Ergenlik Çağındaki Gençler Kabul Görmek için Transseksüelliğe Başvuruyor

Kızımız ilkokuldan beri kaygılıydı. Genellikle "çirkin" olduğu hissiyle mücadele etti. Elbette çirkin değil, ancak genç kızlar için sosyal olarak tercih edilen mevcut görünüme (ince, uzun bacaklar, düz sarı saçlar, vb.) uymuyor. Ortaokula başladığında bu duygular daha da yoğunlaştı ve "popüler kızlar" olarak adlandırdığı kalıba uymayan bir grup başka çocukla (çoğunlukla kız) arkadaşlık etmeye başladı. Yeni akran grubu çoğunlukla oldukça ayrıcalıklı, orta sınıf, banliyö çocuklarından oluşan bir grup olmasına rağmen "kırık" olmaya çok meraklıydı. Sürekli olarak duygusal yeme bozuklukları, intihar düşüncesi, anksiyete ve depresif bozukluk vb. teşhislerle birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışıyorlardı. Evet, doğru okuyorsunuz, belki de ölümcül olan bu hastalıklara sahip olmak onları "üstün" yapıyordu. Kızımız bu gruba uyum sağlamak için hikayeler ve semptomlar uydurdu, hatta kendine zarar vermeye başladı (grup için başka bir büyük takıntı). Kızıma bir terapist bulduk. Kendine zarar verme davranışını bıraktı, ancak diğer davranışlar devam etti.
6. sınıfın sonunda bize lezbiyen olduğunu "açıkladı". Henüz 12 yaşında olduğu ve gerçek bir cinsel deneyimi olmadığı için bunu ciddiye almadık. Onu sevdiğimizi söyledik. Çünkü sevilmek istediği her halinden belliydi. Bu yaşta bir kız çocuğunun erkeklerle cinsel ilişki kurmak istememesi de gayet normaldi; bunun zıttı olarak da kendince lezbiyenliği buldu. Saf dünyasında bunları kafasında kurduğunu, geçici bir karmaşa yaşadığını ve yakında hepsini unutup gideceğini düşündük. Tepkisizliğimizden dolayı biraz hayal kırıklığına uğramış gibiydi. Arkadaşlarına ailesinin ne kadar kötü olduğunu anlatabilmek için bizden direnç istiyor gibiydi. Çıktığı kızlarla olan etkileşimleri ve iletişimleri, gençlerin deyimiyle, çoğunlukla ergen dramından ibaretti. "Seni çok seviyorum!" "Hayır, ben seni daha çok seviyorum!" gibi. Bize göre söz konusu kızların birçoğu için (ve belki de kızımız için de) lezbiyen ilişkiler, genç kızların tipik olarak sevdiği romantik dramalar yaşamanın bir yoluydu. Yaşıtları olan erkekler bunu yapmak istemiyorlardı ya da nasıl yapacaklarını bilmiyorlardı, bu yüzden kızlarla ilişkiler kolaydı. Daha doğrusu hepsi bir oyundu ve erkekler bu oyunu oynamak istemiyordu.

Bu sürecin geçici olduğuna inandığımız ve kızımızın kalıcı bir zarar görmeyeceğini düşündüğümüz için bu durumu umursamıyorduk. Bunun kabusumuza giden yolda sadece bir basamak olduğunu anlayamamıştık. Kızımız 8. sınıfa başlamadan hemen önce transseksüel olduğunu ve bir erkek ismiyle çağrılmak istediğini söyledi. Bu noktaya kadar her zaman kadın gibi davranmış ve öyle hareket etmişti. Kız olmaktan gurur duyuyordu ve "Kız Gücü" ve "Kızlar Bir Numaradır" gibi sözlerin yazılı olduğu posterleri vardı. Arkadaşlarının neredeyse tamamı genç kızlardı ve ilgi alanları da (romantizm, atlar, sanat, vb.) feminendi, hâlâ da öyle. Cinsiyetinden rahatsızlık duyduğuna dair önceden herhangi bir belirti olmadığına dikkat çekmek istiyorum. Bizim tepkimiz sevgi ve destekten ibaretti, ancak kesinlikle onu cinsiyet değiştirmeye teşvik etmedik. Kızımıza onu zorla kontrol edemeyeceğimizi söyledik. Bununla beraber, evde ona hâlâ kendi adıyla hitap edecek ve ondan bir kız olarak bahsedecektik. Tıbbi müdahaleler ya da göğüs bağlayıcı (göğüslerin belli olmasını engelleyecek bandaj) gibi şeyler söz konusu olmayacaktı. Esas vurgumuz, süreci yavaştan alması, hızlı kararlar vermemesi yönündeydi. Ergen olmak, özellikle de kız bir ergen olmak inanılmaz derecede stresli ve kafa karıştırıcıdır. Önümüzdeki birkaç yıl içinde onun için çok şey değişecekti. Kim olduğunu tam olarak keşfetme şansı bulana kadar kalıcı kararlar almamalıydı.
Bu yanıt kızımız tarafından isteksizce karşılandı. Ancak, akranları ve hatta bazı okul personeli arasında bu kadar "cesur" olduğu için bolca övgü aldı. Bizim yapmaya çalıştıklarımızı, ‘pedegojik formasyonu’ olan eğitimciler bozuyordu. Öğretmenleri onu hemen ciddi kararlar alması konusunda teşvik etti. Okulda üstünü değiştirmek veya lavaboya gitmek için hemşire odasını kullanmasına izin verildi. "Transseksüel" olduğunu ilan ettiği için neredeyse tamamen olumlu pekiştirme gördü. Diğer çocuklardan gelen birkaç olumsuz tepki bile onu arkadaşları için daha fazla "kahraman" yapmaya yaradı. Bir anda bu olumsuz ama gerçekçi tepkiler onu mağdura dönüştürüp diğer tarafın ilgisini daha da parlattı. O ve arkadaşları, internet kullanımını kısıtlamamıza rağmen, cinsiyet ve özellikle transseksüellik ile ilgili tüm güncel terminolojiyi doğrudan online kaynaklardan öğreniyorlardı ("üst ameliyat" -memelerin alındığı transseksüel ameliyatı- ve "alt ameliyat" -vajina yerine sahte bir penisin yapıldığı vajinoplasti ameliyatı- gibi).

Yakın zamanda taşındık. Kızımız küçük, özel, dini olmayan bir kurumda okula gitmeye başladı. Bunu esas olarak buradaki devlet okullarıyla ilgili akademik endişelerimiz nedeniyle yaptık, ancak daha küçük bir ortamın ve "yeni bir başlangıcın" onun aşırı duruşundan geri adım atmasını sağlayabileceğini de umduk. Ne yazık ki bu gerçekleşmedi. Tüm öğretmenlerini transseksüel olduğu konusunda bilgilendirdi ve onlardan kendisine erkek ismiyle hitap etmelerini istedi. Hepsi de bunu yapacaklarını söylediler. İşte bu hiç beklemediğimiz bir hamle oldu. Eşim ve ben okul yılı başlamadan önce öğretmenlerle bu konuyu görüşmek üzere bir araya geldik. Öğretmenleri gerçekten seviyoruz ve niyetlerinin iyi olduğunu biliyoruz. Ancak kızımızın tüm hayatına şahit olmadılar, onu tanımıyorlar. Diğer herkes gibi onlar da kızımızın bu çizdiği imaja "saygı duymak" zorunda olduklarını düşünüyorlar. Sırf gerçeği öğrenme sorumluluğundan kaçmak için aldıkları bu tavır, kızımızı daha da kaybetmemize sebep oluyor. Mevcut durumda, kızımız ve arkadaşları transseksüel olmayı doğuştan gelen ve sadece hormon tedavisi ve geri dönüşü olmayan sonuçlar getiren radikal transseksüel ameliyatlarıyla tedavi edilebilen bir durum olarak görüyorlar. Bunu da bir oyun sanıyor olmalılar. O hormonların yan etkilerini ve transseksüel ameliyatlarını azıcık araştıran birisi bunu yapmanın çılgınca olduğunu anlar. Bir gencin duygularını yanlış anlaması (ergenlik tarihindeki her gencin yaptığı gibi) kadar normal bir şey yokken bu kafa karışıklığını daimi hale getirmeye çalışmak hiç mantıklı değil.
Endişeli ebeveynler olarak, kızımızı tam olarak anlayamayacağı bir yola iten bir etki seline karşı savaşan askerler gibi hissediyoruz. Reşit olmadığı sürece tıbben hiçbir şey yapamazken, 18 yaşına geldiğinde sırf bu yola kendini tamamen adadığı için bu yolda ilerlemeye devam etmesinden korkuyoruz. Medyanın ve genel olarak toplumun, transseksüel olmanın standart insan davranışı olduğu ve transseksüelliği teşvik etmenin ve tıbbi müdahalenin tek seçenek olduğu saçmalığını çocuklara dayatmasına kızıyoruz.
Gençler kendilerini özel ve kabul edilmiş hissetmek ister. Bunu hepimiz yaşadık. Kızlar için "güzel" olmak ve erkekler tarafından beğenilmek için muazzam bir baskı vardır. Transseksüel olmak bu baskıdan kurtulmanın bir yolunu sunuyor ve bunun tek kriteri kişisel bir beyan olduğu için buna karşı çıkılamıyor. Kurdukları bu zorbalık düzeni ise bu söyleme muhalefet etmeyi meşakkatli hale getiriyor. Buna karşı kendimizi güçsüz hissediyoruz. Yapabileceğimiz tek şey onun yanında olmak ve duyguları değişirse geri dönebileceği güvenli bir alan sağlamaya çalışmak. Aksi takdirde, sadece oturup çaresizce hayatını ve bedenini mahvedişini izlemek zorunda kalacağız.
Kaynak: parentsofrogdkids.com
6 Kasım 2023
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK İÇERİKLER
Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?