Biyolojik gerçeklik çizgisini koruyan ve LGBT ideolojisinin cinsiyet hakkındaki inançlarının cazibesine kapılmayı reddeden pek çok ebeveyn var. Erkeklerin kadın ve kadınların erkek olmasına karşı çıkıyorlar. Cinsiyetlendirilmiş ruhların var olduğu ve bu ruhların bir şekilde yanlış bedende doğdukları ve kendilerine uymayan bu garip kapta sıkışıp kaldıkları fikrine karşı çıkıyorlar. Bir kişinin tehlikeli karşı cinsiyet hormonları kullanarak ve hatta ameliyatlarla biyolojik gerçekliğini bir şekilde başka bir cinsiyete dönüştürebileceği masallarına inanmıyorlar. İsminizi karşı cinse ait basmakalıp bir isimle değiştirmenin ve tipik olarak karşı cinsin giydiği kıyafetleri giymenin sizi bir şekilde kadın ya da erkek yaptığı inancına da muhalefet ediyorlar.
Çocuklarımızın vardığı mantıksız sonuçları kabul etmeyi reddeden bizler için, aklını kullanan taraf olarak çocuklarımıza onları sevdiğimizi göstermek son derece zor hale geliyor. Bu durum hem çocuklarımız hem de biz ebeveynler için çok büyük sıkıntılar yaratıyor. Çocuklar kendilerini duyulmamış ve hatta reddedilmiş hissedebiliyor. Biz ebeveynler ise çocuklarımızın hayatlarının geri kalanında kendilerine onarılamaz bir şekilde zarar verme potansiyellerini bilmenin dehşeti ve öngörüsüyle kahroluyoruz. Ayrıca çocuklarımızın, onları tanıdığımız şekliyle yok olduğunu görmenin ızdırabını da yaşarız. Ailemizin bir parçası olarak geçmişlerinin silinmesinde ısrar etmelerinin yasını tutarız.
Hatta bazen bir zamanlar tanıdığımız kişinin ölümüne şahit olmuşuz gibi hissederiz. Gerçekten de oğlum, erkek halini öldürmemi istedi. Bana “Jack öldü. Onun için bir cenaze töreni düzenleyebilir miyiz?" dedi (Jack ismi temsilen kullanılmıştır). O kadar yaralanmıştım ki gözyaşlarına boğuldum ve "HAYIR! Nefes aldığın sürece yaşıyorsun. Bir insan olarak kimliğini ve tüm geçmişini öldürsen bile, bunu yapmayacağım. Seni kalplerimizde, zihinlerimizde ve sohbetlerimizde yaşatacağız. Bu ailedeki resimler ve hikayeler bizim için kim olduğuna tanıklık edecek. Yani, hayır, ben bu planın bir parçası olmayacağım.”
Çocuklarımız gerçek benliklerinin yok olduğunu görmemizi istiyorlar. Yaptıkları şey kişiliklerinin duygusal intiharıdır. Ebeveynler olarak, onları yok etme arzusuna katılmayı reddetmek bir isyan eylemidir ve gerçekliğe ve umudumuza bir çapadır. Toplumun çoğunluğu bu savunmasız gençlerin gerçekliğini öldürmekten ve onları bir yıkım yoluna sürüklemekten mutlu göründüğü için genellikle çok küçük gruplar halinde duruyoruz.
Oğlum yok olduğunu iddia etse de ben biliyorum, oğlum hala orada. Bu dünyaya gerçekten uyum sağlayamayan otizmli bir genç olarak rahatsızlığına cevap olacağını düşündüğü bu fanteziye tutunmak için savaşırken bile hala orada. Facebook anılarından resimlere, aile olarak birbirimiz hakkında anlattığımız komik hikayelere kadar her gün ortaya çıkan sayısız hatırlatıcıda yaşıyor.
Oğlumun geri döneceğine ve hazır olduğunda ona eve dönüş yolunu göstermek için ışık tutacağıma dair sonsuz bir umudum var. Ve geri döndüğünde onu kollarımı açarak karşılayacağım. Oğlum, her zaman ve sonsuza kadar OĞLUM olacak.
Kaynak: pitt.substack.com
Yorumlar