Uzman Görüşü: Eşcinsel Çekim Doğuştan mı Gelir?

Eşcinsellik doğuştan mı geliyor yoksa hemcins ebeveyn tarafından karşılanmamış duygusal ihtiyacın oluşturduğu boşluğu mu dolduruyor?
Uzman Görüşü: Eşcinsel Çekim Doğuştan mı Gelir?


Çok sevgi dolu bir ailede büyüdüm. Ailemden hiçbir şekilde taciz görmedim, beni her zaman desteklediler. Ancak çocukken babamla gerçek bir bağ kuramadım. Üzerinde anlaşamadığımız şeyler vardı. Ben çok hassas, sanatçı ruhlu ve yaratıcıydım; babamsa bir tamirciydi, her işte ustaydı. Gençliğimin henüz başındaydım ve onun gibi olmadığım için nasıl hissettiğimi çok iyi hatırlıyorum. Sanki babamla çok farklıydık. Babamın cesaretiyle ve onun dünyası ile özdeşleşememek benim için çok zordu.

Erken Dönem Travmaları

Vücudumu severek büyüdüm, vücudumla hiçbir sorunum olmadı. Sekiz yaşımdayken, yaklaşık bir yıl boyunca benden yaşça büyük bir akrabam tarafından cinsel istismara uğradım. Bunu atlatmak benim için çok zordu çünkü ailemle bu konuyu konuşabileceğimi düşünmüyordum. Olanlardan dolayı büyük bir utanç duydum ve bu aynı zamanda bende çok fazla kafa karışıklığı yarattı. Hem kızlara hem de erkeklere karşı cinsel duygular hissetmeye başladım. Çok gençtim. 8 veya 9 yaşındaydım. Çocuktum… Ergenliğe bile girmemiştim. Ama yaşadıklarım nedeniyle cinselliğim çok erken uyandı.

Kızlarla olan cinsel deneyimlerim 9-10 yaşlarımdayken başladı ve yaşadıklarımı öğrenen ailem beni çok utandırdı. O andan itibaren duygusal olarak kadınları kendimden uzaklaştırmaya başladım; çünkü bu tür cinsel duygulara sahip olmanın kötü, yanlış olduğunu düşünmüştüm. Çok küçük olduğum için heteroseksüel (karşı cinse ilgi duyan) hırslarımdan dolayı büyük bir utanç duydum. Bu yaşta böylesi cinsel duygulara, cinsel deneyimlere ya da buna benzer bir şeye sahip olmam kabul edilemezdi. Bu durum sanırım beni o kadar etkiledi ki heteroseksüelliğimden kopup eşcinselliğe yöneldim. 

Babamla konuşamıyor olmam, yani babamın benimle iletişim kuramaması ve bu sorunumda bana yardımcı olamaması, henüz küçük bir çocuk olduğum için bana zarar verdi. Utancın yanı sıra, babamla aramdaki bağın koptuğunu hissettim. Üstelik anneme çok bağlıydım. Daha çok anneme benzerdim. İkimiz de çok hassastık. Çok güçlü bir duygusal bağımız vardı, hatta belki fazla duygusal. Bu yüzden çok küçük yaşlardan itibaren anneme çok fazla bağlanmış ve babama yabancılaşmıştım. Bu da, özellikle uğradığım cinsel istismardan sonra beni çeşitli çelişkili duygulara sevk etti.

Cinsel Deneyimler ve Kimlik Arayışı

11–13 yaşlarıma geldiğimde, benim yaşımdaki erkeklerle bazı cinsel denemeler yapmaya başladım. O zamanlar bunu saklayabiliyordum, bu bir sırdı. Ama benim için çok şey ifade ediyordu. Bu deneyimlerimde başkaları tarafından onaylanma duygusunu yaşadım. Diğer erkeklerin beni cinsel olarak arzulaması, kendime olan saygımı artırdı. Ama şimdi geriye dönüp baktığımda, o süreçte kendim olmadığımı anlıyorum. Bu yaptıklarım kendimi iyi hissetmeme yardımcı olmadı, sadece babam ve çevremdeki diğer erkekler tarafından karşılanmamış duygusal ihtiyaçlarımın oluşturduğu bir boşluğu doldurdu. Heteroseksüel ve cesur olmaktansa, erkeklerle ve akranlarımla ilişkiye girmek benim için çok daha kolaydı. Berbat bir hayattı. Tatmin edilmemiş duygusal ihtiyaçlarımı diğer erkeklerle ilişkiye girerek gidermeye çalıştığım ikili bir hayat yaşıyordum. Ama derinlerde, gerçekten istediğim şey, bu erkekler tarafından cinsel olmayan bir anlamda algılanmaktı. Böylece beni sevecekler ve benimle arkadaş olacaklardı. Kendimi her zaman dışarıdan bir gözlemci gibi hissettim. Onlarla eşit şartlarda ya da onlar kadar iyi olduğumu hiç hissetmedim. Erkeklerin dünyasından uzaklaşmış hissettim. Sanki bende bir sorun varmış gibi, onlardan farklı olduğumu ve diğer erkeklerle derin, duygusal bir düzeyde iletişim kuramadığımı hissettim.

Ağabeyim bir futbol ve beyzbol yıldızıydı, benden 5-6 yaş büyüktü. Oldukça atletik olmama rağmen onun seviyesinden çok gerideydim. Bu yüzden söz konusu spor olduğunda ailem hep onu pohpohladı. Mesela, “Chris kötü olmayabilir ama asla Bill gibi olmayacak,” veya “Chris daha duyarlı ve yaratıcı, müzikle arası daha iyi” dediler. Bu yüzden, abimin aksine asla erkek işi yapmaya teşvik edilmedim. Daha çok kadın meselelerine, bir erkek için biraz kadınsı sayılabilecek şeylere yöneldim. Yani ailemde maskülenlik pek de teşvik edilen bir şey değildi.

Sonra üniversiteye gittim ve bu duygularla yaşamaya devam ettim. Erkeklerle cinsel deneyimler yaşadım. Ne erkeklerle ne de kadınlarla sağlıklı ilişki kurabildim. Artık öyle bir noktaya geldim ki hemcinslerime olan ilgim yüzünden depresyona girdim ve bununla uğraşmaktan çok yoruldum. O zamanlar 21-22 yaşlarındaydım. Üniversiteden mezun olduktan sonra hayatımın çok dengesiz olduğunu fark ettim. Kimseyle samimi olamıyordum. Beni olduğum gibi kabul edecek erkekler bulmam gerekiyordu. Sonunda, gençlere yönelik bir kilisede aradığımı buldum. Beni olduğum gibi sevdiler ve kabul ettiler.

Peki, değişim sürecimin dönüm noktası neydi? Erkeklerle, yani beni olduğum gibi seven ve kabul eden, duygularım hakkında özgün ve dürüst olabileceğimi hissettiğim bir grup erkekle dostça ilişkiler geliştirebildiğim anda, aynı cinse duyduğum ilgi ortadan kayboldu. Bir gün uyanıp da eşcinsel ilgimin artık tamamen kaybolduğunu fark ettiğimi hatırlıyorum. Bu hislerim elbette sihir gibi bir anda yok olmadı. Yaşadığım değişim yavaştı ama gerçekti, ta ki bir gün bunun benim için artık bir soru işareti olmadığını fark edene kadar. Benim için bu süreç üç ila altı ay kadar sürdü. 

Psikoterapist Olarak Deneyimlerim

Şimdi, kendi tecrübeme dayanarak ve aynı eşcinsel dürtüye sahip danışanlarla çalışan bir psikoterapist olarak, eşcinsel duygularıyla mücadele eden erkeklerin kendi yaşlarındaki erkeklerle yakınlık kurmada eksiklik yaşadıklarını biliyorum. Bir bakıma, ben de dahil bazılarımız psikoseksüel gelişimin ilk aşamalarında takılıp kalmış durumdayız. 

Her şeyden önce kendimden örnek verecek olursam; sosyal çevrem çoğunlukla eşcinsellerden oluşuyordu. Heteroseksüel ilişkiler kurmaya çalıştım ama hiçbiri yürümedi. Ancak başarılı ilişkimin olmamasının sebebi kadınlara karşı cinsel ilgi duymuyor olmam değildi. İyileşmemiş yaralarım ve hemcinslerim tarafından karşılanmamış sevgi ihtiyacım, derin bir aşağılık ve olgunlaşmamışlık duygusu hissetmeme ve bu duruma düşmeme neden oldu. 

Cinselliğim konusunda kafam karışıktı ve bu duygularımdan çok utanıyordum. Böyle olmak istemiyordum. Bana bu şekilde doğduğumu söylediler ve muhtemelen bir süre buna inandım. Bu hikayeyi sadece eşcinsel çekimin doğuştan olmadığını bilmenizi istediğim için anlatıyorum. Eşcinsel doğmuyorsunuz. Bu sonradan gelişen bir şey ve istediğiniz takdirde bunu değiştirebilirsiniz.

Yaklaşık üç yıldır terapist olarak görev yapıyorum. Üç yılı aşkın bu süre boyunca, bireysel terapi ve grup terapisi yoluyla yüz kadar erkeğe yardım ettim. Çoğu ergenlik çağında ve 20 yaşında gençlerdi. Terapide ana akım psikolojik teknikleri kullanıyorum. Bu konuyla ilgilenen terapistlerin çoğu geleneksel psikolojik teknikleri kullanır. Bu tekniklerle danışanların geçmiş yaralarını anlamalarına ve gerçek duygularıyla bağlantı kurmalarına yardımcı oluruz. Danışanlar için eşcinsel duygular eşcinsellikle veya cinsel duygularla ilgili değildir. Bu duygular, karşılanmamış duygusal ihtiyaçların ve geçmiş yaraların üstünü örtmek için kullanılan bir örtüdür. 

İlk aşama davranış terapisidir. Bu aşamada danışanların cinsel davranışlarını durdurmalarına ve bir destek ağı bulmalarına yardımcı olunur. İyileşme sürecinde, danışanın iyileşmesine katkıda bulunacak diğer erkeklerin sürece dahil olması danışan için son derece önemlidir. Bunlar danışanın kıdemli akıl hocaları, akranları, kendisi gibi iyileşme sürecinde olan diğer erkekler veya destek alabileceği herhangi biri olabilir. Bu destek ağı, eşcinsel çekimin altında hangi duyguların saklı olduğunu anlamalarına yardımcı olur. Günlük tutma tekniğini öğrenmelerine, duygularını çözümlemelerine ve yüzeyi atlayarak gerçekten köklere inmelerine yardımcı olur. Yüzeyde eşcinsel bir çekim vardır fakat kökte genellikle depresyon, kaygı, aşağılık duygusu, umutsuzluk ve esasen kendinden nefret etme vardır.

Her şeyden önce eşcinsel ilginin temel nedenini anlamalısınız. Biz de danışanların bunu anlamalarına yardımcı oluyoruz. Daha sonra cinsel davranışlarına son vermelerine ve gerçek duygularını ortaya çıkarmalarına yardımcı oluyoruz. Daha önce de söylediğim gibi, eşcinsel çekim genellikle kaygı, depresyon, aşağılık duyguları, umutsuzluk ve yetersizlik hissini gizler. Çoğu zaman bu duygulara muazzam bir keder duygusu ve çeşitli güçlü duygular eşlik eder. Bu güçlü duyguları seansta deneyimleyen ve bunlar üzerinde çalışan danışanlar, artık erkeklerle sağlıklı bir ilişki kurabileceklerini hissetmeye başlarlar. Çoğu zaman bağlanmayı başaramadıkları erkekliğe bağlanmaları onlar için çok faydalıdır.

İkinci aşama bilişsel terapidir. "Öz değerlendirme için 10 gün" adında bir kitap üzerinde çalışıyorum. Danışanların mantıksız düşünce süreçlerini anlamalarına yardımcı olmaya çalışıyorum. Ayrıca atılganlık eğitimi veriyoruz ve "içimizdeki çocuk" ile çalışıyoruz. "İçimizdeki çocuk", "bilinçdışı" için kullanılan başka bir kelimedir. Buna ek olarak, danışanların eşcinsel duygularına tam olarak neyin neden olduğunu anlamalarına yardımcı oluyoruz. Sevgiye olan ihtiyaçlarının genellikle bir çocuğun ihtiyacı olduğunu anlamalarına yardımcı oluyoruz. “İçimizdeki çocuk” ile çalışarak, danışanların çocuklukta hangi duygusal ihtiyaçlarının karşılanmadığını ve bugün bu ihtiyaçları nasıl tatmin edebileceklerini tespit ediyoruz.

3. ve 4. aşamalarda ise derin bir psikodinamik çalışma yapılır. Üçüncü aşama genellikle baba kaynaklı yaraları iyileştirmeye, dördüncü aşama ise anne kaynaklı yaraları iyileştirmeye odaklanır. Dördüncü aşamaya ulaştıktan sonra danışan tamamen olmasa da önemli ölçüde aynı cinse olan ilgisini azaltır ve heteroseksüel ilgi geliştirmeye başlar. Ayrıca, burada özellikle kadınlarla çıkmak ve evlenmek isteyen danışanlarımız için psiko-eğitim de veriyoruz. Psiko-eğitimin yanı sıra, ilişkileri ve karşı cinsi anlamayı öğretiyoruz. Kadınlarla nasıl ilişki kurulacağını, onlarla nasıl çıkılacağını, bir randevuda nelere dikkat edileceğini, kim olduklarını, nasıl göründüklerini, kendilerinde neyi sevdiklerini ve eşlerinden veya partnerlerinden ne beklediklerini anlamalarını öğretiyoruz.

Duyduğumuz ilgilerin çoğu bilinçsizdir. Farkında olmadan insanlara ilgi duyarız. Bu nedenle, dördüncü aşamada kadınlarla tanışan ve hatta evlenecek olan danışanları, kim oldukları ve nasıl bir kadınla birlikte olmak istedikleri konusunda bilinçli bir anlayışa kavuşturmaya çalışıyoruz. İlişki eğitimi çok önemlidir. Tedavi boyunca ilişki eğitimi veriyoruz. Bu eğitim, diğer erkeklerle ilişki kurmayı öğrenmekle başlar, çünkü istenmeyen bir hemcins çekimi olan danışanlarımın çoğu aslında erkeklerle hiçbir zaman iyi bir ilişkiye sahip olmamıştır. Her zaman aşağılık ve yabancılaşmış hissetmişlerdir. Onlara sağlıklı sınırları nasıl belirleyeceklerini öğretiyoruz. Diğer erkeklerle nasıl ilişki kurulacağını, sağlıklı iletişimi nasıl sürdüreceklerini, iyi ve kötü arkadaşlık beklentilerinin neler olduğunu ve arkadaşlığa duydukları gerçek ihtiyacı öğretiyoruz. Bunların hepsi erkeklerle kurulan ilişkilerle ilgilidir. 

Kadınlarla kurulan ilişkiler de buna benzer. Danışanlar erkeklerle yakın ilişkiler kurmayı öğrenir öğrenmez, kadınlarla ilişki kurmaya hazır olacaklardır. Ancak erkeklerle bu sağlıklı ilişki kuruluncaya kadar, bir kadınla gerçekten nasıl ilişki kuracaklarını bilemezler. Kadınlara nasıl davranmaları gerektiğini bilmezler. Bu da eş ilişkisi yerine daha arkadaşça bir ilişki yaşamalarına neden olur. Yani kadınlara yaklaşmadan önce erkeklerle sağlıklı iletişim kurmaları gerekir.

Kaynak: pro-lgbt.ru

25 Temmuz 2023

Bu Konu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?


Yorumlar (3)
  • Rumuz SENA NUR

    Burayı okuyanlar için söylüyorum yalnız değilsiniz çaresiz değilsiniz. Doğru bir terapistle eşcinsel duyguların üstesinden gelebilirsiniz

  • Rumuz MİSAFİR

    Çocukluk yaraları çok zor kapanıyor bunu bilin..

  • Rumuz MİSAFİR

    Eskiler çocuğuna sevgi göstermezdi. Büyüklerinin yanında hele hiç sevemezdin ayıp karşılanıyordu. Yanlış bişey ama işte

Bize Katılın!

Yeni içeriklerden haberdar olmak için e-posta bültenimize abone olun.