Toplumsal cinsiyet ideolojisinin ebeveyn çocuk ilişkisine etkileri

Kendi kızı da cinsiyet değiştirme sürecinde olan bir anne, çocukların cinsiyet kimliklerini sorgulamalarını teşvik eden toplumsal cinsiyet ideolojisinin ebeveyn otoritesi ve aile birliğine nasıl etki ettiğini anlatıyor.
Toplumsal cinsiyet ideolojisinin ebeveyn çocuk ilişkisine etkileri


Kaynak: pittparents.com
Erişim tarihi: 05.04.2024

Toplumsal cinsiyet” ideolojisiyle ilgili en büyük endişelerden biri, ebeveyn-çocuk ilişkisini tersine çevirmeye odaklanması ve bu bağa hayati zarar vermesi. Toplumsal cinsiyet ideolojisi, çocuğun liderlik etmesi gerektiğini öne sürdüğü için ebeveynin otoritesi gasp ediliyor. Ebeveynlerin çocuklarına rehberlik ettiği doğal düzenin bu şekilde tersine çevrilmesi ise hem ebeveynin hem de çocuğun psikolojisi için yıkıcı. Bu nedenle, toplumsal cinsiyet ideolojisini savunanların birçoğu ya ebeveyn değildir ya da bir çocuğun sağlıklı gelişimi için ebeveyn liderliğindeki bir ailenin değerini anlamıyordur. 

Belki de bu ideolojinin çocukların zihnine nüfuz edişi, çocuğun giyim tarzını ve saç stilini değiştirdiği ya da yeni bir isim ve farklı zamirler kullandığını gözlemlediği diğer çocuklar hakkında arkadaşlarıyla sohbet etmesiyle başlıyordur. Çocuklar genellikle Instagram ve TikTok gibi favori sosyal medya platformlarında çevrelerinde gördükleri trendler hakkında daha fazla bilgi ararlar. Meraklı çocukların "trans" veya "toplumsal cinsiyet" ile ilgili konularda internet sitelerine girmeleri uzun sürmez.

Kız çocukları başlangıçta mastektomi (sağlıklı göğüslerin alındığı transseksüel ameliyatı) izli göğüslerin şoke edici fotoğraflarını görebilir ve meraktan ne olduğunu görmek için bir profili takip edebilir. Kısa bir süre sonra, bir sosyal medya fenomeni, “cinsiyet değiştirme” sürecinin öncesi ve sonrası fotoğraflarıyla çocukların dikkatini çeker. Yeni takipçi, profilini beğendiği için kutlandığı hissi veren bir sevgi bombardımanı yaşayabilir. Kendilerini uyumsuz hisseden veya yüz yüze sosyal gruplara uyum sağlamakta zorluk çeken çocuklar, gördükleri fotoğraflardan ilk başta rahatsızlık duymalarına rağmen, çevrimiçi gruplarda hoş karşılandıklarını ve dahil edildiklerini hissetmeyi rahatlatıcı bulabilir. Burada "yanlış bedende doğma" iddiasına dair bir fikir tohumu ekilir ve çocuk bu profile baktıkça influencerlar tohumu sular. Sosyal bulaşma ortaya çıkar ve ebeveyn etkisi azalmaya başlar.

Günümüzde kendini kaybolmuş veya endişeli hisseden pek çok çocuk, kendilerine kötü gelen şeyin nedenini internette özel olarak araştırmaya başlıyor. Ve çocuklar genellikle hızlı çözümlere yönelebiliyorlar. Hepimiz hızlıca daha iyi hissetmek istemez miyiz?

Sonuçta, çocuklar ergenlik döneminde (veya ergenlik beklentisiyle) değişen bedenlerinde sıkıntı hissedebilirler. Ayrıca bu dönemde, cinsiyete yönelik algıları sorgulayabilir veya yetişkin erkek ve kadın rollerinde neyin değerli olduğuna dair algılarında çelişki yaşayabilirler. Buna, kime ilgi duydukları ve akranlarının ya da topluluk üyelerinin bu ilgi hakkında ne hissettiklerini anlamaya başladıklarını da eklediğinizde, bir çocuğun kafa karışıklığı yaşayabileceği birçok yol ortaya çıkıyor. Ancak ne yazık ki çocuklar, soru sormak ve konuşmak için ebeveynlerine başvurmak yerine genellikle birincil bilgi kaynağı olarak arkadaşlarına, internete ve sosyal medyaya bakıyor.

Belirtmek gerekir ki bir çocuk "toplumsal cinsiyet" kavramıyla hangi yaşta tanışırsa tanışsın, dünyaları ve ailelerinin dünyaları parçalanma potansiyeliyle karşı karşıya kalıyor. Normal ve gerekli olan ebeveyn-çocuk bağı, bir çocuk asla sorgulamaması gereken bir şeyi - örneğin erkek mi yoksa kız mı olduğunu - sorguladığı anda hızla raydan çıkmaya başlıyor.

Toplumsal cinsiyet
Günümüzde kendini kaybolmuş veya endişeli hisseden pek çok çocuk ve genç, ailelerine danışmak yerine çözümü internette arıyor.

Ebeveynler çocuklarında bir şeylerin ters gittiğini hissediyor ancak oğulları veya kızları yeni keşfettikleri toplumsal cinsiyet ideolojisini ve tüm bunların ne anlama geldiğini öğrenmeye devam ederken ebeveynlerini karanlıkta bırakıyor. Aylar süren akran ve sosyal medya etkisinden sonra ebeveynler durumu en son öğrendikleri için geride kalıyor ve kendilerine ait olan ancak birden fazla kişi ve güç tarafından sabote edilen otorite ve rehberliklerini asla geri alamıyor. Burada ileri saralım ve çocuk nihayet ebeveynlerine kendini karşı cinsiyet olarak “tanımladığını” söylesin. Sevgili çocuklarının yanlış bedende doğduğuna dair açıklaması hoş karşılanmadığı takdirde, çocuk destek aramak için arkadaşlarına ve influencerlara geri çekiliyor. 

Çok geçmeden burada, çocuklarının kendi kendine koyduğu teşhise ve gelecekte kendisini karşı cins olarak sunma planına destek vermeyen ebeveyne karşı bir güçler silsilesi oluşmaya başlar. Çünkü çocukların benimsediği yeni “cinsiyet” için yalnızca kabul ve teşvik eden ebeveynlerin değeri vardır. Herhangi bir sorgulama veya endişe transfobik ve cahil olarak etiketlenir. Bu şartlar altında ebeveynler kaybetmeye mahkumdur ve buna hazırlıklı değillerdir.

Ebeveynler, çocuklarında otizm spektrum bozukluğu olduğunu veya depresyon, anksiyete ve vücut disforisi (hoşnutsuzluğu) gibi altta yatan ruh sağlığı sorunlarından muzdarip olduğunu bilirler. Bir ebeveynin önceliği bu sorunları ele almaktır ve bu talebi ciddiye alınmadığında şüphe duymaya başlar. Çok geçmeden de yabancıların çocuklarını, cinsiyet değişimine yönlendirdiğini fark eder.

Ebeveynler, çocuklarının “yanlış bedende doğduklarını” iddia etmelerine karşı çıktıklarında veya bu konuda endişelerini dile getirdiklerinde ne kadar çabuk değersizleştirildiklerini, reddedildiklerini, küçümsendiklerini ve bazen de hakaretlerle sözlü tacize uğradıklarını gördüklerinde şoke olurlar. Anne babalar, çocuklarını hızla sarıp sarmalayan “cinsiyet onaylayıcı bakım” adı altında cinsiyet değiştirme prosedürleri gerçekleştiren bakım modeline karşı çıktıklarında, kendilerine düşmanmış gibi davranan trans aktivistlerle ve tıp pratisyenleriyle karşılaşırlar. Bu bakım modeli, karşı cins gibi görünmek için hormon ilacı kullanımının ve sağlıklı vücut parçalarını ve üreme organlarını kesip atan cerrahi prosedürlerin çocuğun sıkıntılarına veya bedenini beğenmeme duygularına çözüm olduğunu öne sürer.

Ebeveynler, çocukları için bir terapiste başvurduğunda ise "önce terapi" güvencesinin ortadan kalktığını öğrenirler çünkü trans aktivistler tıbbi olarak gerekli ve acele gördükleri cinsiyet değiştirme prosedürleri için terapi veya herhangi bir bekleme süresi düşüncesinden rahatsız olur. Bir çocuğun kendi bedeninden duyduğu hoşnutsuzluk için karşı cinsiyet hormon ilaçlarına erişim sağlamak üzere seanslarda sadece birkaç uyduruk soru sorulur. Çocuğa "Emin misin?" diye sorulur ve basit bir "evet" cevabıyla yetinilir ya da "Bunu neden yapmak istiyorsun?" gibi bir soru sorulabilir ve cevaplar "Yanlış bedende doğduğumu hissediyorum" ya da "Kadın olmak bana göre değil" gibi basit olabilir ve bundan sonra klinisyen, çocuğun bedenine sert müdahalelerde bulunmak için bir kutucuğa tik koyar.

Ebeveynlerin itirazları göz ardı edilir ve bazı durumlarda, kızım artık reşit olduğu için benim durumumda olduğu gibi, ebeveyne hiç danışılmaz. Ebeveyn isteklerinin değersizleştirilmesinin sonucu ise çocuğun taleplerinin tedavinin gidişatını belirlemesi ve ebeveynin içgüdülerinin, inançlarının, değerlerinin ve bilgeliğinin göz ardı edilmesidir. Olasılıklar her açıdan ebeveynlere karşıdır ve ebeveynlerin dünyası, bir zamanlar var olan o değerli bağı aşındıran her kişi veya etkiyle daha da bozulur.

Toplumsal cinsiyet
Yanlış bedende doğduğuna dair açıklaması ebeveynleri tarafından hoş karşılanmayan çocuk, destek aramak için arkadaşlarına ve influencerlara başvuruyor.

Okullar da ebeveyn-çocuk ilişkisinin yok edilmesinde bir başka etken. Çoğu zaman, okullar artık ebeveyn otoritesini tanımıyor gibi görünür. Örneğin bir öğrenci aniden yeni bir isimle çağrılmayı ve kendisine esas cinsiyetinin tersi olan zamirlerle hitap edilmesini isterse, okul personeli bu talebi yerine getirerek ebeveynlere haber vermeden okul kayıtlarını değiştirir.

Öğretmenler ve diğer personel genellikle "trans" öğrenciye ebeveynlerinin bu değişikliklere direnç gösterebileceğini söyler ve bu durum ortaya çıktığında veya ebeveynler kazara öğrendiğinde yeni ismi ve karşı cins zamirleri reddetmeleri halinde onlara ebeveynlerinin güvensiz veya istismarcı olduğu söylenir.

Doktor ve terapist gibi tıp uzmanları ise duygusal şantaj kullanarak ve ebeveynin çocuğun talep ettiği her şeyi yerine getirmemesi halinde intihar edebileceğini öne sürerek ebeveyn-çocuk bağının bozulmasını daha da ileriye götürür.

Sırada, kişinin sosyal çevresinde ortaya çıkan ve "transseksüelliğin yeni gey” olduğunu düşünen sosyal adalet savaşçıları vardır. Bunlar kutlama moduna geçerler ve ebeveynlerin endişelerini görmezden gelirler. Ebeveynlerin işleri yavaşlatma ve çocuklarının sıkıntısına karşı doğal seçenekleri keşfetme çabalarını baltalayarak ebeveyn-çocuk ilişkisinin arasına bir kama yerleştiren insanlar geçidine katılırlar.

Bu hevesli insanlar, kendilerini "ilerici" olarak gören akrabalar veya arkadaşlar olabilir. Ebeveyn, kısa süre içinde sahip olduğu her ilişkinin değiştiğini fark eder ancak en yıkıcı olanı değerli çocuklarıyla olan yakınlıklarını kaybetmeleridir.

Anne olmayı seçtim ve kariyerimi bırakıp evde oturan bir anne olmayı tercih ettim. Çocuklarım büyürken yanlarında oldum ve beni tanıyan herkes tarafından iyi bir anne olarak görüldüm ta ki toplumsal cinsiyet ideolojisi 28 yaşındayken en küçük kızım aracılığıyla ailemize girene kadar. Cinsiyet değiştirme prosedürlerinin kızımın sıkıntısının temel nedenini çözeceğine inanmadığım için toplumsal cinsiyet ideolojisine inananlar tarafından aniden kötü bir anne olarak sınıflandırıldım. Ayrıca daha önceki bazı yakın akrabalarım tarafından da nefret dolu, hoşgörüsüz ve transfobik olarak etiketlendim. Otuz yıllık sağlam bir ebeveynlik kurmuştum ancak bir yıldan kısa bir süre içinde toplumsal cinsiyet ideolojisi ailemi havaya uçurdu ve tüm ilişkilerimizi bozdu. Gençlerin ilaç ve ameliyatla cinsiyet özelliklerini değiştirmeye teşvik edilmemesi ve sıkıntının temel nedeninin kabul edilmesi, tedavi edilmesi ve iyileştirilmesi gerektiğini ölene kadar savunacağım. Eğer bu beni kötü bir anne yapıyorsa, gelecekte benim gibi iyi anneler için fazla umut kalmamış demektir. Ancak birkaç çocuk bir şekilde ebeveynlerinin önemli olduğu içgüdüsünü koruduğunda bir umut kırıntısı vardır. Bazen çocuklar ideolojinin aile birimini sabote ettiğini görür ve ilişkiyi bozdukları için pişmanlık duyarlar.

Ebeveynler ise toplumsal cinsiyet ideolojisinin şekillendirdiği ilerici dünyada hiçbir işe yaramayan, geçmişin harcanabilir, eskimiş kalıntıları olduğukları söylendiğinde kendilerini görünmez hisseder. Eğer bu yıkıcı güç karşısında çocuğunu kaybeden bir aileye dışarıdan bakan biriyseniz, ebeveynlerin yabancılaştırılmasına, değersizleştirilmesine ya da yerlerinden edilmesine ortak olmayın. Lütfen ebeveynleri savunmak ve çocuklarını geri kazanmalarına yardımcı olmak için onlara destek olun. Toplumumuzun geleceği buna bağlı.