Ebeveynler Çocuklarının Cinsiyetini Değiştirme Süreci Hakkında Konuşuyor

Bekar bir anne olan Bri, anksiyete ile mücadele eden 15 yaşındaki kızıyla çocuk doktorunun muayenehanesine gittiğinde doktorun şu sözlerine maruz kaldı: "Eğer kızınızın diğer cinsiyetten olduğunu teşvik etmezseniz ya da ona ihtiyacı olan yardımı sağlamazsanız ve kızınız kendini öldürürse, kendinizi çok suçlu hissedeceksiniz." Transseksüel aktivistleri tarafından yobaz olarak damgalanmaktan ve deşifre edilerek linç edilmekten korktuğu için The Post gazetesinden sadece takma adını yayınlamasını isteyen Bri, sadece genç kızının cinsiyet değiştirmezse intihar edeceği iması karşısında değil, aynı zamanda pratisyen hekimin bu uyarıyı her ikisinin önünde yapması karşısında da dehşete düştü.
Aktivistler, ergenlik döneminden geçmenin sözde yanlış cinsiyetlendirildiğini hissedenler için travmatik olduğu konusunda ısrar ederek, çocukların ebeveyn onayı olmadan kendi cinsiyet değiştirme kararlarını vermelerine izin veren yasalar için giderek daha fazla baskı yapıyor. Ancak bazı uzmanlar, tıp uzmanları tarafından yaygın olarak kullanılan bu tehdidi sorguluyor. Onlara göre birçok doktor, "transfobik" etiketinden o kadar korkuyor ki, şüpheci ebeveynlere otomatik olarak bir kıyamet senaryosu sunuyorlar: "Ölü bir oğlunuz mu yoksa yaşayan bir kızınız mı olmasını tercih edersiniz?" ya da tam tersi...
Bu açık önermeyi eleştirenler arasında St Louis'deki Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden pediatrik endokrinolog Dr. Paul Hruz da bulunuyor. Dr. Hruz, The Post'a verdiği demeçte: "Bu gibi durumlarda ebeveynlere 'Bu iddiayı hangi kanıta dayanarak söylüyorsunuz' diye sormalarını tavsiye ederim." diyor. Dr. Hruz'un endişeleri, cinsiyet değişiminin duygusal olarak zarar görmüş çocukların hayatlarına son vermelerini önlediği iddiasına odaklanıyor. Dr. Hruz, bu iddiayı desteklediği öne sürülen çalışmaların çeşitli şekillerde sınırlı ya da çarpık olduğuna işaret ediyor. Doktora göre, araştırmadaki temel sorunlar arasında deneklerin araştırmacıların kendileri tarafından seçilmiş olması, kontrol gruplarının olmaması ve akran uzmanlar tarafından yapılan değerlendirmelerin eksik olması yer alıyor.
İsveç'teki saygın Karolinska Enstitüsü tarafından 2011 yılında yapılan ve otuz yılı kapsayan bir çalışma, cinsiyet değiştiren kişilerin intihar sonucu ölme olasılığının genel nüfusa göre 19 kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor [1]. Hruz'un görüşleri, 2019 yılında American Journal of Psychiatry'de yayınlanan ve cinsiyet disforisi (cinsiyetten duyulan hoşnutsuzluk) teşhisi konulan kişilerin ruh sağlığı söz konusu olduğunda, "[cinsiyet değiştirme] ameliyatının hiçbir avantajı olmadığı" sonucuna varan bir çalışma tarafından da destekleniyor [2]. Dr. Hruz'un konuyla ilgili görüşleri, Center for Bioethics and Culture Network tarafından hazırlanan ve YouTube ve Vimeo'da yayınlanan "Trans Misyonu: Cinsiyet Değiştirmek İçin Bu Acele Neden?" belgeselinde inceleniyor. Bundan bir ay sonra benzer bir araştırma yapan 60 Minutes adlı haber programında Lesley Stahl'ın yaptığı ifşaat, ABD'de çocuklara ve genç yetişkinlere hizmet veren ve hiçbir düzenlemeye tabi olmadan yüklü miktarda para kazanan transseksüel kliniklerin sayısındaki artışı vurguluyor. “İnsan Hakları Kampanyası” şu anda web sitesinde 40'tan fazla "transseksüel ve cinsiyet değiştiren gençlere yönelik klinik bakım programı" listeliyor. Amerika'da 2007 yılında bu türden sadece bir kurum vardı.

Hruz, çocukların hayatlarını değiştiren bu kararları kendi başlarına almalarına izin verilmesi konusunda giderek daha fazla endişe duymaya başladığını ifade ediyor. Örneğin, Washington eyaletinde 13 yaşındaki bir çocuk, tıbbi tedaviler yoluyla cinsiyet değiştirerek ebeveynlerinin isteklerine karşı gelebiliyor. Dahası, yine 13 yaşındaki bir çocuk, trakeal tıraş (Adem elması küçültme) gibi normal şartlarda cinsiyeti belirten fizyolojik emareler için uygulanan prosedürlerin masrafını karşılamak için ailesinin sağlık sigortasını kullanma hakkına yasal olarak sahip.
Hruz, "Ergenlerin doğasında var olan dürtüsel olma ve uzun vadeli sonuçları tam olarak değerlendirememe eğilimine ilişkin köklü bir literatür var" diyor. "Toplumun alkol kullanmak, sigara satın almak ve hatta belirli bir yaşa kadar oy kullanmak gibi konularda özerkliklerini sınırlamasının temelinde bu yatıyor." Ergenlik engelleyiciler, sürekli hormon tedavisi ve mahrem vücut parçalarının alınması gibi tıbbi ve cerrahi müdahalelerin neden olduğu kalıcı sağlık sorunları konusunda endişelerini dile getiren Hruz, sözlerine şunları da ekliyor: "Bu konular çok az araştırılıyor. Bu yaklaşımın riskleri hakkında uzun vadeli verilere sahip değiliz."
"Geri Dönüşü Olmayan Hasar: Kızlarımızı Baştan Çıkaran Transseksüel Çılgınlığı" adlı kitabın yazarı Kaliforniyalı Abigail Shrier, çocukların, özellikle de kız çocuklarının hormonlara ve ameliyatlara kolaylıkla erişebiliyor olması karşısında dehşete düştüğünü ifade ediyor. Shrier, The Post'a verdiği demeçte, "Müdahale isteyen bu kızların çoğunda tipik bir cinsiyet disforisi yok ve neredeyse hiçbir tıbbi gözetim olmadan aldıkları tedavilerin bu kızlara yardımcı olacağına dair bir kanıt yok" diyor. "Bu, büyümekte olan bir kriz." Shrier, "akran bulaşmasının" bu transseksüel çılgınlığında bir rol oynayabileceğini savunuyor. Shrier'ın bu görüşü, Brown Üniversitesi tarafından 2019 yılında gerçekleştirilen ve cinsiyet disforisi yaşayan çocukların ebeveynlerinin, çocuklarının arkadaş gruplarına uyum sağlama baskısı hissettiklerine dair gözlemlediklerini ortaya koyan bir çalışma tarafından destekleniyor [3].
Transseksüel Çılgınlığını Gözler Önüne Seren Bazı Hikayeler
Kronik depresyondaki genç kadın Grace Lidinsky-Smith, 20'li yaşlarının başında cinsiyet değiştirmenin kendisini "özgür" hissettireceği yanılgısına nasıl kapıldığını anlatıyor. Lidinsky-Smith, internette bulduğu ve yardım almak için danıştığı cinsiyet terapistinin, cinsiyet disforisinin neden kaynaklanmış olabileceği konusuna hiç girmediğini söylüyor. Kendisine aceleyle testosteron reçete edilmiş ve bundan sadece dört ay sonra, transların üst ameliyatı (memelerin alındığı transseksüel ameliyatı) olarak adlandırdığı çift mastektomi için onay almış. Ancak bu ağır operasyondan sonra rahatlamak yerine, travmatize olmuş. Şu anda 27 yaşında olan Lidinsky-Smith, kamera karşısında "Hayatımın bir parçasının eksik olduğuna dair rahatsız edici bir his duymaya başladım - hayalet uzuv hissi gibi" diyor. Testosteronu bırakarak cinsiyet değiştirme sürecini sona erdiren Lidinsky-Smith, adı açıklanmayan kliniği gündem odaklı yöntemleri nedeniyle şikayet ettiğini söylüyor.

-
39 yaşında bir anne olan Bri, kızının bir erkek olmayı arzuladığını söylüyor. Bri'nin eşiyle yaşadığı zorlu boşanma süreci, kızının travmatik bir çocukluk geçirmesine ve bu nedenle komorbid (eşlik eden) psikolojik sorunlar geliştirmesine neden olmuş. Baltimore'lu anne, çocuğunun akran baskısına, gençler arasında transseksüelliği sorgusuz sualsiz savunan sosyal medyanın dayatmalarına ve erkeklerin hayatının "daha kolay" olduğu yönündeki algıya kandığına inanıyor.
Kızı hakkında "13 yaşına gelene kadar yanlış bedende olduğunu hissettiğine dair hiçbir belirti yoktu" diyen Bri, kızının transseksüellik düşüncelerinin erkekler tarafından taciz edilmesi ve utandırılması nedeniyle tetiklendiğine inanıyor. "Erkekler ona ilgi duymaya başladıklarında (bana bir sınıf arkadaşının ona defalarca uygunsuz bir şekilde dokunduğunu anlatmıştı) göğüslerini bağlamaya ve sanki bir kadın olduğu gerçeğini gizlemeye çalışıyormuş gibi kambur durmaya başladı. İçe dönük hâle geldi."
Bri'nin anlattığına göre, cinsiyet değiştirme arzusunu pekiştiren birkaç danışmanlık seansı sonrasında kızı henüz 14 yaşındayken üst ameliyatı olmayı düşünmüş. Bu ameliyatı sıklıkla alt ameliyat, yani elektif histerektomi (rahimin alındığı transseksüel ameliyatı) takip ediyor.
Bri, "Vücudunun zarar görmesine izin vermeden önce kızımı korumak için bir şeyler yapmam gerektiğini hissettim" dedi. Okuldaki öğretmenler, Bri'nin bilgisi ya da rızası olmadan, sekizinci sınıf öğrencisi olan kızına erkek ismiyle seslenmeye çoktan başlamıştı. "Kendimi tamamen ötekileştirilmiş hissettim - dışlanmış biri gibi" diyen Bri'nin yaşadığı eyalette, 16 yaş ve üstü bireylerin karşı cinsiyet hormonu alması ya da tamamen cinsiyet değiştirmesi için ebeveyn izni gerekmiyor.

Tepki çekmemek için The Post'tan sadece takma adını kullanmasını isteyen Bri, kızının cinsiyet değiştirme isteğini desteklemiyor.
-
Michigan eyaletinde yaşayan 49 yaşındaki Brenton Netz, çocuğu Miles Gewirtz'in tıbbi tedavisine ilişkin ebeveyn endişelerinin göz ardı edildiğini düşünüyor. Trans Misyonu belgeselinde yer alan Netz, 11 yaşındaki otizmli çocuğunun ergenlik engelleyici ilaç kullanmasına karşı olduğunu ifade ediyor. Çocuğunun, ergenlik çağının ortalarına ya da sonlarına geldiğinde cinsiyet değiştirme ameliyatı için teşvik edilmesinden korkuyor.
Netz, yaşadığı kabusu şu sözlerle ifade ediyor:
"İnsanlar bazen bana bu kabusu yaşayan bir ebeveyn olmanın nasıl bir şey olduğunu soruyor. Dürüst olmak gerekirse güçsüz hissediyorum. Annesi onu hepimizin hayatını değiştirecek bir cinsiyet kliniğine götürdüğünde oğlum sadece sekiz yaşındaydı. Bana hiç söylemedi. Benim fikrimi hiç sormadı. Miles'ın ortak velayetini paylaşıyorduk, ancak tıbbi kayıtlarına tesadüfen rastladım ve masum, savunmasız otistik oğlumun ilk ergenlik engelleyici ilaçlarını almasına haftalar kaldığını öğrendim. Bu, hiçbir ebeveynin atlatamayacağı bir şok.
"Terapistinden" gelen notların sayfalarını karıştırırken, Miles'ın sadece transseksüel bir kız olduğuna inandırılmakla kalmadığını, aynı zamanda onunla geri dönüşü olmayan ameliyat seçenekleri ve ilaçlar hakkında ciddi konuşmalar yaptıklarını fark ettim. Okulda ona Miley demeye başladı. Tıp kurumundaki herkes ona bir kız gibi davranıyor. Hayatında onun bu sanrısını onaylamayan tek yetişkin benim - karşı koyan tek kişi.
Miles şu anda 12 yaşında ve radikal bir cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirmemesinin ya da tehlikeli hormonlar almamasının tek nedeni bunu durdurmak için mahkemeye gitmiş olmam. Ama iş bu noktaya hiç gelmemeliydi. Bu devlet yaptırımı örgütün oğluma asla erişimi olmamalıydı."
Netz, The Post'a yaptığı açıklamada "Miles çok kolay etkilenebilen bir çocuk" diyor. Netz, Miles'ın annesi Sarah Gewirtz ile ortak velayete sahip ve çocuğunun 8 yaşındayken kendisine cinsiyet disforisi teşhisi koyan "aşırı hevesli" klinisyenler tarafından manipüle edildiğini düşünüyor. "Oğlum, kendisini sonsuza kadar genç tutacak sihirli bir iksir içeceğini söylüyor," diyor. "Bu sözleri, onun cinsiyet gibi önemli bir konuda duygularını anlama kapasitesinin ne kadar sınırlı olduğunu gösteriyor."
Davasını duyurmak için Save Miles adlı bir online kampanya başlatan Netz, kısa bir süre önce uzun bir hukuk mücadelesinde önemli bir zafer kazandı. Yargıcın kararı, Miles'ın annesinin St. Cloud, Minn'deki bir cinsiyet ve cinsellik kliniğinde tıbbi müdahalelerde bulunmasını engelliyor. "Miles'ın otizmi onu özellikle savunmasız kılıyor" diyen Netz, bu bozukluğun oğlunun kendini yalnız ve izole hissetmesine neden olduğunu ve onu ezici bir "memnun etme ve uyum sağlama ihtiyacı" ile baş başa bıraktığını ifade ediyor.

Endişeli baba Brenton Netz, resmini tuttuğu oğlu Miles'ın cinsiyet değiştirmeye teşvik edilmesinden dolayı son derece mutsuz.
[1] Dhejne C, Lichtenstein P, Boman M, Johansson ALV, Långström N, et al. (2011) Long-Term Follow-Up of Transsexual Persons Undergoing Sex Reassignment Surgery: Cohort Study in Sweden. PLOS ONE 6(2): e16885. doi: 10.1371/journal.pone.0016885
[2] https://web.archive.org/web/20150213054306/http:/transequality.org/PDFs/NCTE_Suicide_Prevention.pdf
[3] Littman L (2018) Parent reports of adolescents and young adults perceived to show signs of a rapid onset of gender dysphoria. PLOS ONE 13(8): e0202330. doi: 10.1371/journal.pone.0202330
Kaynak: Jane Ridley, NY Post
25 Temmuz 2023
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK İÇERİKLER
Bize Katılın!
Yeni içeriklerden haberdar olmak için e-posta bültenimize abone olun.
Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?