Bir Annenin Trans Evladına Sevgi Dolu Mektubu
Bir annenin, ergenlik döneminde yaşadığı cinsiyet uyumsuzluğu sonucunda transseksüel olduğuna karar veren kızına mektubu:
Ebeveynlik deneyimine geç başladım. Sorumluluktan korkuyor, kendimi hazır hissetmiyordum. Ebeveynliğin benim için doğru olup olmadığından ya da buna uygun olup olmadığımdan emin değildim.
Doğru zamanın geldiğine karar verdiğimde, hamile olduğumu anladığım an hissettiğim sevinci sana tarif edemem. Bununla beraber, okuduğum kitaplardaki anneler gibi ne olursa olsun çocuğunun yanında olabilecek kadar iyi bir anne olamamaktan korkuyor ve kendimi hazırlıksız hissediyordum. Senin annen olmak kalbimi daha önce hiç bilmediğim bir sevgiyle doldurdu. O zaman da şimdiki gibi güzel ve büyüleyiciydin.
Her şeyi doğru yapmak istedim, kitaplar okudum ve muhtemelen çok fazla çabaladım. Yemek ve beslenme konusunda kendi sınırlarını bulmana izin vermenin önemini anlamamışım, bunu şimdi görebiliyorum. Aynı zamanda, sana kötü örnek olmama konusunda kararlıydım. Senin yanında hiç küfretmedim. Değerini bir beden imajına indirgemeni istemediğim için sana yaşına uygun olmayan kıyafetler giydirmedim ve bu düşünce biçimini pekiştirecek dergiler ve televizyon programlarından seni uzak tuttum. Sana oyuncak bebekler almadım, trenler ve arabalar aldım.
Benim zamanımda ebeveynlerin endişe kaynaklarından biri anoreksiyaydı ve ben de seni buna itecek bir şey yapmaktan korkuyordum. Her daim bir endişe konusu olan alkol ve uyuşturucu hakkında seni nasıl bilinçlendireceğim konusunda kaygılarım vardı. Tutkularını ve hayattaki yolunu bulman için seni cesaretlendirebileceğimi umuyordum.
Ergenlik çağına geldiğinde, okulundaki kız arkadaşlarının %98,5'i ya da daha fazlası uzun saçlı olmak ve kadınsı görünmekle ilgileniyor gibiydi. Sen içine girmeye başladıkça dünyanın nasıl bir yer haline geleceğinden endişeleniyordum. Bu kâbusun içine dalmaya hazır değildim.
Sen heteroseksüellikten eşcinselliğe ve sonra da translığa geçtiğinden beri kendimi karanlıkta son süratle ilerleyen bir arabaya binmiş gibi hissediyorum - direksiyonda da güvenliğe dair hiçbir sürüş bilgisi olmayan sen... Dehşete düşmüş durumdayım. Seni anoreksiyadan, uyuşturucu ve alkolden korumayı başardığımı sanıyordum. Ama seni bedeninde ve hayatında geri dönüşü olmayan değişiklikler yapmak istemekten koruyamadım. Seni pişman olacağın ani kararlar vermemeye ikna etmek için daha ne kadar zamanım var? Gözü kapalı ulaşmaya çalıştığın bu hedefin sandığın gibi sorunlarını gidermeyeceğini, bu sorunları gidermenin sağlıklı alternatifleri olduğunu sana nasıl gösterebilirim?
Sen internette başka bir cinsiyete nasıl dönüşeceğini öğrenirken ve kendi cinsiyetini inkar etmenin yollarını bulurken, ben de bu konuda bazı araştırmalar yapıyordum. Birkaç ebeveyn grubuna katıldım. Çocuklarının cinsiyet değiştirme kararlarını onaylamayan ama benim gibi "seni seviyorum ama yapmak istediğin bu şey çok tehlikeli" diyerek sınırda durup sorular soran ebeveynlerin olduğu bir grup bulana kadar aramaya devam ettim. Cinsiyet değiştirenlerin acı hikayelerini dinledim, videolar izledim, makaleler ve kitaplar okudum ve podcast'ler dinledim. Cinsiyet değiştirdikten sonra pişman olup tekrar eski cinsiyetine dönen bir detrans ile bir toplantıya katıldım ve uçuruma giden cinsiyet değiştirme yoluna ayak bastığında sözde “destekleyenler” doğru seçimi yaptığını söyleyerek tezahürat yaparken aslında ne gibi dehşet verici süreçlerle karşı karşıya kaldığını dinledim. Ebeveynlerin çocuklarına ve onların ihtiyaçlarına yönelik sevgileri, bilgelikleri ve bilgileri daha önce hiç bu kadar görmezden gelinmemiş, küçümsenmemişti. Ebeveynler çocuklarından acele etmemelerini ve yeterli araştırma yapmalarını istedikleri için daha önce hiç bu kadar kınanmamışlardı.
İnternette tanıştığın kişilerin sana “Kendini mutsuz hissediyorsun, işte nedeni... ve biz senin için buradayız" demesinin senin için ne kadar moral verici ve cesaretlendirici olabileceğini tahmin edebiliyorum. Arkadaşlarının sana onlardan biri gibi değil de "öteki" olarak davrandığı okul ortamına kıyasla, translar tarafından "hoş geldin, seni burada istiyoruz" sözleriye karşılandığın internet ortamının senin için neden daha cezbedici olabileceğini anlıyorum. Peki sen tüm o alkışlarla cinsiyetini değiştirmeye karar verip ameliyat olduğunda, anesteziden yeni uyanmış bir halde acılar içinde kıvranırken kaç tanesi yanında olacak? Ya da haftalar ve hatta aylar boyunca ağrılı iğnelere maruz kaldığın o uzun süreçte bu amigolardan kaç tanesi koluna girecek?
Seni çok seviyorum. Öğrendiklerime göre testosteron almaya başladığında ilk heyecanla bir süre mutlu hissedeceksin. Ancak bu heyecan zamanla azalacak ve vücudun bu hormon deneyinin sonuçlarıyla yüzleşmeye başlayacak. Sana bunları söylediğim için, bana haber vermeden gizlice bu hormonları almaya başlamandan korkuyorum. Bu konuyu benimle konuşmak istememenden korkuyorum. Benimle paylaştığın her şeyde seni dinlediğimi ve desteklediğimi biliyorsun ve seni bir terapistle konuşman için teşvik etmeme rağmen bunu yapmamış olmandan endişe ediyorum. İkimiz de biliyoruz ki ilk terapistin seni transseksüelliğe itecek bir yaklaşım benimsemiş ve seni dinleme zahmetinde dahi bulunmadan cinsiyet değiştirmeni teşvik etmişti. Bedenine karşı bir nefret beslediğini ve onunla barışabilmen için sana nasıl destek olabileceğimi bilmiyorum. Psikoloji geçmişim olmasına rağmen kendimi çaresiz ve bilgisiz hissediyorum.
Sadece transların göz boyamalarını değil, pişman olup translıktan vazgeçenlerin hakikatlerini de dinlemeni istiyorum. Hayatını mahvedecek kararlar almanın sonuçlarını anlamanı istiyorum. Eğer ameliyatlarla cinsiyetini değiştirirsen eski bedenini geri alamayacağını ve başlangıç noktasına geri dönemeyeceğini anlıyor musun? Testosteron almanın ve büyük ameliyatlardan geçmenin ne denli büyük ağrı riskleri taşıdığını ve bu ağrıların hiçbir zaman geçmeyebileceğini anlıyor musun? Tıbbi cinsiyet değişikliği yolunu seçmenin, uzun süreli bir hasta olman anlamına geldiğini, sana yardım etme konusunda çok az veya sıfır deneyimi olan doktorlar ve uzmanlarla muhatap olacağını ve geri dönüşü olmayan kararlar vermiş olmanın sonucunda hissedebileceğin psikolojik acı için hiçbir destek alamayacağını anlıyor musun? Medyaya yansıtılmamasına rağmen, cesaret gösterip cinsiyet değiştirme süreçlerini paylaşan İsveçli birkaç gencin bu seçimleriyle yaşamanın ne kadar zor olduğunu keşfettikleri bir dizi belgesel izledim. Onlara kimse bu soruları sormadığı için her şey için çok geçti.
Seni terk etmeyeceğim. Her zaman yanında olacağım. Sonuçlarını anlamadan, hayatını alt üst edecek korkunç kararlar verirken lütfen beni dışlama. Başka seçeneklerimiz var. Kim olduğunu keşfetmeni ve kendine değer vermeni sağlayacak destek ve yardım alabileceğimiz başka yollar var. Her gün gözümüze sokulan kategorilere uymayan türden bir kadın olduğunu düşünüyorsan yalnız olmadığını bil, senin gibi çok sayıda kadın var. Sayıca az olmaları onları “daha az kadın” ya da “erkek” yapmaz. Televizyonda pompalanan “ya bizler gibi kusursuz bir kadın olursun; ya da hiç olmazsın” vurgusu, doğru bir vurgu değil. Kendiyle, bedensel kusurlarıyla barışık, belki kilolu, belki sivilceli, belki kısa boylu bir kadın olarak da “kadınsındır”.
Lütfen sonuçlarını bilmeden transseksüel denen uçurumdan atlayan kalabalığı takip etme. Lütfen kendini, sadece “sen” olan ve başka hiç kimse olmayan güzel ruhunu bulmak için kendine zaman ayır. Lütfen kendini ve ruhunu özgürleştirmek yerine sınırlayacak bir kararın sonuçlarıyla acı çekeceğin bir hayata teslim olmadan önce kendine bu hediyeyi ver. Lütfen beni dinleyecek kadar hayatında olmama izin ver.
- Seni seven annen.
Kaynak: pitt.substack.com
9 Şubat 2024
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK İÇERİKLER
Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?