“Kısa süre sonra sahip olduğum şeyin vajina değil, açık bir yara olduğunu fark ettim.”
Haziran 2019'da, 27 yaşındaki bir adamdan aldığım bir e-postada bu cümle yazıyordu. E-postayı gönderen kişi, başkalarına yardımcı olabilmek için hikayesini burada paylaşmama izni verdi. Adı ve konumunu mahremiyet gereği paylaşmıyorum. İşte e-postanın tamamı:
Sevgili Walt,
Cinsiyet değiştirmekten pişmanlık duyanların ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan bir web sitesi kurduğun için teşekkür ederim. Benim ismim … (isim gizlenmiştir) ve aslen Avrupalıyım. 27 yaşındayım ve cinsiyet değiştirmekten pişman olmuş biriyim. Sana hikayemi anlatayım.
Küçük yaşlardan itibaren feminen bir yapıya sahiptim. İlkokul, ortaokul ve lise boyunca kadınsılığımla hep alay edildi. Ben 14 yaşındayken, babamın bir iş teklifi alması üzerine Amerika'ya göç ettik.
Amerika'da, 30'lu yaşlarında cinsiyet değiştirmiş bir trans kadınla temasa geçtim. Bu trans kadın, sözde kadınlığımı daha fazla keşfetmem için beni cesaretlendirdi. Cinsiyet karmaşasından kaynaklanan duygularım hakkında konuşmam için beni bir LGBT destek grubuna götürdü. Bu grupta bana transseksüel olduğum ve yaşlandıkça rahatsızlığımın daha da kötüleşeceği söylendi. Oradaki üyelere göre yapmam gereken şey, genç yaşta ve mümkün olan en kısa sürede cinsiyetimi değiştirmekti.
Ben henüz 14 yaşında kimliğini keşfetmeye çalışan bir gençken, bahsettiğim o trans kadın önce kadın kıyafetleri satın almam için beni alışverişe çıkardı. Sonra da sakallarıma elektroliz (bir çeşit epilasyon) yaptırmam için beni bir elektroloğa götürdü. Bana online bir eczaneden hormon bile aldı. Aileme tek kelime etmemeliydim. Anlaşmamız bu yöndeydi. Elektroliz seanslarımın parasını o ödedi ve hormon kullanmamda bana yardım etti. Kendi hormonlarımın etkilerini engellemek için Spironolakton ve Progynova adlı ilaçları almaya başladım.
İlk yıl boyunca ailem hiçbir şey öğrenmedi. Ancak iki yılın sonunda hormon zulamı buldular ve haklı olarak bana tepki gösterdiler: ya kimlik krizimle başa çıkmama yardım edecek bir terapiste gidecektim ya da evi terk edecektim. Ailem beni LGBT konularında tarafsız bir duruş sergileyen bir terapiste götürmek istedi, çünkü kabul ve teşvik modelini benimseyen bir terapistin teşhiste önyargılı olacağına inanıyorlardı. Orta yaşlı trans arkadaşım, beni annemle babamın transfobik olduğuna ve bana zarar vermek istediklerine ikna etti. Beni taşınmam için de cesaretlendirdi. Hatta onun evinde kalmamı teklif etti.
Kısa süre sonra, bir endokrinolog (salgı bezi ve hormonlarla ilgilenen bilim dalı uzmanı) gözetiminde resmi olarak hormon tedavisine başlayabilmem için, beni cinsiyet değiştirmeyi fazlasıyla teşvik eden bir terapiste götürdü. 2008 yılıydı, o zamanlar 16 yaşındaydım. Sadece 1 seanstan sonra hormon ilaçlarım onaylandı. Bana kesinlikle transseksüel olduğum ve tek çarenin hormon tedavisi ve cinsiyet değiştirme ameliyatı olacağı söylendi. Başlangıçta, kendi başıma aldığımdan çok daha yüksek dozda hormonlar reçete edildi. Terapist beni bir endokrinoloğa sevk etti ve yüksek doz hormon tedavim başladı. Ona göre bu yüksek dozlar, bana en iyi sonuçları vermek ve ergenliğimi tamamen ortadan kaldırmak için gerekliydi.
Spironolakton isimli hormon ilacını kullanırken mesanemle ilgili sağlık sorunları baş gösterdi ve mesanem sonunda çalışamaz hale geldi. İşte o zaman, trans arkadaşım tekrar bir terapiste görünmem için beni teşvik etti. Bu terapist, her iki testisin de alındığı orşiektomi operasyonu geçirmemi tavsiye etti. Bu şekilde artık hormon ilacı almak zorunda kalmayacaktım. Cinsiyet disforisi (cinsiyetten duyulan memnuniyetsizlik) konusunda uzmanlaşmış bir terapistle görüştüm. Bu terapist, tek bir seansın sonunda bana orşiektomi operasyonu için bir sevk mektubu verdi. 2010 yılında, 18 yaşındayken özel bir klinikte orşiektomi ameliyatı oldum. Masrafları trans arkadaşım kendi cebinden karşıladı.
Depresyona giren trans arkadaşım intihar etti ve beni bir yığın sorunla geride bıraktı. Evinden çıkmak zorunda kaldım ve evsiz kaldım. Hormonlara erişimimi kaybettim ve 1 yatak odalı küçük bir daireyi kiralayacak kadar para kazanmak ve yiyecek alabilmek için fuhuş piyasasına girmek zorunda kaldım. Hormonsuz geçen 3 yılın ardından, 2014 yılında sırt sorunları yaşamaya başladım ve kemik erimesiyle teşhis edildim. Cinsiyet hormonlarımın bastırılma sonucu yetersiz kalması nedeniyle kemiklerim aşırı derecede kırılgan hale geldi. Bir zamanlar sahip olduğum son derece sağlıklı vücudum, artık kalıcı olarak tıbbi bir vaka haline gelmişti.
Bana, kemik kanseri olan kişilere de reçete edilen bir kemik güçlendirici olan Bonefos'u reçete ettiler. Tekrar östrojen almaya başladım.
Ne yazık ki, bana sağlık hizmeti sunan yeni uzman da cinsiyet değişikliği konusunda oldukça teşvik ediciydi ve kendisi de bir trans kadınla evli olduğu için görüşlerinde belli bir kalıp vardı. Cinsiyet değiştirme ameliyatını teşvik edecek bir terapistle görüşmem için beni cesaretlendirdi. Bana vajinoplastinin (sahte vajina yapımı için gerçekleştirilen transseksüel ameliyatı) ihtiyacım olan son adım olduğunu söyledi. Popo ameliyatı olmamı onaylayacak bir terapist de önerdi. Starbucks'ta bir iş buldum. Sigorta planım, tıbben gerekli bir prosedür olarak tanımlanan cinsiyet değiştirme ameliyatını kapsıyordu. Cinsiyet değiştirme ameliyatım için terapistten onay mektuplarımı aldıktan sonra, kendisi de bir trans kadın olan Dr. Bowers ile popo ameliyatımı planladım. Bekleme listesi 3 yıl sürer dediler.
17 Kasım'da cinsiyet değiştirme ameliyatı olacaktım. Başka bir hasta ameliyatını iptal ettiği için ameliyatım Eylül 2017 tarihine çekildi, yani öngörülen tarihten iki ay erkene… Eylül 2017'de cinsiyet değiştirme ameliyatı oldum. Sonrasında da bir vajinaya sahip olabilmek için bir dizi işlem gördüm. Kısa süre sonra, sahte vajinal dokunun kapanmasını önlemek için, oldukça acı veren ve düzenli olarak uygulamam gereken genişletme işlemine başlamam gerekti. Ameliyatın üzerinden neredeyse 2 yıl geçti, ancak genişletme işlemi hâlâ oldukça acı verici. Neredeyse hiç cinsel dürtüm yok. Ameliyattan sonra cinsel organımda çok fazla his kaybı oldu. Kısa süre sonra sahip olduğum şeyin vajina değil, açık bir yara olduğunun farkına vardım. Aldığım sınırsız ama bir o kadar zararlı destek beni kör etmişti.
Popo ameliyatımdan 8 ay sonra bir erkekle cinsel ilişki yaşamaya çalıştım. Ama onun bir bakteri havuzuna girmesine neden olduğum için kendimden tiksindim. Birleşme sırasında boşluktan kan geldi. Adamın vulvamın görüntüsünden ve yapay vajinamın yarattığı histen rahatsız olduğunu görebiliyordum. Trans olduğumu biliyordu ama daha önce hiç bir transla birlikte olmamıştı.
Ameliyattan yaklaşık 1 yıl sonra ameliyat yerime bakteriyel bir teşhis kondu. Düzenli olarak bakteri önleyici ilaçlar kullanmama rağmen vajinal boşluk sağlıksız bakterilerle dolmuştu. Bu noktada, bacaklarımın arasındaki şeyin cerrahi olarak oluşturulmuş bir yaradan başka bir şey olmadığı benim için artık çok netti. Dürüst olmak gerekirse, bu ameliyatın nasıl yasal olduğunu bile anlamıyorum. Bu ameliyat sağlıklı vücutları katlediyor ve beraberinde yaşamı tehdit eden yan etkiler getiriyor. Enfeksiyonu tamamen temizleyebilmek için penisilin denen antibiyotik kürünü kullandım. Keşke bu ameliyatı hiç geçirmeseydim. Sözde kimliğimi doğrulaması gereken açık bir yarayla baş başa kaldım.
Umarım bir gün iyileşebilirim. Cinsiyet değiştirmek hiçbir şeyi çözmüyor, aksine her şeyi daha da berbat hale getiriyor.
Fark ettim ki herkes transların yanında kendini rahatsız hissediyor ve hakaret olarak algılanabilecek bir şey söylemekten kaçındığı için temkinli davranmaya çalışıyor. Transları fetişleştirmeyen, yani özellikle translara meraklı ve saplantılı olmayan hiç kimse translarla romantik bir ilişkide bulunamaz. Hiç kimse sonsuza kadar bir transseksüelle birlikte olmak istemez.
Tüm bunları geri dönüşü olmayan prosedürlere başvurmadan önce bilseydim, asla bu yola girmezdim. Ne yazık ki, önümüzdeki 10 yılda devasa bir pişmanlık dalgası göreceğimizi düşünüyorum.
Saygılarımla,
(isim gizli)
Kaynak: sexchangeregret.com
Yorumlar