18 Yaşında Cinsiyet Değişimine Başlayan Helena, Cinsiyetin Değişmeyeceğini Anlayınca Translıktan Vazgeçti

24 yaşındaki Helena Kerschner, "Testosteronun beni kısa boylu ve tıknaz olmaktan çıkarıp sırık gibi ve erkek yapacağını düşünmüştüm, ama kaslı değil zarif bir şekilde" diyor. Helena, ABD'nin Ohio eyaletinden ve ülkenin en önde gelen detranslarından (cinsiyet değiştirdikten sonra pişman olup esas cinsiyetine dönen kişilerden) biri. Binlerce abonesi olan bir Substack (kişisel blog yazılarının yayınlandığı internet mecrası) sayfası var.
Ohio'da büyümek Helena'nın ancak ebeveynlerinin izniyle cinsiyet değiştirebileceği anlamına geliyordu. (Bu durum çoğu eyalette geçerlidir. Washington, Oregon ve Kaliforniya reşit olmayanlara kendi başlarına cinsiyet değiştirme için daha fazla hareket alanı tanıyor). Ancak Helena 15 yaşındaydı ve ailesi kesinlikle bu konuda onunla hemfikir değildi. Helena erkek kıyafetleri giyiyor, göğüs bağlayıcı takıyor ve saçlarını kısa kestiriyordu.
Devlet okulundaki rehberlik danışmanı Helena'nın "erkek" olduğu konusunda hemfikirdi. Cinsiyet değiştirme süreci için bir bütçe oluşturmasına yardımcı oldu ve onu cinsiyet değişimi konusunda daha da hevesli olan okul psikoloğuna yönlendirdi. Helena "Psikoloğun 'annen bir transfobik' dediğini ve bana intihar risklerinden bahsettiğini hatırlıyorum," diyor. "Akademik hayatım ve ruh sağlığımla ilgili bir sürü sorunum vardı ama bu konuda hiçbir zaman yardım etmediler," diyor. “Trans olduğumu söyler söylemez ise herkes ne hikmetse elini taşın altına koydu."
Helena'nın doktor annesi ve mühendis babası fikrini değiştirmedi. Helena 18 yaşına girdikten birkaç gün sonra Chicago'daki Aile Planlaması Merkezi'ne gitti. Orada önce bir sosyal hizmet uzmanıyla, ardından da ilk ziyareti sırasında testosteron (erkeklik hormonu) reçetesi yazan bir pratisyen hemşireyle görüştü. Hemşire haftada 25 miligramlık bir doz önerdi. Helena "Ne kadar yükseğe çıkabiliriz?" diye sordu. Helena klinikten 100 miligram testosteron reçetesiyle ayrıldı. Her şey yaklaşık bir saat sürdü. Doktorla hiç görüşmedi.
Helena iki gün sonra üniversite yurduna taşınıyordu. (Gizlilik nedeniyle, sadece Ohio'nun merkezinde küçük bir liberal sanat okuluna gittiğini söyleyebiliriz). Helena, ailesi taşınmasına yardım ederken iğneleri onlardan sakladığından emin oldu. En sevdiği erkek anime karakterine öykünerek Vincent adını kullanmaya başladı. Kendisine haftada bir testosteron enjekte ediyordu.
İlaç onu sinirli ve öfkeli hissettiriyordu ve cinsel dürtülerini "ezici" boyuta çıkarıyordu. Örneğin testosteron alımı sonrasında kendine vurmaya başladı ve bir keresinde tırtıklı bir mutfak bıçağıyla kendini kesti, bu da bir haftalığına akıl hastanesinde yatmasına yol açtı. Testosteronla geçirdiği bir buçuk yılın ardından, "yaşadığı gerçekliğin gençken sahip olduğu fanteziyle örtüşmediği" gerçeği kafasına dank etmeye başladı.

Helena'nın kendisi gibi "trans erkek" olan oda arkadaşı, arkadaşlıklarını anlatan bir video günlüğü yapmıştı. Üniversitenin ikinci gününde başlayan ve yaklaşık bir buçuk yıllık bir dönemi kapsayan bu videonun neşeli olması gerekiyordu - kız bedenlerinin zincirlerinden kurtuluşlarının bir kutlaması olmalıydı. Ancak Helena filmi izlediğinde, umutsuzluğunun daha da arttığını gördü. (Oda arkadaşı da ilerleyen yıllarda doğuştan sahip olduğu cinsiyetine dönüş yaptı.) Başka bir transla birlikte yaşamanın cinsiyet değiştirme ve esas cinsiyetine geri dönme kararları üzerinde etkisi olmuştu. Bu 2018'in başlarındaydı. Helena yavaş yavaş erkek olmadığını fark ediyordu. "Bu ezici ve dehşet verici bir duyguydu" diyor.
Testosteronu birden bıraktı. Peruk, makyaj malzemeleri ve yeni kıyafetler aldı. Eskiden Tumblr’a oldukça düşkün olan Helena, bu süreçte internette daha az zaman geçirmeye başladı ve gerçek dünyada, iş arkadaşları gibi gerçek insanlarla etkileşime girmeye başladı.
Sonraki yılın "kafa karıştırıcı ve garip" olduğunu söylüyor. Bir akşam yemeğinde ailesine esas cinsiyetine dönme kararını anlattı. İyi bir karar verdiğini düşündüklerini söylediler ama başka bir şey söylemediler. Şimdi onlarla ilişkisini "samimi" olarak nitelendiriyor.
Cinsiyet değişikliğini teşvik eden "olumlayıcı bakım" adındaki tedavinin savunucuları, bu yaklaşımın faydalarının risklerinden daha ağır bastığını söylüyor. Ancak bunu destekleyecek verileri yok. Buna rağmen, Amerikan Tabipler Birliği cinsiyet değişimini teşvik eden bakımı kararlılıkla destekliyor. Aynı şekilde üniversiteler, özellikle de seçkin üniversiteler de destek veriyor. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı da aynı şekilde. Şüpheciler için herhangi bir akademik ya da profesyonel alan kalıp kalmadığı belli değil.
Trans aktivistler, trans hastaların riskleri bildiğini savunuyor. Çocukların ya da ebeveynlerinin bilgilendirilmiş onam verdiğini söylüyorlar.
Doktorları ve terapistleri tarafından başarısızlığa uğratıldığını düşünen Helena Kerschner ise "Hikayenin daha fazlası var" diye karşı çıkıyor. "Biden yönetimine kadar çıkan üst düzey yetişkinlerin gençlerin cinsiyet değiştirmeleri gerektiği iddialarını ortaya atması gerçekten tehlikeli. Bunun hiçbir mantığı yok."
Kaynak: commonsense.news
8 Şubat 2024
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK İÇERİKLER
Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?