Transseksüellik ve Gerçeğe Yolculuk: Bir Genç Kadının Kendi Hakikatiyle Yüzleşmesi
Nisan 2016'da insanlara transseksüel olduğumu duyurdum. Bu benim için inanılmaz derecede zordu. Hayatımın en karanlık zamanları 2014-2018 yılları arasıydı. Tek yaptığım saatlerce cinsiyetimi nasıl değiştirebileceğimi düşünmekti. Geriye dönüp baktığımda bunun toksik bir süreç olduğunu görebiliyorum. Haziran 2016 civarında ilk kez kasıtlı olarak kendime zarar verdim.
Şimdi ise gerçeği söyleme zamanı, benim gerçeğimi.
Şu anda burada oturup bunları yazıyor olacağım hiç aklıma gelmezdi. Hayat bir yolculuktur derler. Benim son 3-4 yılım daha çok psikolojik bir hız treni gibiydi. Ama artık sonuna geldim. Artık trenden inebilirim. Geçtiğimiz 3 yıl içinde trans ve nonbinary (iki cinsiyeti reddeden, iki cinsiyetten birinde hissetmediğini iddia eden kişi) olduğumu iddia ettim. İsterseniz buna bir aydınlanma anı deyin ama artık ikisinin de doğru olmadığını biliyorum. Yani, evet, bu başka bir duyuru yazısı, ama çok daha gerçek ve anlamlı bir yazı.
2015/16'da kim olduğumu sorgulamaya başladım
Çevreme uyum sağlayamıyordum. İnanılmaz derecede izole olduğum bir dönemdi. Neredeyse her günümü okuldan korkarak geçiriyordum. Tam da böyle bir zamanda, kendimi internete verdim. Bu yeni çevrimiçi bağlantıya çok ihtiyacım olduğunu hissettim. Başka bir karakter oluşturmanın hazzıyla bu çevrimiçi hayata bağımlı hale geldim. Bu benim için bir kaçıştı. 2015'in sonlarına doğru internette "transseksüel" kelimesini keşfettim. İlgimi çekti ve önce Tumblr, daha sonra da YouTube aracılığıyla bunun ne olduğunu araştırmaya karar verdim. Benim gibi uyum sağlayamayan ve benim hissettiğim şeyleri hisseden tüm bu insanları görmek beni güvende hissettirdi. Bedenimden nefret ediyordum, öz değerim yoktu ve "diğer kızlar gibi" değildim. İşte o zaman "Ben trans mıyım?" sorusunun tohumları atıldı. YouTube'da videolar aradım ve yüzlerce trans erkeğin cinsiyet değiştirme süreçlerinin zaman çizelgelerini buldum. Onların "rahatsız edici garip bir kızdan bu yakışıklı mutlu adama" geçişlerini görebiliyordunuz.
Bunların hiçbiri bilinçli olarak verilmiş bir karar değildi. Damla etkisiydi. Bu adamlar beni tamamen büyülemişti ve sahip olduğum her duygu için bir doğrulama buluyordum. Okula gidiyordum ve sonra eve gelip internette havalı ve mutlu olabileceğim "gerçek hayatıma" dönüyordum. Saatler süren videolar izliyordum. İçimdeki şüphe hiç gitmedi. Ancak ne zaman translığınızdan şüphe duymakla ilgili bir şeyden bahsetseniz, “sorun değil, hepimizde var” deyip sizi geciştireceklerdir. Gerçi birileri şüphenizin üzerine gitse bile, o zamanki zihniyetimle bu yanlış algımdan başkasını görebilmiş olacağımı sanmıyorum. Tüm bu duyduklarım, bir de şu "trans olmayan insanlar cinsiyetlerini sorgulamazlar" cümlesi, trans olduğum inancımı pekiştirdi. Bir ergeni manipüle etmek işte bu kadar kolaydı.
Başlangıçta nonbinary olduğum düşüncesinden trans erkek olduğum düşüncesine geçene kadar aylar geçirdim. Sonunda yeterince tohum ekilmişti. Bu süreci sadece kafası karışık bir kız olarak geçirseydim radikal kararlar almazdım, ama ben trans ideolojisinin terimleriyle kendimi etiketleyip sonumu hazırladım. Nisan 2016'da trans erkek olduğumu duyurdum. Bu inanılmaz derecede zordu. Hayatımın en karanlık zamanları 2014-2018 yılları arasıydı. Tek yaptığım saatlerce cinsiyetimi nasıl değiştirebileceğimi düşünmekti. Geriye dönüp baktığımda bunun toksik bir süreç olduğunu görebiliyorum. Haziran 2016 civarında ilk kez kasıtlı olarak kendime zarar verdim. İçimdeki acı, tarif etmeye çalışabileceğim hiçbir şeye benzemiyordu. Artık sadece bir trans topluluğuna değil, aynı zamanda kendine zarar veren bir topluluğa da çevrimiçi olarak daha fazla dahil oldum. Bunu en son yapmamın üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti. Sürekli endişeli hissediyordum ve dürüst olmalıyım ki bu acı çekme güdüleri ölmeyi dilememe yol açtı. Her zaman inanılmaz derecede düşük bir özgüvene sahiptim.
2018'de yeniden nonbinary olduğumu düşünmeye başladım. Tampon bölgeye geri dönmüştüm. Trans topluluğuyla hala yoğun bir şekilde ilgileniyordum ancak eskisi kadar aktif değildim. Tampon bölgeden çıkıp bu sefer agender (nötr cinsiyet) olduğumu düşünmeye başladım. Tüm bu zaman boyunca içimde şüpheler birikti. Her zaman sahteymişim gibi hissetmek bana zarar verdi. Bir yılımı umutsuzca kendi ürettiğim bu sahte kimlikte mutlu olmaya çalışarak geçirdim. Bir dereceye kadar mutluydum, çünkü bu kimlik sahte bir erkeklik ve hazır olmadığım bir kadınlık demekti. Sanırım aynı zamanda bir kadının olması gerektiğini düşündüğüm gibi davranmadığım veya görünmediğim için bunun bir kadın olamayacağım anlamına geldiğini de düşündüm. Kadınlık duvarları kurup duvarları aşamadığım için kendimi kadınlığın dışına atıyordum. Bu düşünce tarzına neden olan ve bundan kaynaklanan birçok faktör vardı. Sonunda bu düşünce tarzım çatırdamaya başladı. Verdiği rahatsızlık nedeniyle göğsümü bağlamayı bırakmaya karar verdim. Bu trans balonunda yaşamak sosyal kaygımı arttırdı. Bir cinsiyet kliniğine gittim ve cinsiyet disforisi teşhisi aldım. Beni iyileştireceğini sandığım için üst ameliyat (mastektomi, iki göğsün de alındığı transseksüel ameliyatı) ve hormonlar için yalvarıyordum. Ancak maskem nihayetinde parçalandı.
Sonunda maskem tamamen düştü
Şimdi öyle olmadığını fark etsem de, o zamanlar dile getirmediğim için hiç sahip olmadığımı düşündüğüm en büyük şüphelerim ve sorgulamalarım bir anda ortaya döküldü. İki saat süren bir konuşmada kendimle irtibatımda neredeyse 4 yıldır yapmadığım kadar ileri gittim. Dehşet vericiydi ama gerçekle yüzleşmem, kadın olduğum gerçeğini kabul etmem gerekiyordu.
Şimdi anlıyorum ki güvensizliğimin ve uyum sağlayamamamın cinsiyetimle bir ilgisi yoktu. Trans topluluğu bana bunları sorguladığım için erkek olmam gerektiğini söylemişti. Savunmasızdım ve bana uyan tek bir seçenek gördüm. Kimse disforinin başka nasıl etkileri olabileceğinden bahsetmemişti.
Sadece başkalarını suçlamıyorum... Aslında kimseyi suçlamıyorum. Bu tamamen benim duygusal durumumdu, ancak transseksüel topluluğu mantıklı düşünmemi engelledi.
Bu süre zarfında çocukluk fotoğraflarımdan da nefret ettim. Onlara katlanamıyordum, çünkü o fotoğraflardakiler "ben" değildi. Ancak bugün, benim için bazı şeyler değişmeden önceki ergenlik fotoğraflarıma yeniden baktım ve tiksinti duymadım... Kaybolmuş bir ben gördüm. 2-5 yaşlarında olduğum fotoğraflarda ise tam da olduğum gibiydim, tuhaf ama mutlu bir kızdım. Şimdi geriye dönüp bakıyorum ve ilk yıllarda neyin "yanlış gittiğini" görüyorum. Eğer farklı hissediyorsanız sorun yok, ama belli bir yaşa geldiğinizde işler değişiyor. İnsanlar görünüşe önem vermeye başlıyor ve farklı olmak artık bir sorun haline geliyor.
Farklı olmak izolasyon gerektiriyor sanıyordum. Bu yüzden kendimi her yerden geri çekmiştim. Bunu yapmasam belki kendimle daha kolay barışırdım. Ayrıca okul hayatım boyunca hiç sevilmedim ve bana çok sataşıldı, bunlar da izolasyonumu besledi. O resimlere bakarken olduğum kişiye ve onu kaybetmiş olmama neredeyse ağlayacaktım. "Çocuk ben"i hayal kırıklığına uğratmış ve kendimi kaybetmiş gibi hissettim. Kendime doğru büyümek yerine, olmam gereken kişiden kaçarak yıllarımı geçirdim. Olduğum kişi olarak büyüyebileceğim o yılları saklanarak geçirdim. Bir bakıma son birkaç yılımı kaybettim. Şimdi... Kendimle yeniden bağlantı kurmayı ve olmam gereken o tuhaf uyumsuz kız olmayı istiyorum. Kadınlığımı bulma ve bunu iyi bir şey olarak kabul etme zamanı! Bunun için gerçekten minnettarım.
Trans ideolojisi toplumumuza zarar veriyor
Transseksüellerin daha fazla kabul gördüğü ve pohpohlandığı bir dünyada büyük resme bakmalı.
Trans ideolojisi kendi cinsiyetine dönen insanları "asla gerçekten trans olmadılar" diye suçlar. Ancak herkes kadar biz de trans olduğumuza inanmıştık. Translığın bir aldatmaca olduğunu anladığımız için bizi itibarsızlaştırıyorlar ki bizim gibi büyük resmi görenlerin sayısı artmasın. Ben translığı eğlence olsun diye seçmedim. Erkek olduğuma gerçekten inanıyordum, ancak gerçeklerin farkına vardım ve kendi cinsiyetime geri döndüm. Ve bunu yapan tek kişi ben değilim.
Çok şanslıyım, çünkü tıbbi bir müdahaleye maruz kalmadım. Hormonlar ya da ameliyata başvurmadan gerçeğe uyandım. İki cinsiyet kliniğine gittim ve translığımdan emin olduğum için eninde sonunda hormon alacağımdan ve ameliyat olacağımdan emindim. Bu yüzden lütfen bize sahtekar demek yerine gerçeklere bakın. Şu an için trans olduğunuza inandığınızı biliyorum ama bunun değişebileceğini görün. Trans ideolojisi toplumumuza zarar veriyor.
Ayrıca, çocukların bu kadar küçük yaşta cinsiyet değiştirmelerine izin verme konusunda daha mantıklı düşünmeye çalışalım. 3, 4, 5, 6, 7, 8 ya da her ne yaşta olursa olsunlar, çocuklar trans olduklarından emin olduklarını düşünebilirler. Ancak mesele şu ki, bir ergen ya da yetişkin için bile yaşaması bu kadar zor bir şeyden küçük bir çocuk nasıl emin olabilir? Henüz kim olduklarından bile emin değilken böyle bir şeyden nasıl emin olabilirler? Bu şekilde devam edersek, kim olduğumuzun bazı önemli yönlerini kaybedeceğiz. Trans anlatısını zorlamak yerine kendimizi tanımalıyız. Bir çocuk kendini mutlu hissettiği herhangi bir şekilde kız ya da erkek olabilir... Bu, transseksüelliğin bir çözüm olduğu anlamına gelmez!
Umarım daha fazla insan translıktan vazgeçme konusunda sesini yükseltir. Ben sessiz kalmayacağım. Size sunulan "tek seçenek" olan translığı ve tıbbi cinsiyet değişimini müjde olarak kabul etmeyin. Kendinizi bulabilirsiniz.
Hakikatle yüzleşmek, sahte gerçeklikle yüzleşmekten çok daha zordur. Artık gerçeklerden kaçamam. Kendi gerçeğimle yüzleşeceğim ve olduğum kişi olacağım. Kendimi düzeltmenin yanı sıra bu konudaki kaygılarımla başa çıkmak için bir psikolojik danışmanla görüşeceğim. Bir kadının olması ya da görünmesi gereken tek bir yol yok. Beni tanıyan herkese, bu süreçte verdikleri her türlü destek için teşekkür ederim.
Bunu söylemek korkutucu, ama şeytanlarınızla yüzleşmek tek çıkış yolu. Kendim olmaktan gurur duymak istiyorum, utanmak değil. Bunu başaracağım.
Kaynak: ihmistenkirjo.net
20 Aralık 2023
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK İÇERİKLER
Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?