Trans olduğumu açıkladığımda, cinsiyet değiştirme kararımı çoktan vermiştim. Başarıyı garantilemek için kendi ölümümü dayanılmaz ayrıntılarla planlamıştım. Cinsiyet disforisi (cinsiyet hoşnutsuzluğu) yüzünden depresyonda değildim, terapistlerimin disfori yüzünden olduğunu düşündüğü tedavi edilmemiş bir depresyonum vardı.
Tüm cinsiyet değiştirme sürecim trans olduğumu açıkladığım bu anla şekillendi. Terapistlerim buna "yap ya da öl" anı diyordu. Birçok trans, artık mücadele edecek güçlerinin kalmadığı ve cinsiyet değişimi ya da ölüm arasında seçim yapmak zorunda kaldıkları bu anı yaşar. Çoğu buna itilir ve bu ikisinden başka yol olmadığına inandırılır. İntihara meyilliyken sizi hayatınızı değiştirecek kararlar almaya iterler. Depresyon gibi altta yatan sorunları yok sayarlar.
Vajinoplastiden (yapay bir vajinanın yapıldığı transseksüel ameliyatı) iyileşmeye çalıştığım bir yılı biraz aşan süreçte birkaç kez korktum veya şüpheye düştüm. Her seferinde, cinsiyet değiştirmeye karar vermeme neyin sebep olduğunu düşündüm. Ölmeye hazırdım. Ne olursa olsun, duramazdım. Durursam ölürüm sandım.
Zihnimde yer etmiş kalın bir kabuk, gerçekliğin zihnime ulaşmasını engelliyordu. Bu kabuğun içinde sadece benim düşüncelerim, diğer translar ve terapistlerim vardı. Diğer herkes yabancıydı. Bana göre bir fantezide yaşayanlar asıl onlardı. Gerçek benliğime ulaşmamı engellemeye çalışıyorlardı. Ne var ki, benliğime asıl ket vuranlar zihnimdeki kabuğun içindekilerdi.
Bunu ben uydurmadım. Bir modayı takip etmiyordum. Dört farklı terapiste gittim. Bana teşhis konuldu ve erken başlangıçlı cinsiyet disforisi dalgası yaşadığım bir dönemde cinsiyet değişikliğine sürüklendim. 2015 yılıydı, Caitlyn Jenner'ın eşcinselliğini açıklamasından hemen önce trans olduğumu ilan ettim. Ama cinsiyet değiştirme sürecimi dikkatlice planlamaya çalışıyordum, bu yüzden sadece yakın aileme söyledim.
Kısa süre içinde tüm trans toplulukları aklını kaçırmaya başladı. Trump seçilirse, cinsiyet değiştirmeyi yasadışı hale getirecekti. Hepimiz ölecektik. Korktum. Hemen sosyal medyayı kullanarak tanıdığım herkese aynı anda trans olduğumu söyledim. Birkaç ay içinde aceleyle karşı cinsiyet hormonlarına başladım. Birkaç ay sonra da ismimi yasal olarak değiştirdim. Aman Trump gelmeden!
Ameliyatım Trump yemin etmeden önce gerçekleşti. Pişmanlıklarım başladığında ise Trump yaklaşık bir yıldır görevdeydi.
Yıllarımı, translığı bırakıp özüme dönmeye çalışarak geçirdim ama kendimi kapana kısılmış hissediyordum. Kelimenin tam anlamıyla bir kadın bedenine hapsolmuş bir erkek gibi hissediyorum. Artık bir detrans (transseksüellikten vazgeçen kişi) olsam da hâlâ yapay vajinası olan bir erkeğim.
Bu hale nasıl düşmüştüm? Onaylanma adı altında insanlar tarafından cinsiyet değişimine teşvik edilmiştim. Çocuk değildim. Trans topluluğunu bulduğumda 20'li yaşlarımın ortasındaydım. Cinsiyet değiştirdiğimde 30'larımdaydım. Bir yerde, benimle aynı yaşlarda cinsiyet değiştirmiş bir kadının yer aldığı bir belgesel görmüştüm, eğer bu yola girdilerse çocuklarınızın hiç şansı yok diyordu. Haklıydı da.
Ben bunu yaptığımda okulda hiç kulüp yoktu. İnternet üzerinden, yerel destek grubu toplantıları ve terapistler aracılığıyla trans olmaya ikna oldum. Muhtemelen beklediğim büyük desteği ve alkışlanmayı görseydim bir yıldan kısa bir süre içinde trans olduğumu açıklardım. Bu kadar destek ve teşvik varken, üniversitelerde bile bunun kulüpleri varken, çocukların gerçekten hiç şansı yok.
Bunun için kendimi suçlayarak çok uzun zaman geçirdim. Bunu hep yapıyorum. Biri beni incittiğinde, bunun yanlış yaptığım bir şey yüzünden olduğunu varsayıyorum. “Neden buna rıza gösterdim?” diye kendime kızıyorum. Ama asıl terapistlerimi suçlamalıyım. Ben onlardan yardım istedim, onlarsa benim disforimi sözde “tedavi etmek” için tüm psikolojik sorunlarımı göz ardı ettiler ve beni cinsiyet değiştirme tuzağına ittiler. Bununla savaşmaya devam edersem, cinsiyet değişimi ile ölüm arasında bir seçim yapmak zorunda kalacağımı söylediler. Açıkça beni yönlendirdiler. Bana yardımcı olabilecek tek şeyin cinsiyet değiştirmek olduğunu söylediler. Akıl hastalığımın olmadığını söylediler. Doktorluk yapmalarına izin verilmemeli. Onlar sahte şifacılar.
Kendimi tanımaya geç de olsa başladığımda, ilgi alanlarıma dönük anılarıma baktım. Matematik ve mühendislik beni büyülemişti. Daha ergenliğe bile girmeden, 1980'lerde programlamaya merak salmıştım. Genel nüfusun geri kalanından çok önce internete erişim sağlamıştım. Bekâr bir anne tarafından büyütülmüş bir bilgisayar delisi olarak aynı zamanda dışlanmış biriydim. Zaten cinsiyet karmaşası yaşıyordum. Bekar bir anneyle büyümeyi o terapi odasında hiç konuşmadık. Bu bariz gerçeği görmezden geldiler.
Zamanda geriye gidip kendimi durdurmaya çalışabilseydim, sanırım cinsiyet değiştirmeyi kafayı takmaya başladığım dönemi seçerdim. En kötü zamanlarım o dönemde başladı. Vücut dismorfisi o zaman ortaya çıktı. (Vücut dismorfisi, kişinin vücudunda veya görünüşünde algılanan bir kusurla meşgul olduğu veya sabitlendiği bir ruh sağlığı bozukluğudur. Kişi, aslında öyle olmadığı halde vücudunun bir kısmının "çirkin" veya "deforme" olduğuna inanır.)
Gerçekten zamanın dışında kaldığımı ve uyum sağlamak için maske takmaktan yıprandığımı hissetmeye başladım. Tüm görüntüm çocukken oluşturduğum, erkekleri ve kızları kategorize ettiğim listelere dayanıyordu. Biyolojik farklılıkları henüz bilmiyordum. Listelerimi klişelerden oluşturuyordum. Disfori bana böyle görünüyordu; kendimi kadın gibi ya da erkek gibi hissetmeme neden olan belirli davranışlar. Trans topluluğu ve terapistler bana bunun yanlış olduğunu öğretmedi. Ne kadar "doğru" olduklarını pekiştirdiler. Hâlâ bu düşüncelerden kurtulmanın bir yolunu bulamıyorum. Disfori şimdi de erkek olduğumu bildiğim halde bir kadın bedenine hapsolmuş gibi hissettiğim bir hal aldı ve bu konuda ne yapabileceğimi bilmiyorum. Trans ideolojinin satın almadığı gerçek bir terapist tarafından tedavi edilmeye ihtiyacım var.
Transseksüel olduğun sonucuna varan sen miydin? Ne zamandan beri diğer cinsiyetin kıyafetlerini giyiyorsun? Bunu yaptığını hatırlamıyorum ama bu yolda ilerlemeye devam edersen yakında yapmaya başlayacaksın. Cinsiyet terapistin sana bunu önerecektir. Bu konuda garip hissedeceksin ama zamanla normal gelecek. Özellikle kadınsı bir çocuk değildin, sadece cılızdın, tıpkı babanın lisedeyken olduğu gibi. Elbette spor yapmayı ya da dövüşmeyi sevmezdin ama ormanda savaş oyunları oynamayı ve kirlenmeyi severdin. Bisikletinle en tehlikeli atlayışları yapabilmek için boynunu kırma riskini almayı seviyordun. Kimseden korkmazdın, korkman gerekse bile. Moru severdin ama pembeyi sevmezdin. Büyücüler mor giyerdi ve sen içinde büyücü geçen her şeyi severdin. Her zaman güçlü bir büyücü ya da belki de bir Jedi Şövalyesi olmayı hayal ettin. Düşündüğün kadar kadınsı değildin. Sadece senden daha çok babana benzeyen oğlanlarla kıyasladın kendini.
Bütün gün evden çıkmamış olsan bile, kapı ve pencerelerin kilitli olduğundan emin olmak için onları kaç kez kontrol ettin? Ocağın kapalı olduğundan emin olmak için kaç kez ocağın yanına gittin? Evden çıktıktan sonra, kapıyı kilitlediğinden emin olmak için kaç kez geri yürüdün veya arabayla geri döndün? Kaç kez aklına gelen bir düşüncenin, direksiyonu karşıdaki araca kırmana neden olabileceğinden korktun?
Evine bak. Yerde, tezgah üstünde, pencere kenarlarında bir şey var mı? Herhangi bir yerde toz görebiliyor musun? Her zaman piyano çalıyorsun. Kapağı açık mı yoksa kapalı mı? Nota kağıtları dağınık mı yoksa mükemmel bir şekilde dizilmiş mi? Banyo nasıl görünüyor? Lavabo ve duş kupkuru mu? Sudaki yüksek demir içeriğinden dolayı lavaboda veya duşta herhangi bir renk değişikliği var mı? Bugün kaç kez duş aldın? Bugün ellerini kaç kez yıkadın?
Takıntılarla ilgili sorunların var. OKB (obsesif kompulsif bozukluk) için kendini kontrol ettirmelisin. Fanteziyi gerçeklikten ayırmakta zorlandığın açık. İyi bir terapist sana yardımcı olabilir.
Gençken aniden kalp krizi geçirecekmiş gibi hissettiğin zamanları hatırlıyor musun? Oturmak, ileri geri sallanmak ve nefes alabilmek için nefes nefese kalmak zorunda kalırdın. Annen seni sürekli doktora götürüyordu ama hiçbir sorun bulamıyorlardı. Sadece büyüme sancıları olduğunu söylerlerdi. Bunlar anksiyete ataklarıydı. Gençken neden bu kadar yoğun anksiyete atakları geçiriyordun?
Kaç kez kendini hayatını dışarıdan takip eden bir düzlemdeymişsin gibi hissettin, sanki tavana yakın bir yerde durmuş sınıfta ya da işte kendini havadan/dışardan izliyormuşsun gibi? Bugün kaç kez böyle hissettin? Bu dissosiyasyondur. Bu neden oluyor? On yaşındayken başına gelen ve artık başa çıkamayacağın kadar travmatik olan şey neydi? İşte o şey dissosiyasyona sebep oluyor.
Seni incitmeye ya da kendini sorunlu veya anormal hissetmene neden olmaya çalışmıyorum, ancak cinsiyet disforinin düşündüğün gibi olmadığını anlamalısın. Kendini kadın gibi hissetmiyorsun. Erkek olma konusunda başarısız olduğuna ve sadece tek bir seçeneğin olduğuna inanıyorsun.
Lütfen, dışarı çık. OKB değerlendirmesi yapabilen bir terapist bul. Mümkünse sınırda kişilik bozukluğu, çocukluk çağı travması ve karmaşık TSSB (travma sonrası stres bozukluğu) konularında da deneyimli bir terapist bul. Askerde acemi birliğinde TSSB yaşadın ama bağlantıyı kuramadın bile. Sana anksiyeten olduğunu söylediler. Depresyon konusunda da yardıma ihtiyacın var. Depresyonda olduğunun farkında bile değilsin, çünkü tüm hayatın boyunca depresyondaydın. Yeni trans arkadaşlarının sana gitmeni söylediği terapistlerden kaçın. İlk destek grubun toplantısında, elbise giymiş erkeklerle dolu bir odaya girdiğinde kendini ne kadar yabancı hissettiğini hatırlıyor musun? Gerçekten böyle biri olduğunu mu düşünüyorsun?
Sen bir erkeksin ve hep öyle kalacaksın. Hiçbir ameliyat bunu değiştiremeyecek. Kendin olman için bunların gerekli olduğunu söyleyen herkes sana yalan söylüyor ve seni manipüle etmeye çalışıyor. Korku ve depresyonun onlara teslim olmana neden olmasına izin verme. Düşündüğünden çok daha güçlüsün.
Kaynak: pitt.substack.com
Yorumlar