16 Yaşında Trans Olduğunu Açıklayan Oğlunu Biyolojik Gerçekliğe Çekmeye Çalışan Annenin Mücadelesi

Oğlum 17 yaşında. 16 yaşındayken transseksüel olduğunu açıklayalı neredeyse bir yıl oldu. "Şok mu geçirdin?" diye sormuştu, neredeyse neşeyle. Şok geçirmiştim. Aynı zamanda sarsılmış ve yıkılmıştım... Ama bir yandan da garip bir şekilde iyimserdim ve akıllı çocuğumun doğru yolu bulacağından ve kendi cinsiyetine döneceğinden emindim.
Yaklaşık üç gün süren bir araştırma sonunda, oğlumun tam bir Hızlı Başlangıçlı Cinsiyet Disforisi (kişinin sahip olduğu cinsiyetten ve cinsiyetin özelliklerinden duyduğu hoşnutsuzluk hali) vakası olduğunu ve endişe verici bir trende kapıldığını fark ettim. Oğlum internetteki senaryoyu takip ediyordu. Araştırmalarımda okuduğum üzere, ona aşırı tepki göstermediğim için beni takdir etmesi bile senaryonun bir parçasıydı. Karşı cinsiyet hormonlarının sözde "cinsiyet düzeltici tedavi" değil, hayatı kökten değiştirecek yan etkileri olan deneysel bir tedavi olduğunu ve ruh sağlığını iyileştirme garantisi vermediğini, aksine yüksek ihtimalle bozacağını öğrendim. Yerel cinsiyet kliniğinin yer imini tarayıcımdan sildim. Oğlumu oraya kurban etmeyeceğim.
Oğluma "Gerçekten endişeliyim" dedim. Uzun bir konuşma yaptık ve ona her şeyi anlattım. Yan etkiler, sosyal bulaşma, ideoloji... Ona karşı cinsiyet hormonu kullanımını ve transseksüel ameliyatlarını destekleyemeyeceğimi söyledim. Kendinden şüphe duyduğu için mi yoksa beni yatıştırmak için mi bilmiyorum, ama bir keşif terapistiyle görüşmek istedi (keşif terapisti cinsiyet hoşnutsuzluğu yaşayan kişinin duygularının gerçekliğini reddetmez; ancak kişinin kendi kendine koyduğu teşhisini doğrulamak yerine, cinsiyetle ilgili sıkıntısına katkıda bulunmuş olabilecek gelişimsel faktörleri sorgular ve araştırır).

O zamandan bu yana on ay geçti ve bu süre içinde çok şey değişti, ama yine de hiçbir şey değişmedi. Oğlum harika bir çocuk. Zeki, kibar, esprili, anlayışlı, nazik, yaratıcı, uyumlu ve sevilen biri. Birçok ROGD çocuğu gibi o da katı cinsiyet rolleri ve kalıpları olmayan liberal bir ailede büyüdü. Oynayabileceği oyuncak bebekler, kamyonlar, lego, playmobil ve süper kahramanlar vardı. Birçokları gibi o da çocukluğunu yeniden yazdı ve şimdi dokuz yaşından beri kız olduğunu bildiğini düşünüyor. Kamyonlar, süper kahramanlar ve legolarla oynadığını hatırlamıyor. Cinsiyetini sorgulayan birçok erkek çocuğun aksine, otizmli değil; ancak pandemi nedeniyle sosyal olarak izole edildi. Özgüveni zarar gördü. En iyi arkadaşlarıyla bir Minecraft discord* (online oyun ve iletişim platformu) sunucusunda tanıştı. Hepsi trans.
Oğlum benden ona “kızım” dememi istemedi. Bana tıbbi müdahaleler için acele etmeyeceğine söz verdi, ancak haftaları mı, ayları mı yoksa yılları mı kastettiğini bilmiyorum. Kız kardeşi onun bu durumunu eleştiriyor ve hâlâ yakınlar. Ergen olmasına bağladığım ara sıra sinirlilik ve huysuzluk hali artık yok; belki de terapi iyi geldi. Daha odaklanmış, daha motive, daha dışa dönük, daha iddialı ve kendinden daha emin görünüyor. Hala her zaman olduğu gibi (uzun saçlı bir çocuk olsa da) erkek bir çocuk gibi düşünüyor, davranıyor ve giyiniyor. Birlikte vakit geçirmekten keyif alıyoruz, çok konuşuyoruz, film ve online dersler izliyoruz, masa oyunları oynuyoruz, yürüyüş yapıyoruz, bisiklete biniyoruz. Çok gülüyoruz. Bana sık sık sarılıyor ve beni sevdiğini söylüyor. Her şey hakkında konuşuyoruz ama cinsiyet hakkında değil. Terapisti bana cinsiyet hakkında konuşmamanın onun başka şeylere odaklanmasına yardımcı olmanın bir yolu olabileceğini söyledi.

Henüz cinsiyet hakkında nasıl konuşacağımı öğrenemedim. Konuyu açtığında sorular sormaya ve dinlemeye çalışıyorum; ancak parlak(!) çocuğumun bana cinsiyetin değizmez olmadığını, karşı cinsiyet hormonlarının etkilerinin geri döndürülebilir olduğunu ve cinsiyet değiştirmenin büyük bir sorun olmadığını söylemesini duymak dayanılmaz derecede zor. Elimden gelenin fazlasını yapıyorum. Buna rağmen bana iyi bir dinleyici olmadığımı söyledi. Daha iyi sorular sormak ve şefkatli bir dinleyici olmak üzerine kitaplar okuyorum ama gerçekten dinleyemeyecek kadar korkmuş ve uyuşmuş durumdayım. Öğrenmem gereken çok şey var.
Kendimi az çok toparladım. Artık o ezici korku hissiyle uyanmıyorum. Bunun yerine, daha yumuşak bir acı, birlikte yaşamayı öğrendiğim bir acı duyuyorum.
Oğlumu tanıdığım için şanslıyım ve bu da kaygımı azaltıyor. Şaka yapan, siyaset tartışan, saçma paylaşımlara gülen, ev işlerine yardım eden, babasına kızan, kitap okuyan ve masa oyunları oynayan bir çocuk görüyorum. Ancak terapisti bana inanılmaz bir ilerleme kaydetmesine rağmen hala bir kız olduğunu düşündüğünü söylüyor. Terapisti onun olgunlaşması için daha fazla zamana ihtiyacımız olduğunu düşünüyor.
Herkes bunun bir maraton olduğunu söylüyor ama kimse mesafeyi bilmiyor. Herkes nefes nefese kalmış ama kimse pes etmiyor. Kendime bunun oğlum için de bir maraton olduğunu hatırlatıyorum. Ben bir ebeveyn olarak nasıl ayaklarımın üzerinde duramıyorsam, o da genç bir adam olarak ayaklarının üzerinde duramıyor. Toplumsal cinsiyet ideolojisi dengemizi bozdu.
Yolun ortasındaki konumumda, ne geçmişte ne de gelecekte yaşamaya çalışıyorum. Yine de gelecekte geriye dönüp baktığımızda, bu iki üç yılı bizi daha güçlü kılan yolculuğumuzdaki küçük bir tümsek olarak hatırlamayı umuyorum.
Kaynak: pitt.substack.com
16 Kasım 2023
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK İÇERİKLER
Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?