Ailelerin Transseksüel Olduğunu Söyleyen Gençlere Yaklaşımı Nasıl Olmalıdır?

Marci ve eşi James (gizliliği korumak için isimler ve detaylar değiştirilmiştir), psikoterapi ofisime geldiklerinde yorgun ve endişeli görünüyorlardı. Benimle görüşmeye gelmek için yaklaşık dört saat araba kullanmışlardı ama yorgunluklarının nedeni bu değildi. Marci ve James, genç evlatları transseksüel olduğunu açıkladıktan sonra bana danışan ve sayıları giderek artan ailelerden biriydi. Yaklaşık yirmi yıldır evli olan yüksek eğitimli, liberal eğilimli Marci ve James’in on yaşında Sam adında bir oğulları ve on üç yaşında Abigail adında bir kızları vardı.
Seansımızda kızları Abigail'in onlara trans olduğunu söylediği günü anlattılar. Bir araştırma psikoloğu olan James, "Tamamen normal bir gündü," diye başladı. "İşten eve geldiğimde Abigail'den bir mektup buldum." "Ben sandığınız çocuk değilim," diye başlıyordu not. Abigail trans olduğunu yazmış ve isim ve zamir değişiklikleri (İngilizcede “o” zamiri cinsiyet belli eder. Cinsiyet değiştiren kişiler, kendilerine karşı cinsiyetin zamirleriyle hitap edilmesini isterler) ve karşı cinsiyet hormonlarına erişim de dahil olmak üzere görmek istediği acil değişiklikleri detaylandırmıştı. "Şoke olduk," dedi James. "Kızımızın davranışlarında ya da geçmişinde onun böyle bir iddiada bulunmasına ipucu olabilecek hiçbir şey yoktu."
Yakın zamana kadar, cinsiyet disforisi (cinsiyetten duyulan hoşnutsuzluk) genellikle ilk olarak erken çocukluk döneminde ortaya çıkan ve çoğu vakada ergenlik döneminde çözülen bir problem, daha doğrusu bir kafa karışıklığıydı. Son beş yıl içinde, cinsiyet disforisi yeni bir şekilde ortaya çıkmaya başladı. Günümüzde Abigail gibi ergenler, çocukluk çağında cinsiyetleriyle ilgili herhangi bir rahatsızlık geçmişi olmadan "aniden" kendini transseksüel ilan ediyor. Abigail için de durum böyleydi.
"Abigail her zaman tipik bir kızdı," diye hatırlıyor Marci seansımızda. Şaşkınlıklarına rağmen Marci ve James, Abigail'in bu “translık” çıkışının gelip geçici olduğunu düşünerek sadece isim ve zamirlerini değiştirme isteğini kabul etmiş, ancak tıbbi müdahalede sınır çizmişlerdi. Ergenlik engelleyicilerin ve karşı cinsiyet hormonlarının neden olacağı olası sağlık problemleri ve kalıcı etkileri konusunda endişeliydiler.

İlk adımları Abigail'in sıkıntısıyla başa çıkmasına ve duygularını keşfetmesine yardımcı olabilecek bir terapist bulmak oldu. Ancak potansiyel terapistlerle telefon görüşmeleri yapmaya başladıklarında kendilerini giderek daha endişeli ve yalnız hissettiler. "Konuştuğumuz her terapist -ve epeyce terapistle konuştuk- bize "Eğer bir genç, trans olduğunu söylüyorsa öyledir ve ebeveynlerin görevi onu teşvik etmek ve cinsiyet değiştirmesinde ona yardımcı olmaktır," dedi. Abigail’e 'Bu yaşadığın deneyim, adlandırdığın gibi bir şey değil' diyecek tek bir terapist yoktu. Hiçbir terapist, burada ‘yanlış bedende doğmuş’ olmaktan başka bir şeyin söz konusu olabileceği ihtimali ile ilgilenmedi."
Terapistlerin çok azı, Marci ve James'in çocuklarına vücudunu değiştirecek ilaçlar verme konusundaki temkinli yaklaşımına sempati duyuyordu. Marci, iki terapist tarafından "homofobik" olarak yaftalanarak azarlandığını bile söyledi.
Marci ve James'in hikayesi alışılmadık değil. Benzer hikayelere sahip giderek daha da fazla ebeveyn, kendisini "transseksüel çocuk/genç trendine şüpheyle yaklaşan ebeveyn ve arkadaşlardan oluşan bir topluluk" olarak tanımlayan 4thwavenow blogu gibi sitelere başvuruyor. Bu ebeveynler, çocuklarının yanılsamalarını teşvik etmedikleri ve tıbbi müdahale planlarını kabul etmedikleri için terapistler, okul yöneticileri ve hatta aileleri ve arkadaşları tarafından çok kez azarladıklarını ve eleştirdiklerini söylüyorlar.
Şimdi yetişkin olan oğlunun 2000'li yılların başında eşcinsel olduğunu açıklamasının ardından bana gelen avukat ve üç çocuk annesi Barbara, "Bu gerçekten endişe verici," diyor. "Eğer bir ebeveyn cinsiyet değiştirme süreciyle ilgili herhangi bir çekincesini dile getirirse, hemen transfobik olarak damgalanıyor," diyor. "Aslında bunlar genellikle çocuklarını reddeden bağnaz ebeveynler değil. Bunlar, çocuklarını potansiyel olarak tehlikeli ve tamamen gereksiz tıbbi müdahalelerden korumak isteyen destekleyici, ilgili ebeveynlerdir."
Şu anda cinsiyet disforisini tedavi etmek için kullanılan ergenlik engelleyiciler ve hormonlar ruhsat dışı kullanılmaktadır ve bu ilaçların uzun vadeli etkilerini anlayamayabileceğimize dair bazı kanıtlar vardır. Buna ek olarak, cinsiyet değiştiren ancak daha sonra pişman olup doğdukları cinsiyete geri dönen (detrans) kişiler tarafından internette paylaşılan bir dizi yazı ve vlog bulunmaktadır.
Aile danışmanlığı alanında yüksek lisans yapmış ve blog yazarlığı yapan detrans bir kadın olan Carey Callahan, "Çocuklarını cinsiyet değişiminden korumaya çalışan ebeveynler kesinlikle doğru şeyi yapıyorlar" diyor. "Tıbbi cinsiyet değişiminin ciddi sonuçları var. Dokuz ay boyunca testosteron kullandım ve bu karaciğerimi etkiledi. Göğüslerinin bağlanması nedeniyle doku hasarı, çift mastektomi (memelerin alındığı transseksüel ameliyatı) nedeniyle sinir hasarı ve testosteron nedeniyle vajinal atrofi (kadın cinsel organında kuruluk) yaşayan başka detranslar da tanıyorum."
Marci ve James, Abigail'in dayattığı erkek ismini kullanarak onun bu iddiasını teşvik ettiklerinde, Abigail'in daha öfkeli, daha savunmacı ve daha içine kapanık hale geldiğini fark ettiler. Bunun yerine, Abigail ile yaşadığı tüm kaygılar hakkında daha fazla konuşmaya başladılar. Çok geçmeden üçü de Abigail'in translığı kaygıyla başa çıkmanın bir yolu olarak kullandığını fark etti. Bu konuyu konuştukça, Abigail zamanla daha sakin ve rahat bir hale geldi.
Ailesinin sevgisi ve desteğiyle, Abigail translık iddiasından vazgeçti. Marci ve James onun artık daha mutlu olduğunu ve kaygılarının azaldığını söylüyor. Abigail'in tıbbi müdahaleye yol açabilecek bir adım atmamış olmasından dolayı rahatlamış hissediyorlar. Ancak yine de temkinliler. Marci, "Abigail artık kendi bedeninin içinde gayet mutlu," diyor.
Kaynak: psychedinsanfrancisco.com
30 Ekim 2023
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK İÇERİKLER
Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?