Araştırma: Cinsiyet Karmaşası Yaşayan Çocuklar Yetişkinlikte Bundan Kurtuluyor

Hollanda'daki araştırmacılar 11 yaşından yirmili yaşlarının ortalarına kadar 2.700'den fazla çocuğu takip ederek çocuklara her üç yılda bir cinsiyetleriyle ilgili duygularını sordu. Sonuçlar, araştırmanın başlangıcında, yaklaşık her 10 çocuktan birinin (%11) değişen derecelerde 'gender non-contentedness’ (cinsiyet memnuniyetsizliği) ifade ettiğini gösterdi.
Ancak 25 yaşına gelindiğinde, 25 kişiden sadece biri (%4) cinsiyetinden 'sıklıkla' veya 'bazen' hoşnutsuz olduğunu söyledi. Araştırmacılar şu sonuca vardı: "Bu çalışmanın sonuçları, ergenlerin bu yaş döneminde kimlik ve cinsiyetleri hakkında bazı şüpheler duymalarının normal olduğunu ve bunun da nispeten yaygın olduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.” Eleştirmenler, doktorların ve ebeveynlerin gençlerin durumlarını yeterince sorgulamadığını söylerken, ABD'de “cinsiyetlerini değiştirmek” için ilaç alan sözde “trans çocuklarda” büyük bir patlama yaşanıyor.
Muhafazakar bir kurum olan Etik ve Kamu Politikaları Merkezi'nde çalışan ve araştırmada yer almayan araştırmacı Patrick Brown, DailyMail haber sitesine şunları söyledi: “Bu çalışma, çocukluk ve ergenlik döneminde cinsiyet değiştirme prosedürlerini kolaylaştırmaya yönelik agresif adımlara şüpheyle yaklaşmak için daha da fazla neden sunuyor. Sadece birkaç yıl sonra bile memnuniyet oranlarının daha düşük olması, insanların büyük bir çoğunluğuna, kalıcı ameliyatlar veya hormon tedavileri için acele etmek yerine ihtiyatlı ve dikkatli olmanın, dünyayı ve onun içindeki yerlerini anlamaya çalışan gençler için en iyi yaklaşım olacağını göstermektedir. Bu nedenle, reşit olmayanların cinsiyet değiştirmesini yasaklayan politikalar büyük bir anlam ifade etmektedir.”
Bu çalışma, çocuklarda cinsiyet konusunu ele alan en uzun çalışmalardan biri olmakla birlikte, araştırmacılar çalışmanın bazı kısıtlamaları olduğuna dikkat çekiyor. İlk olarak, bu araştırmada genel nüfustan ve özellikle cinsiyetleriyle ilgili olmasa da ruh sağlığı hizmeti alan çocuklardan oluşan bir karışım incelendi. Bu nedenle, araştırmanın klinik olarak cinsiyet disforisi (cinsiyet hoşnutsuzluğu) teşhisi konmuş çocukların tutumlarını yansıtması gerekmemektedir.
Araştırmaya göre Groningen Üniversitesi'nden araştırmacılar, Ergenlerin Bireysel Yaşamlarının İzlenmesi araştırmasının bir parçası olan 2.770 kişinin verilerini analiz etti. Katılımcılardan 15 yıl boyunca altı farklı noktada 'Karşı cinsten olmak istiyorum' ifadesine yanıt vermeleri istendi. Katılımcılara, “0-Doğru Değil, 1-Biraz veya Bazen Doğru ve 2-Çok Doğru veya Sıklıkla Doğru” gibi çoktan seçmeli seçenekler sunuldu.
Aynı soru, çalışmanın başladığı Mart 2001'den araştırmanın sonuna kadar her iki ya da üç yılda bir soruldu. Araştırmacılar, 'cinsiyet memnuniyetsizliği' gösteren ya da esas cinsiyetlerine (biyolojik cinsiyetlerine) karşı mutsuzluk duyduklarını ifade edenlere odaklandı. Archives of Sexual Behavior dergisinde yayınlanan çalışma, genel olarak katılımcıların %78'inin 15 yıl boyunca cinsiyetleri hakkında aynı duygulara sahip olduğunu ortaya koydu. Katılımcıların yaklaşık %19'u cinsiyetlerinden daha memnun hale gelirken, yaklaşık %2'si daha az rahat hale geldi.

Katılımcılardan ayrıca fiziksel görünümleri ve öz saygıları hakkında nasıl hissettiklerini derecelendirerek öz değerlerini ölçmeleri de istendi. Bulgulara göre, kadınların cinsiyetlerinden memnun olmadıklarını bildirme olasılığı daha yüksekti ve hem artan hem de azalan düzeyde memnuniyetsizlik, daha düşük özdeğer, daha fazla davranış problemi ve duygusal mücadelelerde artış ile ilişkilendirildi. Araştırmacılar şunları söyledi: 'Cinsiyet memnuniyetsizliği, erken ergenlik döneminde nispeten yaygın olmakla birlikte, genel olarak yaşla birlikte azalmakta ve gelişim boyunca daha zayıf bir benlik kavramı ve ruh sağlığı ile ilişkili görünmektedir.”
Brown ise Daily Mail haber sitesine şunları söyledi: “Ergenlik çağında olan herkesin bildiği gibi, ergenlik ve sonrasındaki etkiler hormonal dalgalanmalar, fiziksel değişiklikler ve sosyal güvensizlikle dolu kafa karıştırıcı bir dönem olabilir. Bedeninden memnun olmama oranlarının bu dönemde zirve yapması şaşırtıcı değil.”
Araştırmada kullanılan “cinsiyet memnuniyetsizliği” teriminden farklı olarak, bir sağlık uzmanı tarafından konulan psikiyatrik bir tanı olan cinsiyet disforisinin oranları, 2018'den bu yana biri hariç her Amerikan eyaletinde artış gösterdi ve ortalama tanı yaşı daha da gençleşti. ABD merkezli sağlık teknolojisi şirketi olan Komodo Health tarafından yapılan sigorta talepleri analizine göre 2017-2021 yılları arasında 6 ila 17 yaş arasındaki yaklaşık 121.880 çocuğa cinsiyet disforisi teşhisi konuldu. 2021'de, 2020'ye göre %70'lik bir artışla 42.000 kişiye tanı konuldu.
Ve 18 yaşın altındaki çocuklar, her yıl yeni teşhislerin beşte birini oluşturuyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde 13 yaş ve üzeri 1,6 milyon kişi transseksüel olduğunu iddia ediyor. Sağlık verileri analiz firması Definitive Healthcare tarafından hazırlanan bir rapor, Güney Dakota hariç her eyalette cinsiyet disforisi oranının 2018'den 2022'ye kadar tüm yaş gruplarında arttığını gösteriyor.
Bu beş yıl içinde en keskin artışlar ise Cumhuriyetçilerin yönettiği üç eyalette görülüyor: Virginia (%274) Indiana (%247) ve Utah (%193). Güney Dakota'da ise 2018 ve 2022 yılları arasında %23'lük bir düşüş görülüyor. Bu arada rapor, her yıl yapılan cinsiyet değiştirme ameliyatlarının sayısının hızla arttığını ve bazı yıllarda %40'a kadar yükseldiğini de ortaya koyuyor.
Birleşik Krallık gibi ülkelerin aksine, ABD'de çocukların 'üst' ya da 'alt' transseksüel ameliyatı olabilmeleri için federal düzeyde bir alt yaş sınırı bulunmuyor ve bu durum eyaletlere bırakılıyor.
Ancak şimdi Hollanda'da, daha fazla Hollandalı uzmanın ergenlik engelleyiciler ve karşı cinsiyet hormon ilaçlarının cinsiyet değiştirmek isteyen reşit olmayan çocuklar üzerindeki potansiyel olumsuz etkilerine ilişkin endişelerini dile getirmesiyle birlikte konuya ilişkin tartışmalar hız kazandı.
Richard ve Helen DeVos Yaşam, Din ve Aile Merkezi direktörü Dr. Jay Richards, Daily Mail haber sitesine şunları söyledi: “On yılı aşkın bir süredir, cinsiyetleriyle ilgili sıkıntı yaşayan çocukların çoğunun bu duyguları doğal ergenlik döneminden geçtikten sonra çözdüğünü biliyoruz. Gerçekten de DSM-5 (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) ve diğer kaynaklardan, önceki nesillerde cinsiyet disforisine sahip kızların %88'inin ve erkeklerin %98'inin doğal ergenlikten geçmelerine izin verildiği takdirde bu duygularından vazgeçtikleri sonucunu çıkarabiliriz. Bu iki gerçek, reşit olmayanlara yönelik "cinsiyet değiştirme ameliyatlarının" neden bu kadar büyük bir rezalet olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu ameliyatlar kısırlaşmaya ve birçok vakada cinsel işlev kaybına yol açıyor. Reşit olmayan çocuklara uzun vadede yardımcı olduğuna dair iyi bir kanıt yok. Dahası, geçici psikolojik semptomlar olarak değerlendirilebilecek şeyleri tıbbileştiriyor. Tarih, bugün öjenik teoriyi ve lobotomiyi yargıladığımız gibi, çocuklar üzerinde uygulanan ‘cinsiyet olumlayıcı tedaviyi’ de yargılayacaktır.”
Kaynak: dailymail.co.uk
4 Nisan 2024
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK İÇERİKLER
Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?