LGBT Hareketinin 'Cinsiyet Değişimi' Hakkındaki Yalanları Çöküyor

Reşit olmayan çocuklara yönelik transseksüel müdahalelere ilişkin dünyanın en büyük incelemesi olan ve yeni yayınlanan Cass Raporu, cinsiyet değiştirme prosedürlerinin sallantılı temeller üzerine inşa edildiğini ifşa ediyor.
LGBT Hareketinin 'Cinsiyet Değişimi' Hakkındaki Yalanları Çöküyor


Yıllardır, "cinsiyet tıbbını" eleştirenler, bunun saygın bir tıp olmadığını ve karşı cinsiyet hormonları, ergenlik engelleyiciler ve cinsiyet değiştirme ameliyatları için kanıtların kusurlu, hatalı ve çoğu durumda yanlış olduğunu söylediler. Bu tıp uzmanları hakaretlere maruz kaldı, kovuldu ve sansürlendi. Transseksüel aktivistler ve onların siyasi müttefikleri cinsiyet tıbbının bilimi takip ettiğini ve onu eleştirenlerin transfobik ve aşırı bağnazlar olduğunu ve bu müdahalelere karşı çıkarak "trans çocukların" ölümüne neden olacaklarını iddia ettiler.

Son zamanlarda ise yeni bir anlatı ortaya çıkmaya başladı. Transseksüel tıbbın geri dönüşü olmayan uygulamalarına maruz kalan detranslar (trans olmaktan pişmanlık duyan ve vazgeçenler) hikayelerini anlatmak için öne çıktılar. Bu müdahalelerin yan etkilerini vurgulayan çalışmalar Norveç, Finlandiya, İsveç ve İngiltere gibi Avrupa ülkelerinin, transseksüel aktivistler tarafından “hayat kurtarıcı” olarak lanse edilen birçok tıbbi müdahaleden vazgeçmelerine neden oldu. Joe Biden ve Justin Trudeau gibi bazı liderler ise bu kanıtları görmezden gelmeye kararlı görünüyor.

Daha önce yayınlanan Dünya Transseksüel Sağlığı Profesyonelleri Derneği (WPATH) dosyaları, bazı doktorların transseksüel prosedürlerin gerçekte ne kadar yıkıcı olduğunu bildiklerini ortaya koymuştu. Şimdi ise yeni yayınlanan Cass Raporu, bu yanlış tıbbi uygulamaların tabutuna bir çivi daha çakıyor. Reşit olmayan çocuklara yönelik transseksüel müdahalelere ilişkin dünyanın en büyük incelemesi olan bu raporda, cinsiyet disforisine (cinsiyet hoşnutsuzluğuna) sahip çocuklara sunulan transseksüel "hizmetleri" incelemek üzere Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Servisi (NHS) tarafından görevlendirilen çocuk doktoru Dr. Hilary Cass analizinde oldukça sert ifadeler kullanıyor. Cinsiyet değiştirme prosedürlerinin sallantılı temeller üzerine inşa edildiğini söyleyen Cass, bu sert müdahalelere son derece dikkatli yaklaşılması gerekirken çocuklar için uygulanan cinsiyet değiştirme sürecinde bunun tam tersinin yaşandığını belirtiyor.

Cass, transseksüel aktivistler ve onların siyasi müttefikleri tarafından öne sürülen kanıtların son derece şüpheli olduğu sonucuna varıyor. Dr. Cass’in "Bu alanda önemli miktarda araştırma yayınlanmış olsa da, sistematik kanıt incelemeleri, yayınlanan çalışmaların kalitesinin düşük olduğunu göstermiştir, bu da klinik kararlar vermek veya çocuklar ve aileleri için bilinçli seçimler yapmak için güvenilir bir kanıt temeli olmadığı anlamına gelmektedir." gibi kilit bulgular içeren raporunda şu ifadeler öne çıkıyor:

1) Erken ergenliğin bastırılmasının gerekçesi belirsizliğini korumaktadır ve bu uygulamanın cinsiyet disforisi, zihinsel veya psikososyal sağlık üzerindeki etkisine ilişkin kanıtlar zayıftır. Bilişsel ve psikoseksüel gelişim üzerindeki etkisi bilinmemektedir.

2) Yetişkin transseksüel popülasyonda uzun süredir kullanılmalarına rağmen, 18 yaşın altındakilerde erkekleştirici / kadınlaştırıcı hormonların kullanımı da birçok bilinmeyen sunmaktadır. Daha erken yaşta hormon kullanımına başlayanlar hakkında uzun vadeli takip verilerinin olmaması, bu grup için sonuçların çeşitliliği hakkında yetersiz bilgiye sahip olduğumuz anlamına gelmektedir.

3) Klinisyenler, hangi çocuk ve gençlerin kalıcı bir şekilde trans olarak yaşamak isteyeceğini kesin olarak belirleyememektedir.

Cass raporu
Çocuk doktoru Dr. Hilary Cass, yayınladığı raporda cinsiyet değiştirme prosedürlerinin sallantılı temeller üzerine inşa edildiğini ifşa ediyor.

Tüm bu temel bulgular, LGBT hareketi ve onların siyasi müttefikleri tarafından öne sürülen anlatı ile doğrudan çelişmektedir. Binlerce çocuk ve gencin transseksüel tıp endüstrisi ve yaşananlara karşı seslerini çıkarmayı reddedenlerin korkaklığı nedeniyle ne kadar büyük zarar gördüğünü düşünün. Cass'ın kanıtları en yüksek kalibrededir. Kendisi incelemenin bir parçası olarak York Üniversitesi'ni çeşitli analizler yapmakla görevlendirmiş ve araştırmacılar, incelenen klinik kılavuzların 23'ünün "bağımsız veya kanıta dayalı olmadığını" tespit etmiştir. Bunun nedeni, bu kılavuzları tıptan ziyade ideolojiyle hareket eden trans aktivistlerin yazmış olmasıdır.

Sol görüşlü Guardian gazetesi bile transseksüel müdahalelere ilişkin fikir birliğinin çöktüğünü kabul ederek, ergenlik engelleyicilere ilişkin bir makalede kullanılan 50 çalışmadan sadece birinin yüksek kalitede olduğunu ve karşı cins hormon ilaçlarının kullanımına ilişkin bir makalede yer alan 53 çalışmadan sadece birinin yeterince yüksek kalitede olduğunu ve temel sonuçlara ilişkin çok az veya tutarsız kanıt bulunduğunu belirtmiştir. Aslında araştırmacılar, transseksüel prosedürlere ilişkin kılavuzların büyük ölçüde, deneysel kanıtların sistematik incelemesinden yoksun olduğunu ve şeffaflıktan uzak olduğunu tespit etmiştir. Bunlardan sadece iki tanesi gelişimleri sırasında çocuklar ve gençlerle doğrudan görüşüldüğünü bildirmiştir.

York Üniversitesi araştırmacıları şu sonuca varmıştır: "Sağlık hizmetleri ve profesyonelleri, cinsiyet disforisi/uyumsuzluğu yaşayan çocuk ve ergenlerin yönetimini desteklemek için yayınlanan kılavuzların düşük kalitesini ve birbiriyle ilişkili doğasını dikkate almalıdır." Tercümesi? Transseksüel aktivistlerin kendi sektörlerinin temeli olarak öne sürdükleri "kanıtlar" uydurmadır. Cass, cinsiyet tıbbının “oldukça zayıf kanıtlara sahip bir alan” olduğunu tespit etmiştir.  

Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Servisi (NHS), Mart ayında klinik çalışmalar dışında ergenlik engelleyici ilaçların reçete edilmesini durduracağını açıkladı. Cass Raporu ise aşağıdakiler de dahil olmak üzere diğer önerilerin de bir listesini sunuyor: Çocuklarla ilgilenen diğer kuruluşlarla aynı derecede titiz standartlara bağlı hizmetler sunulması; detranslara yönelik hizmetler sunulması; bu müdahalelerin yetişkinlik dönemindeki gerçek etkilerine ilişkin kapsamlı ve uzun vadeli veri toplanması; cinsiyet disforisine sahip olanların bu rahatsızlığa katkıda bulunan faktörleri bulmak amacıyla bütünsel bir taramadan geçirilmesi ve reşit olmayanlara reçete edilse bile karşı cinsiyet hormon ilaçlarına karşı aşırı dikkatli olunması.

Kısacası Cass Raporu, cinsiyet değiştirme prosedürlerinin sözde "olumlu modelinin” bir yıkımıdır. Konsensüs tamamen çökmüştür. Umarız hala umutsuzca çürütülmüş anlatılarına tutunmaya devam eden siyasi liderler bunu çok ama çok yakında fark ederler.

Kaynak: lifesitenews.com