Çocukluk Çağında Yaşanan Ağır Travmalar Transseksüellik Sanrılarına Neden Olabiliyor

Küçük yaşta annesini kaybeden genç kızın babası, kızının travma ve anksiyeteyle baş etmenin bir yolu olarak transseksüelliğe başvurduğunu söylüyor.
Çocukluk Çağında Yaşanan Ağır Travmalar Transseksüellik Sanrılarına Neden Olabiliyor


Kızımız 9 yaşındayken eşime meme kanseri teşhisi kondu. Teşhis konulduktan sonra aklımızda en başta yer eden şey meme kanseri olsa da, eşimin hayatının son yıllarında yaşadığı çok sayıda tıbbi rahatsızlık oldu. Kızım 12 yaşındayken eşim vefat etti. İyi bir ölüm (eğer böyle bir şey varsa) bile yeterince kötüyken, eşim kötü bir ölüm yaşadı. Eşimin hastalığı ve ölümü, kızım üzerinde birçok travmaya neden oldu.

Eşimin hastalığından önce de kızımın hayatının büyük bir bölümünde ona ben bakmıştım. Kızımızın doğumundan kısa bir süre sonra eşim işine geri dönmüştü. Ben de serbest çalışan olarak kariyerime başlamıştım. Çalışma saatlerimi kendim belirleyebiliyordum ve bu saatlerin çoğunu evde küçük kızımla geçiriyordum. Eşim öldükten sonra, elbette kızımın tek bakıcısı ben oldum.

Kızım annesinin ölümünden sonraki aylarda internette çok zaman geçirdi. Bunun farkındaydım. Ancak ilişkimizi korumak adına, kızım hâlâ internette karşılaşacağı tuzaklarla başa çıkmasına yardımcı olabileceğim bir yaştayken sosyal medyayı deneyimlemesinin daha iyi olacağını düşündüm. Annesinin hastalığı nedeniyle henüz ilkokuldayken ona bir cep telefonu vermiştik. Bu normalde izin vereceğim bir şey değildi, ancak normal olduğunu düşündüğüm bir durumda değildik.

Kızım, eşim ölmeden yaklaşık iki yıl önce danışmanlık almaya başladı. On buçuk yaşındaydı ve danışmanlık annesinin hastalığıyla başa çıkmasına yardımcı olmayı amaçlıyordu. Kızım, eşimin ölümüne kadar bir danışmanla görüşmeye devam etti. Cenazeden kısa bir süre sonra ise görüşmeleri bıraktı. 14 yaşındayken tekrar danışmanlığa ihtiyacı olduğuna karar verdi. Tanışma görüşmesinde ona cinsel meylinin ne olduğu soruldu. O da heteroseksüel olduğunu söyledi. Erkeklere ilgi duyan normal bir genç kızdı. Farklı bir durum olduğunu gösterecek hiçbir işaret yoktu.

Küçük yaşta annesini kaybeden genç kızın babası, kızının acıyla başa çıkmak için translığa başvurduğunu söylüyor.

Kızım 14 buçuk yaşındayken kendine zarar vermeye başladı. Daha sonra, kendine ilk kez zarar verdiği zaman hakkında konuştuk ve bana bunu annesinin ölümünü düşünürken yaptığını söyledi. Kızım annesini kaybetmenin acısıyla baş edemiyor ve kendine başka acılar yaratıyordu. Kendine zarar vermeye başladıktan birkaç ay sonra, kızım transseksüel olan ve adını değiştiren yeni bir kız arkadaş edindi. Kızım gibi bu kızın da hiçbir erkeksi davranışı ya da özelliği yoktu. Bir ay içinde kızım kendisine başka bir isimle hitap etmemi istedi. Okulda ismini değiştireceğini ve bunu öğretmenlerine söyleyeceğini söyledi. Birkaç gün sonra, ona kendi ismiyle hitap etmeye devam etmeye karar verdiğimi söyledim ve nedenini açıkladım. Okul ise bana haber bile vermeden resmi kayıtlarındaki adını ve cinsiyetini değiştirdi. Bir adres değişimi ya da basit bir sınıf değişimini bile türlü bürokrasilerle çile haline getiren kurumlar böylesi ciddi bir değişikliği nasıl yapabiliyorlardı?

15 yaşındayken kızımın ruh sağlığı sorunları patlak verdi. Bir süre hastanenin psikiyatri kliniğinde yattı. Onun sanrıları ve halüsinasyonlarıyla başa çıkma yaklaşımım, bunların var olduğunu kabul etmek; ancak herhangi bir içsel gerçeklik içerdiklerini reddetmek oldu: "Evet, bir halüsinasyon görüyorsun, bunu gördüğünü biliyorum ve kabul ediyorum kızım; ancak halüsinasyon olarak gördüğün şey gerçek değil." Bu yaklaşım o zamandan beri hastanedeki psikiyatristler tarafından teşvik edildi. Bana kızımı gerçekliğe yaklaştırmama yardımcı olacak teknikler öğretildi. Kızım hastaneye gittiğinden beri anti-psikotik (başta şizofreni olmak üzere psikozların tedavisinde kullanılan ilaçlar) kullanıyor. Kendisine geçici olarak Sınırda Kişilik Bozukluğu teşhisi kondu. Teşhis geçici çünkü teknik olarak reşit olmayanlara ruhsal bozukluk teşhisi konulamıyor.

Çocukluk çağında yaşanan ağır travmalar transseksüellik sanrılarına neden olabiliyor.

Kızım 16 yaşındayken bana transseksüel olduğunu söyledi. Hormon tedavisi ve üst ameliyatı (mastektomi adı verilen, memelerin alındığı transseksüel ameliyatı) olmak istiyordu. Bana bunu söyledikten sonra onu desteklemeyeceğimden endişe ettiğini söyledi. Onu her zaman destekleyeceğimi söyledim, ama bu destekleme şeklimden memnun kalacağı anlamına gelmiyordu. Bizim için iyi olan şeylerden her zaman hoşlanmayız, dedim.

Aile hekimimiz, kızımla yaptığı kısa bir konuşmadan başka bir şeye dayanmadan onu yerel bir hastanedeki cinsiyet kliniğine sevk etti. Bana danışılmadı. Hastane beni aradı, kızıma hormon verilebilmesi için bazı kağıtları imzalamam gerektiğini söylediler. Telefonun diğer ucundaki kişinin sesi neşeli ve iyimserdi. Benden randevu almamı istediklerinde, randevunun ne için olduğunu sordum. Hormon için miydi? Yoksa danışmanlık için miydi? Bana bunun tedavi için olduğu, danışmanlık için olmadığı söylendi. Randevu almayı reddettim. Karşı taraftaki ses artık neşeli değildi ve ben artık kötü adam olmuştum.

Kızım 16 buçuk yaşındayken, artık bir erkek ismi kullanan bir transseksüel erkek olduğunu kısa mesaj yoluyla tüm aileye duyurdu. Mesajı bana göndermedi. Sadece ailenin geri kalanına gönderdi. Bildiğim kadarıyla hepsi bu durumu kabulleniyor. Buna inanamıyorum. Kimse arayıp ne düşündüğümü sorma gereği bile duymadı. Onu kendi adıyla seslenmem boşuna değildi, bu benim için bir direnişti. Bu sanrının onun diğer sanrılarından farklı olduğunu düşünmüyorum. Benim kızım öncesinde bu sanrılar yüzünden hastanede yattı. Ama bu yeni sanrısı herkes tarafından teşvik ediliyor. O halde hastanede yatarken inandığı sanrıları da onaylasaydınız! Dümdüz bir duvarda kocaman bir cam olduğunu ve aynalı camdan onu izlediklerini söylediğinde de “evet, doğru görüyorsun” deseydiniz! Bu sanrısının diğerlerinden farklı olduğunu düşünmüyorum. Bu nedenle, bu sanrı konusunda da diğerlerinde kullandığım aynı teknikleri kullanarak onu gerçeğe döndürmeye çalışıyorum. Ve çocuğumun geri dönüşü olmayan transseksüel ameliyatları geçirip tehlikeli hormonlar almasını engellemek için çabalıyorum.

Transseksüel olduğunu söyleyen gençler önce hormon tedavisine, sonra ise transseksüel ameliyatlara yönlendiriliyor.

Kalıcı, tehlikeli ve geri dönüşü olmayan "tedaviye" koşmasını yavaşlatmak için yardım almak üzere kızımın danışmanlık ekibiyle görüştüm. Bana, onu bu radikal ve acı dolu değişime teşvik etmekten başka bir şey yapamayacaklarını söylediler. Daha önceki bir toplantıda, kızımın danışmanlarından biri eğer onun transseksüelliğini kabul etmezsem kızımın intihara teşebbüs etme riskini aldığımı söylemişti. Herkese yaptıkları duygusal şantajı bana da yaptılar. Onlara, “Eğer içeri girip bir fil olduğumu iddia etseydim, beni bir fil destek grubuna yönlendirirdiniz” dedim.

Kızımın bu kararı verebilecek kapasitede olduğunu ve bana sunabilecekleri tek şeyin bu gerçeği kabullenmemde yardımcı olmak olduğunu söylüyorlardı. Onlara daha önce de kızım için doğru olanı yaparken kendimi yalnız bulduğumu, bunu da tek başıma yapacağımı söyledim. Bu son olaylardan önce, (bunu uydurmuyorum ve gerçekten onlardan alıntı yapıyorum) "örnek ebeveyn" olarak görülüyordum.

Kızımın istediği gibi giyinmesine ve davranmasına izin veriyorum. Artık neredeyse herkes ona farklı bir isimle hitap ediyor. Transseksüelliği ile başa çıkma yaklaşımım, diğer sanrı ve halüsinasyonlarına karşı yaklaşımımla tutarlı. Herhangi bir içsel gerçeklik içeriyormuş gibi davranmadan bir sanrı yaşadığını kabul ediyorum. Kızımın hayatında bunu yapan başka kimse yok. Geriye kalan tek ebeveyni benim, dolayısıyla bu çabaya öncülük etmeli ve sorumluluğun çoğunu üstlenmeliyim. Yine de, bu çabada yalnız olacağım hiç aklıma gelmemişti.

Çocuklarının transseksüellik iddialarının altında psikolojik sorunların yattığını söyleyen ebeveynler "transfobik" damgası yiyor.

Kızımın transseksüel ameliyatı ile göğüslerini aldırmak istediğini haykırdığı inatçı bir dönemden sonra, kızım 18 yaşına basmadan ve benim kararlarım geçersiz hale gelmeden önce onun tıbbi müdahale isteğiyle başa çıkmasına yardımcı olmanın bir yolunu bulmam gerektiğini düşündüm. Oturduk ve hormon kullanmadan veya transseksüel ameliyatı olmadan önce yapabileceğimiz şeyleri tartıştık. Ona daha erkeksi bazı davranışlar ve aktiviteler denemesini önerdim. Öfkeyle, erkeklere özgü tipik davranışlar olmadığı konusunda ısrar etti. Bir adım geri çekildim ve ona "Tamam, erkeğin ne olduğunu bilmediğime göre, sence bir erkek nedir?" diye sordum. "İnsanların kendisinden erkek olarak bahsetmesini isteyen biri" dedi. İşte bu kadar. Erkeği kadından ayıran tek şey bu: erkek olarak anılma arzusu. Ben ona erkekliğin gereğini yapıp kendince bir sosyal deneye girmesini önerirken, kızımın daha erkeğin ne olduğuna dair bir fikri yoktu. Benden başka kimse ona bunu sormamıştı ve belki moda olduğundan, belki de zorbalıktan korktukları için körü körüne kızımı teşvik etmişlerdi.

Kızımın geçmişi onu Hızlı Başlangıçlı Cinsiyet Disforisinin (Rapid Onset Gender Disforia, ROGD) timsali haline getiriyor. Durumu aniden ortaya çıktı; erkeksi nitelikleri veya davranışları yok; çok sayıda çocukluk travması yaşadı; internette ve sosyal medyada çok fazla zaman geçirdi; kendisine zarar veriyor; anksiyete ve depresif bozukluğu var ve transseksüel olduğunu söylemeden kısa süre önce aynı duruma sahip arkadaşlar edindi. Bir grup çocuk tüm bunları yaşıyor ve sonrasında hayatla baş etmek için böyle bir çözüm buluyor: Başka bir imajla yeni bir sayfa açmak. Kulağa basit ve güzel gibi gelse de imkansız bir olaydan bahsediyoruz. Bunun imkansız olduğunu söylemeniz ise trans aktivistlerin oluşturduğu baskı yüzünden çok zor. Bense transseksüel çocuğumu seviyorum, onun sanrılarını onaylayarak onu istismar edemeyecek kadar...

Kaynak: parentsofrogdkids.com

4 Kasım 2023

Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

Bize Katılın!

Yeni içeriklerden haberdar olmak için e-posta bültenimize abone olun.