İlk uyandığımda, birkaç dakika boyunca geçmişte yaşıyorum. Ama sonra yaşadığım hafıza kaybı bir anda ortadan kayboluyor ve oğlumun elimden kayıp gittiğini hatırlıyorum. O zamanlar 19 yaşında olan oğlumun, ailesinin rehberliğini reddedip transseksüel gündemine dalmayı seçmesinin üzerinden iki yıl geçti. Oğlum bu gündemin etkisiyle yanlış cinsiyet hormonları kullandı, korkunç klişeleşmiş kıyafetler giymeye başladı ve adını bir anime kadın karakterin adıyla değiştirdi.
PITT sitesinin (çocukları cinsiyet ideolojisine kapılan ebeveynlerin deneyimlerini paylaştığı sosyal ağ) yazarları ve okuyucuları bu uzun ve tehlikeli fırtına sırasında bana şefkatli arkadaşlıklarını ve bilgeliklerini sunarak çok yardımcı oldular. Destekleyici arkadaşlarla konuşmak benim için hayat kurtarıcı oldu. Eşim ve ben, bu felaketle her gün başa çıkmaya çalışırken birbirimize destek oluyoruz. Diğer çocuğumuz cinsiyet ideolojisinin yalanlarını gördüğü için minnettarız.
Savunmasız gençler fiziksel ve ruhsal zararlar görüyor. Halkın tepkisi nerede? Yalnız bir kayıp yaşıyoruz. İnsanların kayıtsızlığı ve cehaleti karşısında şaşkınız.
Benim çocuğum tamamen erkek, hiçbir manipülasyon bunu değiştiremez. Ama oğlumun kafasını karıştırdılar. Kandırılan oğlum, doğumumu yaptıran doktorun oğlumun erkek olduğu konusunda yanıldığına inanıyor. Trans örgütü, tuzağına düşürdüğü kişilerin ilkesel bağlılıklarına saldırıyor; mesela ailesine, dinine, değerlerine.
19 yıl boyunca onu sağlıklı tutmak için her şeyi yaptık ama oğlumuz bir manipülasyon eseri olarak hayatını mahvediyor. Kısırlaştırıcı karşı cinsiyet hormonlarını almaya çalışıyor. Üniversitelerde popüler olan hormon zehrine tapıyor. Ailesinin çektiği acılara karşı kayıtsız bir hal almaya başladı. Kafasında kurduğu kadın fantezisini her şeyden daha önemli görüyor.
Oğlum için üzülüyor muyum yoksa ona kızıyor muyum? Hislerim gün boyunca dalgalanıyor. Galiba her ikisini de hissediyorum. Oğluma olan sevgim değişiyor mu? Bunu sorgulamak bile berbat hissettiriyor. PITT makalelerini oğlumla paylaşmak istiyorum, ama bunlarla tetiklenip daha da uçlara kayacağı korkusu beni alıkoyuyor. Ya bir gün beni görmezden gelirse? Bu uzaklaşma beni mahveder.
Bir parkta oğlunun elini tutan bir anne görmek, genç erkeklerin trans ideolojisine kapılmamış olduğuna şahit olmak, oğlumun en sevdiği pizzacının yanında geçmek, oğlumun odasını görmek, tüm bunların evliliğimi zorlamasıyla mücadele etmek, çok değerli ama aynı zamanda acı verici aile fotoğraflarına bakmak… Bunların hepsi kalbimin sızlamasına neden oluyor.
Oğlum ve anılarım hakkında konuştuğumda, oğlum gitmemiş gibi hissediyorum. Ama bu konuşma aynı zamanda kalbimi iğneliyor. Oğlum ve anılarım hakkında konuşmaktan kaçındığımda, yokluğunun acısı daha beter oluyor.
Oğlumun babaannesi ve dedesinin onunla bir daha konuşamayacak olması çok acı. Merhum büyüklerimiz torunlarının çöküşünden ve benim üzüntüme şahit olmaktan kurtuldular.
Bir terapist olarak mesleğimle ilgili hayal kırıklığına uğradım. Ruh sağlığı alanı tamamen ele geçirilmiş. Çocuğuma yardım etmeleri gerekirken, çocuğumu çukurun daha da derinine çektiler. Oğlumun kendine zarar vermesini onaylayan zihniyete öfke duyuyorum. Gerçeği gizlemek için dilin çarpıtılmasından nefret ediyorum. İnternetteki yabancılar, yanlış yönlendirilmiş "arkadaşlar" ve bu hastalıklı kültür tüm bunlara neden oluyor.
Bir e-posta, bir telefon görüşmesi, bir öğle yemeği, seyrek bir temas… Oğlumla tüm irtibatımız bu şekilde. Oğlumun yokluğuna dayanamıyorum. Onu seviyorum ama küçük, hormonlu göğüslerinden iğreniyorum. Birçok güçlü yönü olan oğlumun genç bir adam olarak gelişmesinin mutluluğundan mahrum bırakıldım.
Geleceği ne olacak? Makul bir iş bulabilecek mi? Kısır mı kalacak? İntihar mı edecek? Translıktan vaz mı geçecek? Üzüntü, öfke, hayal kırıklığı ve acı hiç bitecek mi? Oğluma yardım edemediğimde kendimi çok yetersiz hissediyorum. Kendime olan inancımı nasıl geri kazanabilirim?
Yanlış cinsiyet hormonlarının "sihirli" haplar olduğuna inanıyor. Çok çocuksu ve saf. Keşke oğlumu ve ailemi geri getirecek bir sihir olsaydı. Umut etmekten vazgeçmiyorum. Daha 20 yaşında. Olgunlaşması, kendisine söylenen yalanları zamanla anlamasını sağlayacak mı?
Üstelik oğlum otizmli. Onun o masum zihni manipülasyona çok açık. Bununla nasıl baş edebiliriz bilmiyorum. Ailemin geçmişi, bugünü ve geleceği paramparça olmuş bir cam gibi.
Uyuyabildiğim zamanları özlüyorum. Oğlumu uykuya yatırdığım zamanları özlüyorum. Ve onu hâlâ güvende tutabilmeyi umuyorum.
Kaynak: pitt.substack.com
Yorumlar