinsiyet değiştirdikten sonraki hayatın çirkin gerçekliği, bu süreçte yaşanan şüphe ve sorgulama, sahte bir hayat yaşıyor olmanın getirdiği yorgunluk ve esas cinsiyetine geri dönme arzusu hakkında konuşup sesini duyurabilir. Doğduğu cinsiyete dönme arzusu hakkında benimle gizlice iletişime geçen çok sayıda transseksüel var.

İnsanlar Cinsiyet Değişimi Hakkında Açıkça Konuştuğunda

Benimle iletişime geçen transseksüeller, devam etmekte olan herhangi bir araştırmaya dahil edilmiyor. 2010 yılında yazıştığım transseksüellerden ikisinin hikayesini paylaşmak istiyorum. Bunlardan biri, cinsiyet değiştirip kadın olan ve transseksüel ameliyatından dört ay sonra pişman olup benimle iletişime geçen bir erkekti. Pişmanlık onu çok çabuk yakalamıştı:

“Yakın zamanda cinsiyet değiştirme ameliyatı oldum ve ne yaptığımdan tamamen emin olduğumu düşünmeme rağmen, ameliyattan sadece üç hafta sonra kararımdan pişmanlık duymaya başladım. Bazıları ameliyat sonrası depresyon yaşadığımı söyleyebilir ama kesinlikle bundan daha fazlasını yaşıyorum. Ayrıca hastanede aynı ameliyatı geçiren diğer hastalarla da görüştüm ve çoğunun benzer duygular yaşadığını görüyorum.

Cinsel organımın kadın cinsel organı gibi görünmesi için ameliyat masasında sekiz saat geçirmem gerektiğini farkına vardığımda jeton düştü. Böylesi bir işleme muhtaç olan biri kadın olamazdı. Eğer kadın olsaydım, neden kadın cinsel organıyla doğmadım? Kromozomlarım normal erkek XY kromozomuydu, bedenimde hiçbir anormallik yoktu, ta ki bu ameliyatı olana kadar. Gerçek şu ki ben bir erkeğim ve hiçbir ameliyat bu gerçeği değiştiremez. Şu anda, ameliyattan dört ay sonra bunları yazıyorum. Yeniden bir erkek olarak yaşamaya başladım. Kendime ve topluma karşı dürüst olmanın tek yolunun bu olduğunu hissediyorum.”

İkinci e-posta, transseksüel ameliyatından sadece bir buçuk yıl sonra cinsiyet değiştirdiği için pişmanlık duyan bir adamdan gelmişti. Bir babanın, yeniden bir erkek ve yeniden bir baba olma isteğinin acı verici hikayesini anlatıyordu:

“46 yaşındayım ve erkekten kadına cinsiyet değiştirme ameliyatı oldum. Bu maili ameliyattan bir buçuk yıl sonra yazıyorum. Çok mutsuzum ve her gün hayatıma son verme düşüncesiyle mücadele ediyorum. Silah dükkanına gitmemek için dua etmek zorundayım. Her dakikam intihar düşünceleriyle dolu. Artık bu şekilde yaşayamam. Lütfen bana yardım edin. Bu karmaşayı düzeltmek için tıbbi ve cerrahi olarak ne yapmam gerektiği konusunda bana yol gösterin. Web sitenize rastladığım için çok mutluyum. Ameliyat sonrasında aldığım 10 aylık bir psikoterapiden sonra, ne yazık ki artık sorunlarımın ciddi bir depresyondan ve dediğiniz gibi çözülmemiş sorunlardan kaynaklandığını biliyorum (3 yaşındayken büyükbabam tarafından cinsel tacize uğradım, babam ben 5 yaşındayken görev sırasında öldürüldü, yaşadığım bu travma sonrasında eşcinsel olmam gerektiğini düşünerek büyüdüm, erkeklerle birlikte oldum, yaptıklarımdan iğrendim ve hayatımın çoğunda cinsiyetime uymayacak şekilde giyindim). Yeni terapistim buna kimlik bunalımı ile birlikte korkunç derecede yanlış giden bir “transvestik fetiş” adını koydu.

Neden kimse insanları ameliyat etmeden önce ruhsal sorunları araştırmıyor? Bu cinsiyet değiştirme operasyonları tamamen hastalıklı bir para kazanma endüstrisi haline gelmiş. Göğüs implantlarımı çoktan çıkardım ve yakında testosteron (erkeklik hormonu) kullanmaya yeniden başlayacağım. Kariyerimi, mali durumumu, evliliğimi mahvettim ve ailemi kendimden uzaklaştırdım.

Gördüğünüz üzere yaşadığım acı çok büyük! Kalbime saplanmış bir bıçak varmış gibi hissediyorum. Uyuyamıyorum. Kendimden iğreniyorum. Akıllı, başarılı bir adam nasıl bu kadar kaybolabilir? Her şeye sahiptim. Şimdi yavaş yavaş yok oluşumu izliyorum. Siz ve beni cesaretlendiren tüm insanlar beni ayakta tutan tek şeysiniz. Bir şeyi çok iyi biliyorum; bu şekilde yaşamak istemiyorum. 46 yaşındayım, umarım bunu başaracak ve özüme dönecek gücüm vardır. Kitabınızı okumadım; ancak düşüncelerinizi ve fikirlerinizi dinlemeye hazırım.”

Cinsiyet değiştirme ameliyatının tehlikeli olduğunu gösteren çok sayıda işaretler vardır. Yapılan çalışmalarda cinsiyet değiştirenlerin yüzde 90'ı takip edilmemekte, bu da LGBT kaynaklarının kalitesinin ve güvenilirliğinin ne kadar düşük olduğunu göstermektedir. Cinsiyet değiştirme ameliyatının klinik olarak etkili olduğunu gösteren bilimsel kanıtlar eksiktir, manipüle edilmiştir ve bir kısmı uydurmadır. Cinsiyet değişimine yönelik modern cerrahi "tedavi" modelinin kurucusu olan Dr. John Money, kendini tanıtmak ve transseksüel cerrahiyi savunmak pahasına insanları istismar etmiş, cerrahi müdahalelerle hastaların hayatlarını mahvederek kendince bir literatür ortaya koymuş ve bu insanlık dışı uygulamalarına bilimsel bir kılıf uydurmuştur.

Esas cinsiyetine dönerek tekrar Robert ismini kullanmaya başlayan oyuncu Alexis Arquette, “Cinsiyet değiştirmek saçmalıktan ibarettir" diyerek cinsiyet değiştirmenin çılgınlığı ve yararsızlığını ifşa etmiştir. Gelen kutuma düşen mektuplar da LGBT lobisinin varlığını bile kabul etmemekte ısrar ettiği detransların (cinsiyet değişiminden pişman olup esas cinsiyetine dönen kişilerin) hikayelerini gün yüzüne çıkarmakta ve pişmanlığın nadir olduğu yalanını çürütmektedir. 

[1] Russell B. Toomey; Amy K. Syvertsen, Maura Shramko. Transgender Adolescent Suicide Behavior. Pediatrics (2018) 142 (4): e20174218. doi: 10.1542/peds.2017-4218

Kaynak: Walt Heyer, The Federalist

26 Temmuz 2023

Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

Bize Katılın!

Yeni içeriklerden haberdar olmak için e-posta bültenimize abone olun.