Genç Kızları Birdenbire Trans Olduklarına İnanmaya İten Nedir?

Tütü etek giymeye hevesli 14 yaşında mutlu bir kız çocuğu 15 yaşında nasıl birden bire öfkeli ve içine kapanık bir 'transseksüel'e dönüşebilir?
Genç Kızları Birdenbire Trans Olduklarına İnanmaya İten Nedir?


Hastalarla geçirdiğim uzun bir günün ardından eve döndüğümde kızımın gittiğini ve bir not bıraktığını gördüm: "Sevgili ailem, ben transım. Ben sahip olduğunuzu sandığınız çocuk değilim..."  İmza, "Oğlunuz, Dylon." Mektup üzerimize bir yıldırım gibi düştü.  Eşim de ben de yüksek eğitimli, liberal eğilimli profesyonelleriz, ancak ikimiz de bunu beklemiyorduk!  Kızımızın tavırlarında ya da geçmişinde bunu öngörecek hiçbir şey yoktu. 14 yaşına kadar dans etmekten, kız arkadaşlarıyla takılmaktan, makyaj yapmaktan hoşlanan ve kulaklarını deldirmek için sabırsızlanan mutlu bir kızdı. Oldukça ayrıcalıklı bir yaşam tarzının ve seçkin bir özel okulda olağanüstü bir eğitimin tadını çıkardı.

Başlangıçta kızımızın duygularına karşı empatik ve duyarlı davrandık. Onun farklı olma ve kimliği hakkında cesur bir açıklama yapma isteğini maalesef teşvik ettik. İlginçtir ki bu onu sadece daha öfkeli, daha savunmacı ve daha içine kapanık hale getirdi. Biz onun isteklerini yerine getirdikçe daha da mesafeli ve agresif oldu. Tersine, ona dürüst izlenimlerimizi, kaygılarımızı aktardığımızda ise daha sakin ve rahat görünüyordu.

Erkek olduğunu sanmasına neyin sebep olduğunu sorduğumuzda, söyleyebildiği tek şey vücudunda kendini rahat hissetmediği, göğüslerini beğenmediği ve diğer kızlardan farklı hissettiğiydi. Halbuki diğer kızların nasıl hissettiğini bile bilmiyordu. Ebeveynleri olarak, ergenliğin getirdiği değişiklikleri yaşayan bir çocuk için bu duyguların son derece normal olduğunu düşündük. Bu duyguların onu nasıl olup da erkek olduğu kanısına götürdüğünü anlayamadık.

Onu sorguladığımızda kinle ve duygusallıkla tepki verdi, ancak cevapları eleştirel düşünceden yoksundu. Sürekli aynı cümleleri tekrarlayıp durdu: “Ben buyum. Bu benim gerçek benliğim. Nasıl hissettiğimi sorgulayamazsınız. Bu geçici bir evre değil. Bundan kurtulamayacağım.” Bu cümlelerin temelinde ne bilim, ne biyoloji, ne mantık, ne de nedensellik vardı. Bu düşünceye neden bu kadar sıkı tutunuyordu?

Aniden trans olduğunu ilan eden gençlerin argümanları bilimden, biyolojiden, mantıktan yoksun.

Kızımız için bir terapist aradık, ancak aradığımız çoğu terapist bize “çocuğunuz trasseksüel olduğunu söylüyorsa öyledir” dedi. Onlara göre bu kesin bir sonuçtu. Hiçbiri başka bir şeylerin yanlış olma ihtimalini göz önünde bulundurmaya istekli değildi. Bu insanların nasıl şifa dağıttığını anlayamıyorum. Teoride, terapistler davranışın görünmeyen nedenlerini aramak, danışanlarının motivasyonlarını düşünmelerine yardımcı olmak ve duygularının ve kararlarının bağlamını anlamak için eğitilirler. Ayrıca, danışanlarının gelişimsel seviyesini göz önünde bulundurmak ve bunu tedavi yaklaşımlarını bilgilendirmek için eğitim alırlar. Terapistlerden istediğimiz tek şey, ergenlik dönemindeki değişimlere yabancı olan gençlerin sadece kafalarının karıştığını görmeleri. Fakat onlar bu sorumluluklarını yok sayıyorlar.

Yetişkinler olarak biz de bunu biliyoruz.  Biz de aynı süreçlerden geçtik. Kendi ergenlik dönemimize dönüp baktığımızda, sonsuza dek süreceğinden emin olduğumuz inançlara, zevklere veya fikirlere ne kadar sıkı sıkıya tutunduğumuzu, ancak başka büyük bir olayda bunları bir anda nasıl bir kenara attığımızı hatırlayabiliriz. Ergenlik böyle bir süreçtir. Ancak söz konusu trans bir genç olduğunda, tüm bunlar birdenbire geçersiz sayılıyor. Bize onların bu iddialarının kalıcı, sabit ve değişmez olduğu söyleniyor. Çocuğun sözü değişmez ve kesin kabul ediliyor. Bu çok büyük bir kötülük. 

Görüştüğümüz terapistler bize içgüdülerimizi ve kızımızın geçmişini görmezden gelmemizi ve kızımızın bu hislerini kabullenmemizi söylediler. Tüm bunları tamamen desteklemediğimiz takdirde bizi "transfobik" olarak etiketleyeceklerdi. Bunun adı zorbalıktır.

Ama bu sadece başlangıçtı.

Okulda ve kilisedeki (şaşırdınız değil mi?) iyi niyetli ama manipüle edilerek yanlış yönlendirilmiş eğitimciler, bize kızımızın isteklerine saygı duymamız gerektiğini söyledi. Aksi yöndeki açık talimatlarımıza rağmen, ona yeni erkek ismiyle hitap ettiler. Bir genç, ebeveynlerini tek bir sözüyle devre dışı bırakacak böylesi bir güce sahip olmamalıdır! Çevresindeki yetişkinlerden aldığı örtülü destek ve teşvik yüzünden kızımız iddia ettiği bu yeni cinsiyetine giderek daha fazla yerleşti. Bu durum aramızda büyük bir çatışma yarattı. Biz düşmandık; eğitimsiz, dar görüşlü ve tamamen yanlıştık. Dünyanın geri kalanı haklıydı.

Transseksüel akımına kapılan gençlerin ruh sağlığında ciddi bozulmalar gözlemleniyor.

Kendimizi tamamen yalnız hissediyorduk. Sanki bir gelgit dalgasını geri püskürtmeye çalışıyor gibiydik. Dünya tamamen çıldırmış mıydı? Bu çılgınlığa inanmayan bir tek biz miydik?  Bağırmak istedik, “Kral çıplak! Kral çıplak!"

Kendimizi sürekli kızımızın etrafında, ortak bir zemin bulmaya, farklılıkları onarmaya, kırgınlıkları yatıştırmaya ve düşmanlıkları uzlaştırmaya çalışırken bulduk. Yorgun ve yalnızdık. Kimse bizi desteklemiyordu. Sanki tüm dünya bize düşman olmuş ve 15 yaşındaki çocuğumuzun beyanından taraf olmuştu. Sağduyu temelimiz aniden ayaklarımızın altından sökülüp atılmıştı.

Sonunda kızımızla çalışmaya ve alternatif bir yaklaşımı değerlendirmeye istekli bir terapist bulduk, ancak yakınlık kurmak ve güven oluşturmak için terapist kızımızın dayattığı ismi kullanmak durumunda kaldı. Kızımız bunu yeni cinsiyetine destek olarak yorumladı. Psikoterapistin ofisinden her çıkışında, içeri girdiğinden daha savunmacı ve daha öfkeli oluyordu. Terapiden sonra saatlerce erkeksi bir havaya bürünüyor, içine kapanıyor ve duygusal kopukluk yaşıyordu.

O mektubu yazmasının üzerinden iki yıl geçti. Kızımızın profesyonel bir dansçı olma hayalleri vardı. Bunu yapabilecek yeteneği de vardı. Şimdi, bütün o dans eğitimini saatler süren inzivalarla takas etti. "Özgün benliği" hakkında ailesinden daha çok şey bilen "arkadaşlar" bulmak için internette dolaşıyor. Bale ayakkabılarını bir göğüs bağlayıcıyla, balerin topuzunu kısa bir saç kesimiyle değiştirdi. Sanal ilişkiler için gerçek ilişkilerini feda etti. İki yılı heba oldu.

Çaresizlik bu kâbusun en kötü yanı. Çalıştıkça çalışıyor, düşündükçe düşünüyorum. Kelimelerim, fikirlerim, teorilerim ve bakış açılarım tükendi. Felç edici bir çaresizlikten başka bir şey kalmadı. Yapacak ya da söyleyecek hiçbir şey kalmadı. Sadece oturup hissediyorum. Duygularım beni boğuyor. Tüm varlığımı, bedenimi ve ruhumu ele geçiriyorlar. Bazen oturmaktan başka bir şey yapamıyorum. Bazen ağlıyorum. Çok ağlıyorum. Sözlerim ve planlarım duygularımdan biraz uzaklaşmama yardımcı oluyor ama sonra beni yine terk ediyorlar. Geriye yine sadece ham duygular kalıyor. Travma bu. Zaman içinde donmuş hissetmek. Hikaye yok, anlam yok, amaç yok. Sadece bir şeylerin -her şeyin- korkunç derecede yanlış olduğuna dair derin ve içgüdüsel bir his.

Çocuklarının beden ve ruh sağlığı için mücadele eden ebeveynler LGBT topluluğu ve medya tarafından transfobik ilan ediliyor.

Kızımın çocukluk görüntüleri bana işkence ediyor. Tek gördüğüm şey karanlık. Benim mutlu küçük kızım, onu tuzağa düşüren ve beynini yıkayan kötü niyetli karanlık bir güç tarafından yutuldu.

Bu sabah ona üniversiteye giderken hâlâ erkek gibi görünmek istemesinden çok korktuğumu söyledim. Ağladım. O da ağladı. Ona erkeklerle aynı yurtta kalmanın ya da onların tuvaletini kullanmanın güvenli olmadığını söyledim. Bana inandığından emin değilim. Bu acı verici dramı yıllar boyunca dizi gibi, bölüm bölüm yaşamak dayanılmaz bir şey.

Sonunda, gerçek dünya kızımızı yakaladı. İlk oyunculuk işinden, yönetmeni tarafından açıkça yapmaması söylendiği halde erkek gibi davrandığı için kovuldu. Kendimi neşeyle dans ederken buldum. Sonunda yaptığı bir şeyden dolayı sorumlu tutulmuştu. Seçimleri, transseksüelliğinin bir parçası olarak meşrulaştırılmamıştı. Hem de bunu o çok sevdiği dış dünya yapmıştı. Bir çocuğun duygularının ebeveynlerinin direktiflerini geçersiz kılma gücüne sahip olduğu bir dünyada yaşayan biz ebeveynlerin, toplumun geri kalanı tarafından şefkat ve anlayıştan yoksun olduğumuz için aşağılanması deliliktir. Bize tepeden bakmaya meyilli olanlara şunu söylüyorum: Anlamıyorsunuz.

Sürekli yalanlarla, aldatmalarla, öfkelerle, depresyonla ve kızımızın yeni uydurduğu cinsiyetindeki yalnızlığıyla yaşamadınız. İnternetteki bir yabancı gelişmekte olan bedeninde rahatsız olmanın erkek olması gerektiği anlamına geldiğini söyledi diye; yüksek topuklu ayakkabılar, makyaj, bale pabuçları ve tütü etek giymeye hevesli 14 yaşındaki mutlu bir kızın 15 yaşında somurtkan, hilekar, odaklanamayan, öfkeli ve içine kapanık bir kıza dönüşmesini izlemediniz.

Anoreksiya (duygusal yeme bozukluğu) hastası genç kadınlar, bir deri bir kemik kalmış bedenlerini "yağdan” arındırmak için çabalar. Uzmanlarsa onların beden imajlarını değiştirmelerine yardımcı olmak için çabalar. Eğer bir terapist, hastasının çarpıtılmış beden imajını "onaylar" ve sıkıntısını hafifletmek için liposuction'ı (iğne yardımıyla vücuttan yağ çekme işlemi) teşvik ederse, ciddi şekilde disipline edilir ve muhtemelen lisansını kaybeder. Ancak cinsiyet değişimini teşvik eden terapistler hiçbir ceza almamakla beraber, çocukların yanlış bedende olduklarına yönelik algılarını güçlendiriyor ve onları sağlıklı ve elzem vücut parçalarını kesmeye teşvik ediyor.

Bu yüzden, çocuğumuzun tıbbi cinsiyet değişikliği gibi geri dönüşü olmayan bir adım atmadan önce 25 veya 26 yaşına gelmesi ve beyninin tam olarak gelişmesini bekliyor ve bu süreçte bu yaptığının bir çılgınlık olduğunu anlamasını umuyoruz. Terapide sürecinde, 14 yaşındaki sağlıklı ve mutlu bir kızken duygu, düşünce ve deneyimlerinin onu bir erkek olduğu inancına nasıl sürüklediğini anlamasını umarak acı içinde oturup izliyoruz. 

İsimler ve kimlik bilgileri değiştirilmiştir.

Kaynak: parentsofrogdkids.com

2 Kasım 2023

Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

Bize Katılın!

Yeni içeriklerden haberdar olmak için e-posta bültenimize abone olun.