Annesi Tarafından Transseksüel İlan Edilen Çocuğun Cinsiyet Mücadelesi

Eşim ile olan ilişkime deneyimli bir ebeveyn olarak başladım. İki kız ve bir erkek çocuğu yetiştirmiştim. Hepsi de büyürken çeşitli zorluklar yaşadı. Ergenlik dönemlerinde uyuşturucu kullanımı, OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk) ve çeşitli tikler de dahil olmak üzere anksiyete ve depresif bozukluğun farklı aşamalarında onlara destek oldum. Eşimle tanıştığımda 4 yaşında bir oğlu vardı ve bu konuda hiçbir sorun yaşamadım. Daha sonra, eşimin eski eşinin, daha üç yaşındayken oğullarının erkek değil de kız olduğunu ortaya attığını öğrendim. İlk başta bunun ne kadar korkunç bir şey olduğunu kavrayamadım. Sonra küçük Paulo ile tanıştım ve tutarlı, liberal, kendinden emin zihnim anında sarsıldı. Bu transseksüel bir kız değildi, apaçık bir oğlan çocuğuydu. Eşimin eski karısı gariban bir oğlan çocuğunu kız olmaya zorluyordu. Bu nasıl bir denklemdi? Ben neyin içine düşmüştüm? Mantıklı benliğim verileri toplamaya başladı. Bu nasıl ve hangi koşullar altında olmuş olabilirdi? Ne zamandan beri ebeveynlerden sadece biri çok küçük bir çocuk için kendi başına tam bir cinsiyet değişikliği ilan edebiliyordu? Bilgi, birikim ve destek aramaya başladım ve bunu yaparken bu karmaşayı çözebileceğimize dair umut beslemeye devam ettim. Ancak aynı zamanda içimde sürekli kurcalanan iyileşmemiş bir yara gibi hissettiren bir korku da büyüyordu.
Paulo'nun annesi (eşimin eski eşi), "Mira’nın” (Paulo’ya verdiği kız ismi) üç yaşından beri trans olduğunu ve ona bir kız gibi hitap edilmesini istediğini söyledi. Anaokulunun da tam desteğiyle Paulo'nun adını değiştirdi ve çocuk doktoruna Paulo'nun transseksüel olduğunu ve isminin artık Mira olduğunu söyledi. Onlar da bunu sorgusuz sualsiz kabul ettiler. Anaokulunda küçük çocuklara sosyal adalet konusunda eğitim veriliyordu ve öğretmenlerden birinin trans erkek olduğunu iddia ettiği küçük bir kızı vardı. Öğretmenler karşı cins olduklarına inanan çocuklar hakkında kitaplar okuyor ve çocukları bu fikirleri benimsemeye teşvik ediyorlardı. Paulo, okul topluluğuna gönderilen bir bülten aracılığıyla anaokuluna "açıldığında" (artık karşı cinsiyette olduğunu ilan ettiğinde) büyük bir tantana yaşandı. Paulo'dan bir erkek olarak bahseden minik çocuklar sanki hata yapıyorlarmış gibi sürekli düzeltildi.

Paulo'nun annesi havalı, "kabullenici" aktivist anne kalabalığının bir parçası oldu. Gençlerin birçoğu nasıl yeni imajlar deniyorsa, bazı ebeveynler de (görüldüğü üzere çoğunlukla anneler) çocukları adına translığın sadık destekçileri olarak rollerine yeni bir imaj kazandırmayı deniyor diye düşünüyorum.
Eşimin eski eşi evi terk edip yeni partneriyle yaşamaya başladığında, Paulo bu ayrılık ve onun getirdiği değişiklikler nedeniyle travma geçirmişti. Ayrıca annesi Paulo’yu anaokuluna (eşimin izni olmadan) "Mira, transseksüel kız" olarak kaydettirmişti ve daha farklı bir yaklaşım deneyen herkesle şiddetle savaşıyordu.
Eşim, Paulo'nun isimlerinin her ikisinin de kullanılması da dahil olmak üzere okulda nötr bir tavır benimsenmesini savunan bir eğitim avukatı tuttu. Ancak Paulo için verdiği mücadelesini kaybetti. Paulo da kaybetti. Okulda mutlu ve sağlıklı küçük bir çocuk olma şansını kaybetti. Hiçbir şeyden habersiz masum bir oğlan çocuğu, ebeveyni tarafından trans ilan edildiği için huzurlu bir çocukluk geçirme şansını yitirdi. Bu durum bana gerçekten çok ağır geliyor. Zavallı Paulo…
Araştırmalarımdan edindiğim bilgilere göre, çok küçük yaşlarda sosyal cinsiyet değişikliği (herhangi bir tıbbi müdahale olmadan sosyal hayatta karşı cinstenmiş gibi yaşamak) yapan ve bu değişimleri teşvik edilen çocukların kendi cinsiyetlerine geri dönmeleri daha zor hale geliyor. Paulo için durum kesinlikle böyle. Cinsiyet değişimini teşvik eden bu yaklaşım ona çok fazla güç verdi, ama cinsiyetini kendi başına değiştiremez. Bizimle geçirdiği süre boyunca kendini canlı ve mutlu küçük bir çocuk olarak tanımlıyor, eşim ise istismarcı ve transfobik olarak etiketlendi ve kendi çocuğuna esas ismiyle seslenmekten dolayı suçlandı. Eski eşinin yaptığını yapıp çocuğunun bu yaşta böyle bir uçuruma sürüklenmesine müsaade etmediği için zorbalığa maruz kaldı. İşleri tersine çevirmeye çabaladığımız süreçte yaşadığımız birçok kalp kırıklığının sadece başlangıcıydı bu. Bilimsel makaleler ve kişisel hikayeler okudum, bitmek bilmeyen belgeseller ve YouTube videoları izledim. Paulo hiçbir zaman cinsiyet disforisi (cinsiyetten duyulan hoşnutsuzluk) yaşamamıştı ve tanık olduğum üzere kendini uzaktan bile kadın olarak görmüyordu.

Trans ideolojisi ivme kazanmaya devam ettikçe, çocukların kendilerini trans ilan etme ve buna yönelik tıbbi “tedavi” alma kriterleri neredeyse ortadan kalktı. Bu dehşet verici bir şey! Paulo'nun yılda bir kez gittiği cinsiyet kliniğindeki terapiste Paulo’nun vücudunu sevdiğini söylerken heyecanlandığımı hatırlıyorum. Ancak terapist, "Bedenlerini seven birçok trans insan tanıyorum" diyerek beni geçiştirmişti. Bu çocuk tepeden tırnağa erkek vücudunu seviyor. Cinsel organını, omuz yapısını, her şeyini seviyor. Ama aslında bir kadın, öyle mi? Bir veteriner kedinize ‘bu aslında bir kuş’ dese onu kafese koyup kuş yemi ile mi beslersiniz? Biz neden Paulo’ya bunu yapalım?
Umutsuzluğumuz her geçen gün daha da artıyordu. Ama eşime hakikat için savaşmaktan asla vazgeçmemesi için yalvarmaya devam ettim. Hepimizin bildiği gibi bunu yapmak çok zor. Bazı günler, gücümüzün aktivist propaganda tarafından gölgelendiğini hissediyoruz. Bu mantıksız sonuçlar dalgası tarafından amansız bir şekilde zayıflatıldığımızı hissediyoruz. Ancak bazı günler de, basındaki nadir aklıselim pırıltıları ve bu çok gerekli mücadeleyi veren ve çoğu gözler önünde olmayan topluluğumuzdaki artan katılımcı sayısını görmek bizi güçlendiriyor.
Eşim ve eski eşi aylardır velayet savaşı içindeler. Dava yoluna giden tek aile bizimkisi değil. Büyük Britanya'da ve ABD'de Arizona, Ohio, Kentucky ve şu anda Teksas eyaletlerinde bizimkine ürkütücü derecede benzeyen vakalar olduğu biliniyor. Her vakada, çok küçük yaştaki çocuklarının transseksüel olduğu konusunda ısrar eden bir anneyle (genellikle bunu yapanlar anneler oluyor) böyle bir şeye şahit olmamış bir baba var. Şimdiye kadar babaların çoğu kazandı. Bizim über liberal balonumuzda işlerin nasıl gideceğini bilmek mümkün değil.
İki mükemmel uzman tanığımız var; biri çok deneyimli bir aile psikoloğu ve Paulo'nun böylesine trajik bir senaryoya yakalanmasının ne kadar zarar verici olduğu konusunda ifade verecek. Paulo'nun başına gelenler karşısında dehşete düşmüş durumda ve hakimle konuşmak için sabırsızlanıyor. Diğer uzmanımız, cinsiyet disforik çocukların tedavisi konusunda çok bilgili ve uluslararası alanda tanınan bir psikolog. Emeklilik fonlarımız eriyip gidecek ama bu uzmanlara sahip olduğumuz için çok şanslıyız.

Bu arada, tanıdığımız ve güvendiğimiz herkesten gerçeklere tutunmamıza; hem iyi hem de kötü tüm değişikliklerden haberdar olmamıza yardımcı olmalarını istemeye devam ediyoruz. Cinsiyet değişimini teşvik eden modeli çocuklarımızın geleceği için bir çözüm olarak lanse eden tüm sahte vaatler, insanı kelimenin tam anlamıyla akıntıya kaptırabilir. Ben hiçbir şeyin gerçeklerden daha uzak olamayacağına inanıyorum.
Paulo şu anda sekiz yaşında ve dört yıldır ilkokulda "Mira" olarak kayıtlı. Cinsiyet kliniğindeki terapist Paulo’nun cinsiyet disforisi teşhisinde ısrar ediyor. Bu da mahkemede savunmamıza zarar verebilir. Paulo'ya teşhis koymak için hangi kriterleri kullandığını sorduğumuzda, elle tutulur bir şey söyleyemiyor. Sadece "kendisine kız şeklinde hitap edilmesinin Mira için açık bir belirteç olduğunu çünkü yıllardır bunu istediğini" iddia ediyor. Evet ama bunu sadece bazen istiyordu; o da annesi tarafından bunu yapmaya itildiği için. Bu çocuk daha 4 yaşındayken anaokulunda kız muamelesi gördü. Daha dilbilgisi bile oturmamışken buna maruz kalan bir çocuktan ne bekleyebilirsiniz? Bu çocuk vücudunu seviyor ve kesinlikle bir oğlan çocuğu. Biz bu mücadeleyi kazanacağız!
Tüm bunlar olurken, gayet normal olarak, Paulo'nun korktuğuna da inanıyorum. "Mira" isminin erken yaşta ona dayatılmasının ne demek olduğunu hissettiğini ve sekiz yaşında bile Danimarka devletinde çürümüş bir şeyler olduğunu bildiğini düşünüyorum. Terapisti onunla konuşurken eski erkek ismini veya yeni kız ismini kullanmıyor (bu mahkeme kararıydı) ama bize Paulo'nun seanslar sırasında duygusal paylaşımlarda bulunmayı reddettiğini söylüyor.

Paulo bize zor şeyler hakkında konuşacak kelime bulamadığını söylüyor. Ergenlik engelleyici ilaçlara başlamanın ve ardından karşı cinsiyet hormonlarına geçmenin ne anlama geleceği konusunda hiçbir fikri yok. Ne var ki, cinsiyet kliniğindeki terapist ergenlik engelleyici kullanma olasılığını çoktan gündeme getirdi, hem de iki kez! Repliği biliyorsunuz: "Bu, Mira'ya kim olduğu konusunda kafası netleşirken zaman kazandıracak." Kaçımız bu sözleri okuduk ya da duyduk ve kağıt havluya damlatılan kahve gibi içimize yavaşça yayılan bir korku hissettik? Çocuklarımızla bu kadar oynanabileceği ve üzerlerinde deney yapılabileceği bilgisi dayanılmaz bir şey. Yine de, hikayelerinizi okuyorum ve bunun güzel oğlumuzun başına gelebileceğini dehşetle biliyorum. Paulo’nun sağlığı, doğurganlığı elinden alınırsa neşeli bir hayat yaşayabileceğini düşünmüyorum.
Yürek burkan tüm bu kayıp, inkar ve manipülasyon hikayelerini incelerken, bu kaçak trenin hepimizin üstünden nasıl geçtiğini hatırlıyorum. Paulo bu trene tamamen binmeden önce trenin tamamen durdurulmasını umuyorum. Hepimiz keşfedilmemiş sularda geziniyoruz. Ona güven vermeyi ne kadar da çok istiyoruz! Korkularımızla yüzleşerek ve onu korumak için elimizden gelen her şeyi yapma kararlılığımızın arkasında durarak, bunun onu bir şekilde ayakta tutacağını umuyorum.
Kaynak: parentsofrogdkids.com
4 Kasım 2023
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK İÇERİKLER
Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?