Yalnızlaşarak Sosyal Medyaya Yönelen Gençlerde Transseksüellik Fenomeni

Sosyal çevrelerinden uzak kalmaları sonucu sanal platformlara kendilerine yer arayan gençler, ergenlik dönemi sorunlarının çözümünün transseksüellik olduğu fikrine yönlendiriliyor.
Yalnızlaşarak Sosyal Medyaya Yönelen Gençlerde Transseksüellik Fenomeni


Bir yıl önce, pandemi karantinaları sırasında kızımın kıyafetlerinde değişiklikler fark etmeye başladım (o zamanlar 11 yaşındaydı). Elbise giymeyi seven bir kızdan tamamen siyah giyinen bir kıza dönüştü. Geçmişte hep uzun bıraktığı saçlarını son derece kısa kestirdi. Sadece spor sütyenleri giyiyor ve gelişen vücudunu gizlemek için oldukça kambur duruyordu. Hatta bir gün yürüyüşünü ve kollarını sallama şeklini değiştirmeye çalıştığını fark ettim. Ergenlik döneminde kızlarda gördüğümüz uyum sorununu yaşamaya başladığını düşündüm. Kızım gelişen bedenine yabancılaştığı için onu kendinden saklıyordu.

Bu süreçte, bir gün yanına gittim ve internette nelere baktığını görmek istedim. TikTok ve YouTube'da transseksüel fenomenlerin videolarını izliyordu (benim iznim olmadan). Gözlerinde yaşlar ve dehşetle bana baktı. Ben de dehşete kapılmıştım.

Yüksek lisans derecesine sahip bir eğitimciyim. Tüm bunlar olmadan önce siyasetin sol tarafındaydım. Nüfusun çok küçük bir yüzdesinin cinsiyet karmaşasıyla gerçekten mücadele ettiğini düşünmeye devam ediyorum. Ancak kızımın başına gelenler farklı görünüyordu. Tüm bunlar birdenbire, kızımın yüksek düzeyde kaygı yaşadığı zorunlu izolasyon döneminde başladı. Yalnızdı. Fark edilir derecede mutsuzdu. Üstüne üstlük bedeni gelişiyordu ve bir ergen olarak tüm bu yaşadıkları onun için fazlaydı. 

Transseksüel
LGBT ideolojisi yalnızlaşarak sosyal medyaya yönelen gençleri hedef alıyor.

İngilizce öğretmeniyle konuştum. Covid nedeniyle okulda sadece sekiz çocuktan oluşan bir öğrenme bölmesinde derse girmeye zorlandığını öğrendim. Bölmesindeki çocukların çoğu LGBT+ topluluğunu araştırıyordu ve birçoğu transtı. Kızımın bir okul ödevinde kendisinden bahsederken kendinden bir kadın olarak bahsetmekten çekindiğini ve hatta kendisi için başka bir isim seçtiğini öğrendim. Bölmesindeki yeni çocuklarla birlikte hem kendi adını hem de uydurduğu yeni adı kullanacaktı. Tüm bunları duyunca perişan oldum ve kendimi çaresiz hissettim. Tüm bu yaşananların dışında bırakılmıştım.

Hemen kızımın internet erişimini kısıtladım ve neden bunu yapmak zorunda olduğumu düşündüğümü ona anlattım. İnternette neler yaptığını takip ettim. TikTok'un ne kadar tehlikeli olduğuna dair makaleleri benimle birlikte okumasını sağladım. Çocuklarım benim gibi düşünen bir Gençlik Grubuna katılmaya başladı.

Bir yıl oldu ve kızım trans olduğu fikrinden vazgeçti (hala diken üstündeyim). Artık yeni arkadaşları var. Artık daha çok gülümsüyor. Farklı kıyafetler giyiyor ve farklı müzikler dinliyor. Gerçek isminden başkasını kullandığını görmedim. Kızım translıktan uzaklaştıkça hayat dolu ve sağlıklı bir hale geldi. Son veli toplantısında, öğretmenleri okulda farklı bir sosyal grubu olduğunu ve pandemide girdiği öğrenme bölmelerinin birçok öğrenci için bir felaket olduğunu doğruladı.

Yine de hala tedirginim. Bu mesele canımı çok sıkıyor. Hikayemi beni dinleyecek olanlarla paylaşmaya ve toplumsal cinsiyet ideolojisiyle mücadele etmeye hazırım.

Kaynak: pitt.substack.com