30 yaşındaki Sharissa Derricott yıllarca vücudunun neden çökmekte olduğuna dair hiçbir fikri olmadan mücadele etti. 21 yaşındayken bir cerrah, bozulan çene eklemini değiştirdi. Kendisine dejeneratif disk hastalığı ve kronik bir ağrı durumu olan fibromiyalji teşhisi kondu. Hâlen dişlerinin minesi dökülüyor ve çatlıyor. İnternette benzer semptomları tarif eden ve ortak noktaları olan bir kadın topluluğunu keşfedene kadar bu belirtilerin hiçbiri ona mantıklı gelmedi. Bu kadınların hepsi Lupron adlı bir ilaç almıştı. (Lupron, ergenlik engelleyiciler olarak bilinen ilaç sınıfından bir formüldür. Prostat kanseri, meme kanseri, endometriozis, rahim fibroidleri ve erken ergenliği tedavi etmek, şiddet uygulayan cinsel suçluların kimyasal hadımını gerçekleştirmek için kullanılır.)
Binlerce ebeveyn, genç kızlarda erken ergenliği durdurmak için kullanım onayı alan ancak yaygın olarak kısa boylu çocukların boylarının uzamasına yardımcı olmak için endikasyon dışı (ilacın kullanılabileceği belirtilen durumlar dışında) kullanılan ilacı kızlarına enjekte etmeyi seçti.
İlacın pediatrik versiyonunda uzun vadeli yan etkiler hakkında çok az uyarı bulunmaktadır. Yetişkinlerde de prostat kanseriyle savaşmak veya rahim ağrısını hafifletmek için kullanılan ilaç hakkında Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) ilacın yetişkin etiketlerinde çeşitli yan etkiler hakkında uyarılarda bulunmuştur.
FDA'ya sunulan 10.000'den fazla advers olay raporu (ilaç araştırmalarında deneklerde görülen olumsuz etkiler), Lupron kullanan kadınların deneyimlerini yansıtmaktadır. Raporlar, kırılgan kemiklerden arızalı eklemlere kadar her şeyi tanımlamaktadır.
Röportajlarda ve çevrim içi forumlarda, genç kızken ilacı kullanan veya kızının tedavisine başlayan kadınlar, yetişkinlerde yapılan çalışmalarda rapor edilen ciddi yan etkiler yaşadıklarını anlatmışlardır.
On yıl veya daha uzun bir süre önce ergenliği geciktirmek veya boy uzatmak için Lupron kullanan kadınlar, pediatrik etiketinde listelenen kısa vadeli yan etkileri yaşamışlardır: enjeksiyon bölgesinde ağrı, ruh hali değişimleri ve baş ağrıları. Bununla birlikte, genellikle insanları daha sonraki yaşamlarında etkileyen durumları da tanımlamışlardır. Güney Carolina'da 20 yaşındaki bir gence kemiklerde incelme anlamına gelen osteopeni teşhisi konulurken, Pennsylvania'da 25 yaşındaki bir gence osteoporoz (kemik erimesi) ve omurga çatlağı tespit edilmiştir. Massachusetts'te yaşayan 26 yaşındaki bir kişinin kalçasının tamamen değiştirilmesi gerekmiştir. Derricott gibi Wisconsin'de yaşayan 25 yaşındaki bir hastanın da kronik ağrıları ve dejeneratif disk hastalığı vardır.
Lawton, Okla'dan Derricott, "Çocukken üzerimde deney yapıldığı için cezalandırılıyormuşum gibi hissediyorum" dedi. "Bir çocuğun Lupron kullanmasını, benim yaşıma gelmesini ve benim yaşadıklarımı yaşamasını hiç istemem."
Ergenliği geciktirmek veya boy uzatmak için Lupron alan kadınlarla yapılan görüşmelerde, çoğu kişi depresyon ve anksiyete yaşadığından bahsetmiştir. Birkaçı intihar dürtüleriyle mücadelelerini anlatmıştır. Bir Lupron hastasının annesi kızının nöbet geçirdiğini anlatmıştır.
Lupron'a benzer başka ilaçlar da bulunmakla birlikte, Lupron pazar lideri konumundadır ve son yıllarda binlerce kadın Facebook gruplarına veya internet forumlarına katılarak Lupron'un hayatlarını mahvettiğini veya kendilerini sakat bıraktığını ifade etmiştir.
Bu arada, çocuk doktorları ve endüstri araştırmacıları, on yıldan uzun bir süre önce zarara yol açtığı gösterilen "endikasyon dışı" bir uygulama olan Lupron'u normal zamanda ergenliğe giren çocukların boylarının uzamasına yardımcı olmak için kullanmalarından ötürü doktorları eleştirmektedir. Endikasyon dışı reçete yazma yasal ve yaygındır ancak doktorların ilaçları FDA'nın güvenli ve etkili olduğunu duyurmadıkları şekillerde kullandıkları anlamına gelir.
2009 yılında uluslararası bir çocuk doktorları konsorsiyumu bu tür kullanıma karşı uyarıda bulunmuştur. Bu konsorsiyumda yer alan pediatrik endokrinolog Dr. Erica Eugster'in araştırması, ergenliği geciktirici ilaçların, bu tür reçetelerin güvenliği kanıtlanmamış olsa da, yaygın olarak etiket dışı kullanıldığını ortaya koymuştur.
Görüşmelerde bir düzineden fazla kadın tarafından tanımlanan sağlık sorunları, pediatrik kullanımın uzun vadeli etkilerini göstermekte ve daha fazla araştırma yapılmasını gerektirmektedir.
"On yıllardır bu ilacı yazdığını söyleyen Virginia Üniversitesi Tıp Fakültesi pediatri emeritus profesörü Dr. Alan Rogol, "İşte sormanız gereken soru bu: 'Dalga yükseliyor mu? "Hiçbirimiz buna cevap veremeyiz."
İlacı üreten AbbVie Inc. şirketi, Lupron güvenlik çalışmalarının 1993 yılında Merkezi Erken Puberte için ilacı onaylamadan önce FDA'ya sunulduğunu söylemiştir. İlacın etiketinde bu durum kızlarda 8, erkeklerde ise 9 yaşından önce cinsel özelliklerin başlaması olarak tanımlanmaktadır.
Şirket sözcüsü Morry Smulevitz bir e-postada "Onaylı etikette yer alanların dışındaki kullanımlar onaylanmamış kullanımlar olarak kabul edilir" demiştir.
Federal kayıtlara göre ilaç onay sürecini yöneten FDA yetkilisi incelediği iki çalışmadan rahatsızdır. Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası kapsamında elde edilen 1993 tarihli bir mektupta, eski FDA tıbbi görevlisi Dr. Alexander Fleming, ilaç onay dosyası için yazdığı bir notta, panelin minimum çalışma sonrasında ilacı onaylamasının "üzüntü verici" olduğunu yazmıştır.
Fleming, bir çalışmanın 22 çocuğu sadece altı ay boyunca takip ettiğini söylemiştir. Diğer çalışmayı ise farklı büyüklüklerdeki çocuklar için hangi dozun en iyisi olduğunu belirlemeyi zorlaştıran "herkese serbest" bir inceleme olarak tanımlamıştır. Yine de, ilaçların etkilerinin uzun vadeli izlenmesini önermiş ve "daha iyi bir yaklaşımın yokluğunda" onayı tercih etmiştir.
Fleming'in "herkese serbest" olarak adlandırdığı çalışma, Avrupalı yetkililere sunulan bir özete göre 1992 yılında sonuçlanmıştır. Fleming'le yakın zamanda temasa geçildiğinde başka bir yorum yapmamıştır.
Fleming'in mektubundan çok sonra tamamlanan ve ilaç üreticisi tarafından desteklenen farklı bir çalışmada, 1991-2009 yılları arasında erken ergenlik için Lupron alan çocuklar incelenmiştir. FDA'ya sunulan 2010 tarihli çalışmada, 55 çocuktan yedisinin ciddi yan etkilere maruz kaldığı bildirilmiş, ancak Lupron'a bağlı olması muhtemel tek ciddi yan etkinin önceden var olan bir tümörün büyümesi, görme bozukluğu ve şiddetli astım alevlenmesi olduğu belirtilmiştir.
Çalışmalarda keşfedilen yan etkileri listeleyen Ulusal Sağlık Enstitüleri klinik araştırma havuzuna göre, Lupron'un ilaç üreticisinin 2010 çalışmasında bahsedilmeyen iki ciddi yan etkisi vardır: kemik bozukluğu ve hastalığa bağlı kırık. Hükümet Gözetimi Projesi'nde çalışan bir bilim adamı olan Dr. Ned Feder bu ihmali "şaşırtıcı" olarak tanımlamıştır.
Feder, "Bana öyle geliyor ki bu kesinlikle eleştirilecek bir nokta" demiştir. "Ne yapıyorlar? Bu bir kaza mı?"
Smulevitz ve çalışmanın yazarı Penn State Tıp Fakültesi'nden Dr. Peter A. Lee, raporla ilgili özel sorulara yanıt vermemiştir. Lee'nin 2010 yılında kaleme aldığı çalışma Abbott Laboratories tarafından desteklenmiştir ve hakemli bir dergide yayınlanmamıştır.
Bir zamanlar Lupron'u üreten ortak girişimin bir parçası olan Abbott, yaptığı açıklamada Lupron'un ve ilaç işinin geri kalanının 2013 yılında AbbVie'ye devredildiğini söylemiştir.
Kamuya açık Medicare verilerine göre AbbVie, yazar Dr. Lee'ye Lupron hakkında ülke çapında seyahat etmesi ve konuşması için 2013-2015 yılları arasında 157.066 dolar ödemiştir. Lee, ilaç şirketiyle olan mali ilişkisi hakkındaki sorulara yanıt vermemiştir.
Şirket sözcüsü Smulevitz, AbbVie'nin "etiketimizin reçete yazanlara ve hastalara yardımcı olacak doğru ve güncel bilgiler içermesini sağlamak için yeni güvenlik bilgilerini sürekli olarak izlediğini ve [FDA'ya] (ve diğer düzenleyici kurumlara) bildirdiğini" söylemiştir. Reçete yazanların advers olayları gözden geçirmek için diğer Lupron uyarı etiketlerine yönlendirildiğini söylemiştir.
FDA yaptığı açıklamada, Lupron ve sınıfındaki diğer ilaçların pazarlama sonrası raporlarını incelemeye devam ettiğini, advers olay raporlarını izlediğini ve güvenlik endişeleri konusunda kamuoyunu bilgilendirdiğini söylemiştir.
Lupron gibi ilaçlar 1980'lerde keşfedildiğinde, Rogol gibi pediatrik endokrinologlar için bu bir mucize gibiydi.
Lupron ve onun sınıfındaki ilaçlar nadir görülen ama rahatsız edici bir sorunun çözümü oldu. Yeni yürümeye başlayan, okul öncesi ve anaokulu çağında göğüsler ve beklenmedik vücut kılları geliştiren kız çocuklarında kullanılan ilaç, beyinde östrojen akışını durdurmak için çalışarak vücudun ergenliğe doğru ilerlemesini durduruyordu. Enjeksiyonlar kesildiğinde ise ergenlik süreci yeniden başlıyordu.
Uzmanlar, çoğu erken ergenliği tetikleyen tümör veya diğer koşullar nedeniyle Lupron alan çocukların yaklaşık yüzde 10'unun erkek çocuklar olduğunu tahmin etmektedir.
İlacın çocuklar için ilk kez onaylanmasından bu yana geçen yıllarda, Lupron kullanımı geniş bir inceleme altına alınmıştır.
İlk olarak 1989 yılında prostat kanserini tedavi etmek için onaylanan Lupron, prostat kanseri ve aşırı rahim büyümesi gibi durumları şiddetlendiren hormonları keserek çalışmaktadır. Erkekleri kimyasal olarak kısırlaştırma etkisi, erkeklerin daha önce karşılaştığı seçenek olan cerrahi kısırlaştırmaya göre bir ilerleme olarak görülmüştür. Kadın doğum uzmanları ve ürologlar onlarca yıldır bu ilaca güvenmektedir.
Ülkedeki doğurganlık kliniklerinin yüzde 90'ını temsil eden kar amacı gütmeyen bir kuruluş, birçok doktorun kadınları tüp bebek tedavisine hazırlamak için ilacı endikasyon dışı kullandığını söylemiştir. Üstelik Lupron etiketi kemirgenlerde doğum kusurları görüldüğü uyarısında bulunmakta ve hamilelik düşünüldüğünde ilacın kullanılmamasını tavsiye etmektedir.
Birçok ilaçta olduğu gibi, yan etkiler uzun zamandır bir sorun teşkil etmektedir. Son on yılda FDA'ya 20.000'den fazla advers olay bildirimi yapılmıştır. Kadınlar FDA'ya yüzlerce uykusuzluk, depresyon, eklem ağrısı ve 100'den fazla bulanık görme vakası bildirmiştir. Yaklaşık 900 rapor, çoğunlukla Lupron'u aldıktan sonraki aylar içinde 13 yaşın altındaki çocukların maruz kaldığı yan etkilerden bahsetmektedir. Bu raporlar sıklıkla enjeksiyon bölgesinde ağrıya işaret etmekle birlikte, ağrı veya bozukluklar ve yürüyememe gibi düzinelerce kemik sorunu vakasını da içermektedir.
Lupron’un etiketi, ilacı kullanan erkekler arasında kalp krizi, felç ve ani ölüm riskinin arttığı konusunda uyarıda bulunmaktadır. İlaç etiketleri FDA ve ilgili şirketler tarafından ortaklaşa geliştirilmektedir.
Advers olay raporları, doktorların bir ilacı almanın hemen bir sonucu olarak kabul ettikleri kusma veya mide bulantısı gibi basit durumları işaretlemede etkilidir. FDA'nın bu advers olay raporlarını dosyalamaya daha az yatkın olduğu ve bu yöntemin daha uzun vadeli sorunları tespit etmede daha başarısız olduğu gerekçesiyle FDA’nın onaylı ilaç denetlemeleri eleştirilmiştir.
Temecula, Kaliforniya'da ikamet eden ve yıllar önce, çocukları Lupron kullandığı için bu haber araştırması kapsamında görüşülen diğer birkaç anne gibi advers olay bildiriminde bulunan Jeanne Walsh, "Bir ebeveyn olarak başımı duvarlara çarpıyorum" demiştir. Walsh'un kızı erken ergenlik için Lupron almış ve şimdi fibromiyalji ile mücadele etmektedir. Geçtiğimiz yıllarda çene eklemi ameliyatı da geçirmiş.
1999 yılında FDA, doktorlar, hastalar ve araştırmacılar tarafından Lupron hakkında yapılan 6.000 advers olay raporunu incelemiştir. FDA'nın konuyla ilgili 1999 tarihli raporunun yeri tespit edilememiş olsa da, raporun bulgularını özetleyen bir mahkeme belgesinde depresyon, eklem ağrısı ve halsizlik gibi "ciddi yan etkiler için yüksek yaygınlık oranları" bulunduğu ve çok farklı rahatsızlıkları olan kadın ve erkeklerde benzer etkilerin görülmesinin altta yatan tıbbi durumlardan ziyade ilacın sorunlara neden olduğunu gösterdiği belirtilmiştir.
FDA önemli bir değişiklik yapmamış ancak yan etkilerin kapsama alınıp alınmadığını belirlemek için ilaç etiketlerini gözden geçirmiştir.
İlaç iki yıl sonra manşetlere çıkmıştır. Adalet Bakanlığı yetkilileri Lupron'un o zamanki üreticisi ile hukuki ve cezai bir uzlaşmaya varıldığını duyurmuştur. Savcılar, Lupron satış ekibinin prostat kanseri için ilacı reçete eden doktorları kayak gezileri, golf gezileri ve rüşvetlerle ödüllendirdiğini açıklamıştır. Bir mahkeme belgesinde bir jinekolog, bir satış görevlisinin kendisine muayenehanesindeki kadınları Lupron ile tedavi ederek "yılda 100.000 dolar kazanabileceğini" söylediğini belirtmiştir.
Anlaşma, şirketin reçete yazma yasalarını ihlal etmek için komplo kurmaktan suçlu bulunması ve o zamanın en büyük para cezalarından biri olan 875 milyon dolar ile sonuçlanmıştır.
Lupron 2008 yılında, hasta Karin Klein'ın endometriozis tedavisi için gençken ilacı almasının ardından daha önce Takeda Pharmaceutical Co. ve Abbott Laboratories'in ortak girişimi olan ilaç üreticisi TAP Pharmaceutical Products, Inc.’e dava açmasıyla mahkeme salonuna geri dönmüştür. Klein, mahkeme kayıtlarına göre, ilacın etkileri konusunda yeterince uyarılmadığını ve ilacı gençken rahim rahatsızlığı için aldıktan sonra dejeneratif disk hastalığı, çene eklemi disfonksiyonu ve kemik incelmesi geliştirdiğini dile getirmiştir.
Klein için bilirkişi olarak görev yapan eski bir FDA sağlık görevlisi olan Dr. John Gueriguian tarafından hazırlanan bir rapora göre, ilaç "geri dönüşü olmayan yan etkilere ve kalıcı ciddi sağlık sorunlarına" neden olmuştur.
Gueriguian, "Bir ilacın riskleri faydalarından daha ağır bastığında, o ilaç yasaklanmalı ve piyasadan çekilmelidir" diye yazmıştır. r.
İlaç üreticisinin avukatları Klein'ın sorunlarının ilaçtan kaynaklanmadığını iddia etmiştir. Klein Las Vegas'taki jüri önünde davayı kaybetmiştir. Avukatlarının jüri üyelerine gösterilebilecek uzman incelemeleri, bilimsel çalışmalar ve advers olay raporları üzerinde adil olmayan sınırlamalar olduğunu savunarak Yüksek Mahkeme'ye yaptıkları temyiz başvurusu da reddedilmiştir.
Dünya çapında pazarlanan Lupron, oldukça revaçta bir ilaç olmuştur. Şu anki üreticisi AbbVie, 2015 Lupron satışlarının 826 milyon dolar olduğunu bildirmiştir.
Brooklyn Harbin, 10 yaşında adet döngüsü başladıktan sonra Lupron aldığını söyledi. Ergenliğini yavaşlatma şansı geçmişti ama vücudu daha fazla olgunlaşmadan önce 1.45'lik boyuna birkaç santim eklemeyi umuyordu.
Tıbbi araştırmalara göre, doktorlar kısa boylu çocuklara ergenlik engelleyici ilaç yazarak boylarının uzaması için onlara daha fazla zaman tanımaktadır, çünkü ergenlik vücudun uzun kemik büyümesinin sona ermesine neden olmaktadır.
Tıbbi araştırmacılar bu tür endikasyon dışı kullanımlara karşı defalarca uyarıda bulunmuştur. New England Journal of Medicine'da 2003 yılında yapılan bir çalışmada, Lupron gibi ilaçları kullanan bazı çocuklarda osteopeni (düşük kemik yoğunluğu) geliştiği ve üç yıllık tedavi süresince tedaviyi haksız çıkaracak kadar çok kemik yoğunluğu kaybı yaşandığı sonucuna varılmıştır. Başka bir deyişle, ilaç kullanımı sonucunda boyun biraz daha uzaması ihtimalinden çok ömür boyu kemik kırılması riski ortaya çıkmaktadır.
Buna rağmen Harbin, 2006 yılında Lupron iğneleri vurulmaya başladığını söylemiştir. Kısa süre sonra fiziksel sorunlarının başladığını ifade etmiştir.
Harbin 10 yaşındayken, 10. Lupron iğnesinden sonra, ailesiyle alışveriş yaparken yere yığılmış. Dizinden aşağısını hissetmiyormuş. Harbin, gücünü yeniden kazanana ve tekrar yürüyebilene kadar altı ayını tekerlekli sandalyede geçirmiş. Düşük kemik yoğunluğu nedeniyle amigoluğu, basketbolu, jimnastiği ve karateyi bırakmak zorunda kalmış.
Yedinci sınıfa geldiğinde, Minnesota'daki Mayo Kliniği'nde kronik ağrıyla başa çıkmayı öğrenmek için bir ay geçirmiş.
Kamu kayıtları talebi yoluyla elde edilen FDA kayıtları, pediatri uzmanının eczacının Harbin’in büyükannesine aynı güçte aylık bir doz yerine yanlışlıkla ilacın uzatılmış salımlı, 3 aylık bir formülünü verdiğini bildirdiğini göstermektedir. Dozaj hatasının anneannenin sağlığını etkileyip etkilemediği belirsizliğini korumaktadır.
Harbin, kendisine 11 yaşında osteoporozdan daha hafif bir kemik incelmesi olan osteopeni teşhisi konulduğunu söyledi. Kemik yoğunluğu 16 yaşında normal aralığa dönmüş olsa da, kronik ağrıları onu hayallerini fiziksel sınırlamalarıyla uzlaştırmaya zorlamış.
Şu anda 20 yaşında olan ve Güney Carolina'da yaşayan Harbin, "Hayatımın bazı bölümleri elimden alınmış gibi hissettim ve kimse bunu kabullenmek istemedi," dedi. "İntiharı ciddi ciddi düşündüm."
Indiana Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde pediatrik endokrinoloji direktörü olan Eugster, ebeveynlerin kısa boylu bir çocuğun ergenliğe çok erken girmesiyle ilgili endişeleriyle karşılaşan çok sayıda doktorun, endikasyon dışı reçetelemenin güvenli olduğu sonucuna varılamasa bile "bir şeyler yapma" eğiliminde olduğunu yazmıştır.
Eugster'in 2015 yılında The Journal of Pediatrics dergisine bildirdiğine göre, ergenliği geciktiren ilaçlar pahalıdır. İki yıllık tedavi için 20.000 ila 40.000 dolar gerektirir.
2015 yılında yapılan bir başka çalışmada Eugster, Lupron veya benzer bir ilaç reçete edilen 260 çocuğun kayıtlarını incelemiş ve bunların yüzde 27'sinin Merkezi Erken Ergenlik tanımına uymadığı sonucuna varmıştır. Endocrine Practice dergisindeki rapora göre, endikasyon dışı tedavi edilenlerin yarısından fazlasına boylarını uzatma umuduyla ilaç reçete edilmiştir.
Başka bir grup araştırmacı da 2011 yılında The Journal of Pediatrics'te yayınlanan bir makalede boy uzamasını iyileştirmek amacıyla çocuklara ilaç yazarken itidal çağrısında bulunmuştur. Bir pediatrik radyoloji araştırmacısı liderliğindeki araştırmacı doktorlar, ergenlikteki küçük gecikmelerin bile çocukların kemik yoğunluğunu azalttığını tespit ederek, "büyüme dönemini uzatmayı amaçlayan tedavilerin kullanımında dikkatli olunması gerektiğini" vurgulamışlardır.
Pediatrik Lupron için FDA onay belgeleri, Merkezi Erken Ergenliğin her yıl tahminen 2.000 ABD'li çocuğu etkilediğini ve nadir görülmesi nedeniyle "yetim hastalık" olarak kabul edildiğini söylüyor. Ancak bir tıbbi araştırma firması olan IMS Health'e göre doktorlar 2015 yılında ilaç için 24.000 reçete yazmış ve 3 aylık uzun etkili bir ilaç reçetesinin ortalama maliyetinin 8.300 $ olduğunu belirlemiştir.
IMS Health'e göre, 2011 yılında ilaç için iki kat daha fazla reçete yazılmıştır ancak bu, uzun etkili dozun daha rutin olarak kullanılmasından öncedir.
Pittsburgh'un dışında yaşayan 25 yaşındaki Valerie Ward, 9-12 yaşları arasında erken ergenlik için Lupron aldığını söyledi. Derricott gibi Ward da dayanılmaz kas ve kemik ağrıları, depresyon, halsizlik ve yorgunluk nedeniyle bir dizi tıp uzmanına göründüğünü belirtti.
Bu semptomlar her kadının doktorunu şaşırtıyor. Bununla beraber, rahim rahatsızlıkları nedeniyle tedavi gören yetişkin kadınlarda Lupron'un yan etkilerini inceleyen bir araştırmacı olan Chandler Marrs'a çok tanıdık geliyor.
Kadın sağlığı üzerine çalışan bir endokrin uzmanı olan Marrs, Lupron'un yan etkilerinin şiddeti ve süresi karşısında şaşırdığını, bu nedenle daha fazla bilgi edinmek amacıyla bir anket yayınladığını söyledi. Sosyal yardım yapmak için çok az finansmanla 1.000'den fazla kişiden yanıt aldı.
Kadınlar çok çeşitli semptomlar bildirdi: Yüzde 30'u şiddetli eklem ağrısı, yüzde 29'u şiddetli vücut ağrıları; yüzde 26'sı diş çatlaması ve yüzde 20'si kemik erimesi yaşamış. Yarısından fazlası orta ila hayatı tehdit eden şiddette depresyon bildirdi. Kadınların yüzde 15'i intihar düşüncelerini yaşamı tehdit edici ya da şiddetli olarak değerlendirdi.
Marrs, birleştirici bir faktörün semptomların çeşitliliğini ve şiddetini açıkladığına inanmaktadır. Lupron, bir kadının östrojenini keserek, hücrenin enerji merkezleri olan mitokondriyi düzenleyen östradiol adlı önemli bir hormonu ortadan kaldırır. Marrs, hormon ve hücresel güç merkezi arasındaki bağlantının kopmasıyla her kadının vücudunun en savunmasız olduğu yerden zarar göreceğini söylüyor.
Nevada merkezli Lucine Health Sciences araştırma şirketinin CEO'su Marrs, "Mitokondrileriniz bozulursa sinirleriniz bozulmaya başlar, sinirleriniz bozulmaya başlarsa kaslarınız bozulur. Bu bir dizi etkiyi beraberinde getirir" diyor.
Ward 20 yaşındayken sağlığının kötüye gittiğini hissettiğini söylüyor. O kadar şiddetli kas güçsüzlüğü varmış ki saçını yıkamak için kollarını zorlukla kaldırabiliyormş. Vücudunda zayıflatıcı bir ağrı varmış. Doktorlar kanındaki bozulma nedeniyle şaşakalmış. İntihara meyilli ve depresif hissetmesiyle hastaneye yatırılmış. 25 yaşındayken geçirdiği bir nöbet sonucu omurgası çatlamış. Ward, "Hayatım boyunca hissettiğim en yoğun acıydı," diyor. Sonra başka bir teşhis gelmiş: kemik erimesi.
Bu durum, Lupron'un yetişkinlerde kullanımına aşina olanlar için pek sürpriz olmayacaktır. Rahim bozukluklarından sonra menopozu başlatmak için bu ilacı kullanan yetişkin kadınlar, ilacın yetişkin etiketinde ciddi kemik yoğunluğu kaybını önlemek için altı aydan uzun bir başlangıç kürü almamaları konusunda uyarılmaktadır. Ayrıca yan etkileri yumuşatmak için hormonal ek ilaçlar almaları teşvik edilmektedir.
Prostat kanseri için Lupron alan erkeklerle ilgili olarak 2005 yılında yayınlanan bir Journal of Clinical Oncology çalışması, ilacın kırık riskini "önemli ölçüde artırdığını" ve uzun süreli kullanımın riski yükselttiğini ortaya koymuştur. Çocukların kemikleri üzerindeki etkisi ise hâlâ tartışılmaktadır.
Uluslararası tıp dergilerinde yayınlanan çalışmalar, çocukların kemik yoğunluğunun osteopeni tanısı alacak kadar ortalamanın altında olduğunu göstermiştir.
Türkiye'deki araştırmacılar tarafından yapılan bir çalışmada, erken ergenlik için Lupron tedavisinin ciddi D vitamini eksiklikleri nedeniyle "kemik sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabileceği" sonucuna varılmıştır. West Indian Medical Journal tarafından yayımlanan çalışmada, kontrol grubundaki iki çocuğa kıyasla, erken ergenlik için Lupron tedavisi gören 13 çocukta ciddi vitamin eksiklikleri olduğu tespit edilmiştir.
Bir tıp dergisi olan Hormone Research in Paediatrics'te 2013 yılında yayınlanan bir çalışmaya göre, Kanadalı araştırmacılar da ergenliği geciktirici bir ilaç aldıktan sonraki yıllar içinde aynı kemik sorununu geliştiren beş çocuk tespit etmiştir. Çocukların her biri, "kemik oluşumunun 'kritik bir döneminde' yeterli cinsiyet hormonuna maruz kalmamaları" nedeniyle kalçanın yakınındaki uzun bacak kemiğinde kayma yaşamıştır.
FDA'dan yapılan açıklamaya göre ilacın çocukların kemikleri üzerindeki etkisi henüz cevaplanmamış bir soru olarak görülmektedir: "Merkezi erken ergenlik şikayeti bir GnRH agonisti ile durdurulan çocuklarda kemik yoğunluğu üzerindeki etkiler, incelenmedikleri için 'bilinmiyor' olarak kabul edilmektedir."
Stanford profesörü ve pediatrik endokrinolog E. Kirk Neely, genel olarak, çocuklara Lupron veren ABD'li doktorların on yıl sonra ortaya çıkabilecek sorunları görebilecek konumda olmadıklarını söylemiştir. Avrupa'da yapılan çalışmalarda uzun vadeli eklem fonksiyon bozukluğu veya depresyonun sorun olarak tanımlanmadığını belirtmiştir.
Kaynak: khn.org
Yorumlar