Okul Arkadaşlarının Etkisiyle Transseksüellik Furyasına Kapılan Genç Kız Ailesini Terk Etti

Daha önce cinsiyet hoşnutsuzluğu belirtisi göstermediği halde okula başlayınca akran etkisiyle aniden
Okul Arkadaşlarının Etkisiyle Transseksüellik Furyasına Kapılan Genç Kız Ailesini Terk Etti


Editörün Notu: Evergreen State College hariç tüm isimler ve tanımlayıcı detaylar değiştirilmiştir. Yazar, kızının düşüşünde çok önemli bir etkisi olduğu için Kolej'i ismiyle tanımlamanın önemli olduğunu düşünmüştür.

Anna'ya hamileyken mutlu ve sağlıklıydım. Onu eve getirdiğimiz günü hatırlıyorum. O gece babası ve ben, uzun zamandır hazır olan çocuk odasının yumuşak ışığında durmuş, kendisinden önce iki kuzeninin yattığı beşikte uyuyan minik bebeğimizi huşu içinde izliyorduk. Odasının tavanını süsleyen yıldızlı gökyüzünün altında "O bizim kızımız" diye fısıldadık. Kızımızın doğduğu anın tadını çıkardık. Doktorlar ve hemşireler sanki hastanedeki tek kız bebek oymuş gibi mutlulukla "Kız oldu!" dediler. Dr. James karnıma dikiş atarken o ince sesiyle "Amazing Grace" şarkısını söyledi. Anna'nın doğum zamanı çoktan geçmişti ve uzun bir doğum sancısının ardından acil bir sezaryen ameliyatı geçirmiştim. Kızımızın kalça çıkığı dışında her şey yolunda görünüyordu.

Anneliğin tadını çıkardım. Anne olmayı sevdim. Çok iyi bildiğim "Ne kadar da mutlu bir bebek!" iltifatını almayı seviyordum. Bu iltifat beni çok iyi hissettiriyor ve ne yaptığımı bildiğimi gösteriyordu. Babası ve ben kızımızı kucağımıza bağlayıp kanguruda taşıdık. Ona kitap okuduk. Kızımı saatlerce emzirdim. Elimden gelse çocuğumun dudaklarına mama değdirmezdim. Ev yapımı bebek maması yaptık. Büyüdükçe onu masal diyarlarına, oyun alanlarına ve yüzme derslerine götürdük. Yarı zamanlı çalıştım, çocuğumu bakıcıya bırakmama konusunda kararlıydım.

Mutlu bir çocuktu. Neredeyse iki yaşına kadar yürüyemedi ama bir yaşından önce konuşmaya başladı. Şaşırtıcı bir şekilde, okuyabiliyor gibi de görünüyordu! Bazen talimatlarımıza uymaz, istediklerimizi yapmazdı. Bu konuda sık sık endişelenir ve onu doktora götürürdum. Endişelerim iyi huylu bir şekilde geçiştirildi ve ben de boş vermeye çalıştım.

Kızım diğer çocuklara ilgi gösterirdi ve onların yanında oynardı, ama onlarla pek oynamazdı. Anaokulunu çok severdi ve bu süre zarfında hayali arkadaşı vardı. Anaokulunda ileri düzeyde bir okuyucuydu ve çarpıcı bir kelime dağarcığı vardı, ancak talimatlara uyamadı ya da uymadı. Biz de onu bir yıl geride tutmaya karar verdik.

"Bir gün Anna bana erkek arkadaşının onun elbiselerinden bazılarını giymek istediğini ve sonra da "trans" olduğunu söyledi."

Her şey yolunda görünüyordu. Ta ki 3. sınıfta öğretmen, kızıma akademik destek ekibi tarafından bir değerlendirme yapılmasını önerene kadar... Şoke olmuştuk. Okuma ve kelime bilgisi becerileri nedeniyle kızımızı "üstün yetenekli" olarak görmeye alışmıştık. Akademik destek öğretmeni çok yetenekli görünmüyordu. Bense savunmacı ve öfkeliydim. Mutlu ve sevinçli çocuğum artık mutsuz bir çocuktu. Normal ders saatlerinden çıkarıldığı zamanlarda ne yaptığını sorduğumda "Bana blokları saydırdılar ve çorapları sıralattılar!" diyordu.

Bana öyle geliyordu ki, okul Anna'nın "geri zekalı" olduğunu ve onu kaydettirdiğimiz standart devlet okuluna ait olmadığını öne sürüyordu. Çileden çıktım ve akademik desteği kestim. Her gün okuldan sonra kızımın yanında oturdum ve ödevlerine yardım ettim. Dördüncü sınıfta harika bir öğretmeni vardı ve bir süre her şey unutulmuş gibiydi.

Üçüncü sınıfta bir gelişme daha oldu; kızım regl oldu ve regl krampları başladı. Tombuldu ve göğüs dokusu oluşmaya başlamıştı. Kasık ve koltuk altı kılları vardı. Ağrılı regl dönemlerinde oyuncak bebeklerine ve pelüş hayvanlarına sarılıp ağlarken, küçük kızımın bu fiziksel olgunluğunu ve yaşadığı erken ergenliği karşısında acı çekiyordum. Yine bize tüm bunların normal olduğu söylendi. Kötü genlerim, kötü yetiştirilme tarzım, boşanmam ve aklıma gelebilecek diğer her şey için kendimi azarladım ve kızıma olanlar için kendimi suçladım.

Bu dönemde diğer çocuklar artık ondan hoşlanmıyor gibiydi ve 5. sınıf son kez bir arkadaşı olduğu dönemdi. Çoğu zaman kızım bunu umursamıyor gibiydi. Ben onun en iyi arkadaşıydım. Bu bir ayrıcalık, bir keyif ve bir onurdu. Kızım beni arkadaşı olarak gördüğü için çok mutluydum. Bir gün benden uzaklaşacağını asla hayal etmemiştim.

Önce Louis Armstrong, ardından Beatles hayranlığı başladı. Beatles'a olan ilgisi yoğundu. Halinden memnun görünüyordu ve çoğu zaman arkadaşı olmamasını umursamıyordu. Vintage kıyafetlere ilgi duyuyordu. Ara sıra kendini kötü hissetmeye başlıyor, okuldaki düz saçlı, ince vücutlu ve etraflarında erkek kalabalığı olan kız gruplarına ait olmayı diliyordu. Onlara bazı komik lakaplar da takıyorduk, çünkü erkeklerin dikkatini çekmek için saçlarını savuruyorlardı.

Kızımın Beatles posterleriyle döşeli genç odasındaki yatağına her gece oturur ve melek gibi berrak, açık renkli gözlerinden yuvarlanan gözyaşlarını güzel yanaklarından silerdim. "Bana nasıl onlar gibi olacağımı öğret" derdi. Böylece uzun uzun saçını nasıl savurabileceğini konuşur ve saçlarımızı savurma alıştırmaları yapardık. Ertesi sabah ayağında converseleri ve üstünde 1950 tarzı bir elbise ve bir deri ceketle merdivenlerden inerdi. "Sadece kendim olmaya karar verdim," diye gülerdi. "Evet!" diye sevincimi belli eder, onu çılgınca alkışlardım. Kır çiçeğimle, eşsiz ve özel genç kadınımla gurur duyardım.

"Çocuğumu transgenderizm denen bir örgüte kaptıracağımı hiç düşünmezdim."

Okula giderken sivil haklar, adalet ve gece yarısı odasında haklarında okumalar yaptığı isimsiz kahramanlar hakkında konuşurdu. Onu hayretle dinlerdim. Gözlerimi kamaştırırdı. Düşünmemi sağlardı. Beni daha iyi bir insan yaptı. Onun annesi olduğum için çok minnettardım. Lise boyunca standart devlet okulunda kaldı ve başarılı oldu. Onlara gününü gösterdi!

Evergreen Eyalet Koleji de dahil olmak üzere çeşitli üniversiteleri ziyaret ettik. "Bunlar benim gibi insanlar anne!" dedi. Etrafıma baktım ve onun haklı olduğunu gördüm. Ne küstah tipler, ne futbol takımı, ne de zengin, beyaz, Cumhuriyetçi çocuklar vardı. Sadece melek gözlü, farklı görünümlü çocuklar ve yanlarında sert anneleri ve şaşkın babaları vardı. Profesörler, yıpranmış kazaklar ve eskimiş topuklu ayakkabılar giyen iyi eğitimli akademisyenlerdi. Paranın satın alabileceği en iyi liberal sanat eğitimini vadediyorlardı. Tutkularından, yaptıkları işe olan inançlarından ve geri çekilmeye ve kaçınmaya alışmış bu genç insanların her birini kucaklama becerilerinden etkilendim. "Tamam," dedim.

Kızımı buraya yazdırdıktan sonra oradan ayrılışımı asla unutmayacağım. Hüngür hüngür ağlarken, Anna'nın yüzünde kocaman bir gülümsemeyle çılgınca arkamdan el sallayışını izledim. Arabanın içinde yüksek sesle "Başardın!" diye bağırdım.

Ve arabayla uzaklaştım. Çocuğumu transgenderizm (kişinin cinsiyetine farklı yollarla müdahale ederek bir diğer cinsiyete bürünmesi hali ve bunu pekiştirip teşvik eden akım) denen bir örgüte kaptıracağımı bilmeden…

Yavaş yavaş gibi görünse de, kayıp hızla geldi. Kendime bunun doğal ve normal olduğunu, büyümenin ve bağımsız olmanın bir parçası olduğunu söyledim. Aramalar seyrekleşti, ziyaretlerin arası açıldı. Genç ve tatlı bir erkek arkadaş edindi. Açık sözlü aktivizmlerine ve zekalarına rağmen bir çift melek gibi görünüyorlardı. Bir gün Anna bana erkek arkadaşının onun elbiselerinden bazılarını giymek istediğini ve sonra da "trans" olduğunu söyledi.

İşler hızla kötüleşmeye ve zorlaşmaya başladı. Depresyona girdi, obezleşti ve sinirlendi. Kaba, özensiz ve düşüncesizdi. Citalopram (Obsesif Kompulsif Bozukluk ve depresyon tedavisinde kullanılan psikiyatrik bir ilaç) kullanmaya başladı. Ona bu kadar çok mesaj atmamamı söyledi. Trans olduğunu, hormon almak ve üst ameliyatı (memelerin alındığı transseksüel ameliyatı) olmak istediğini ve kendisinin artık "kız olmadığını" söyledi. İsmini bir karikatür ismiyle değiştirdi ve sonunda bir trans erkek olduğunu iddia etti. "Tamam," dedik, "Sadece yavaş git, dikkatli ol. Seni seviyoruz." Keşke demeseydik.

"Trans erkek olduğunu iddia eden kızım mezun olduktan sonra bizi terk etti."

Anna mezun olduktan bir hafta sonra bizi terk etti. Artık okul harcı için bize muhtaç değildi. O zamandan beri onu hiç görmedik. Bu iki yıl önceydi.

Kızımın sosyal medyadan öğrendiklerine göre ben bir şeytan, istismarcı ve travma sebebiydim. Benim yüzümden çocukluğundan kalma travma sonrası stres bozukluğu yaşadığını iddia ediyor. Küfürlü resimler, müstehcen yorumlar ve ciddi olmayan ilişkiler aradığını söyleyen ifadeler paylaşıyor. İlaç, alkol, esrar ve tabii ki testosteron (erkeklik hormonu) kullanıyor. Korkarım evsiz kalmak üzere ve devlet yardımı alıyor. Şaşırtıcı bir şekilde, devlet cinsiyet değiştirme masraflarını ödüyor. Cinsiyet değiştirmek isteyen gençlerin bilişsel yeteneklerini, destekleyici sistemlerinin eksikliğini ya da kendi kendine bakabilme yeteneklerini asla sorgulamıyor gibi görünüyorlar.

Kızımı, onun masum beynini, saf bedenini ve çocuksu kalbini düşündükçe kalbim paramparça oluyor. Aklım almıyor. Delirecekmişim gibi hissettiğim zamanlar oluyor. Kızımı korumak ve tüm bunlardan uzaklaştırmak istiyorum. Ama aynı zamanda korkuyorum. Kendisine ya da bir başkasına zarar vermesini istemiyorum.

Ve bunun hâlâ benim yaptığım ya da yapmadığım bir şeyler yüzünden onun başına geldiğini hissediyorum. Kendimi çok suçluyorum. Bazen biraz iyileştiğimi ve güçlendiğimi hissediyorum. Ama sonra onu özlüyorum. Acaba onu karnımda taşırken göğüs kafesimin altında oluşan küçük yumruları hala hissedebildiğimi biliyor mu? Karnımın dışındaki izlerden hangilerinin ona hamileyken, hangilerinin kardeşlerinden kaldığını bildiğimi ve her sabah losyonumu sürdüğümde onları gördüğümde onu hatırladığımı biliyor mu? Acaba gözlerimi kapattığımda saçlarının hissini, gülüşünün sesini hatırlayabildiğimi ya da bacağındaki doğum lekesini gözlerimi görebildiğimi biliyor mu?

Benim hücrelerim onun hücrelerini büyüttüğü için, o sevgiyi hala hissedebildiğini ummak zorundayım. Ve umuyorum ki bir gün, özüne döner ve ona kavuşurum.

Onun özünü özlüyorum. Sadece kızımı özlüyorum.

Kaynak: parentsofrogdkids.com

1 Kasım 2023

Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

Bize Katılın!

Yeni içeriklerden haberdar olmak için e-posta bültenimize abone olun.