• Sıkça Sorulan Sorular

Sıkça Sorulan Sorular

Transfobi nedir?

Transfobi, LGBT ideolojisinin toplumun translara yönelttiği eleştirel tavırlara yönelik olarak belirlediği bir kavram olup trans olanlara ve cinsiyet değiştirmiş transseksüellere karşı olan tavırları içerdiği LGBT ideolojisi tarafından iddia edilir. Bu terim, LGBT ideolojisi tarafından hafif bir eleştiriye karşı bile kullanılmakta ve eleştirilen taraf, hemen nefret, fobi ve ayrımcılıkla suçlanmaktadır.

Transseksüel ameliyatı nedir?

Cinsiyet değiştirme ameliyatı olarak da bilinen transseksüel ameliyatı, cinsel kimlik bozukluğu veya cinsiyet disforisi (cinsiyetten duyulan hoşnutsuzluk) gibi büyük oranda psikolojik etkenlere bağlı olarak gelişen rahatsızlıkları “tedavi” etmek amacıyla LGBT ideolojisi tarafından desteklenen cerrahi müdahalelerin genel adıdır. Transseksüel ameliyatı kapsamında kadın bedeninde rahim ve yumurtalıklar alınırken erkek bedeninde ise testisler yok edilmektedir. Üremeyle doğrudan ilişkili olan birincil cinsiyet özelliklerinin yok edildiği bu operasyonlar, kişide kalıcı üreme fonksiyon kaybına (kısırlık) neden olmaktadır. Ameliyatlar sonrasında karşı cinsin görünümünü elde etmek isteyen translara ek ameliyatlar uygulanmaktadır. Örneğin erkeğe benzemek isteyen kadınlarda (trans erkekler) meme dokusu alınır ve ön koldan alınan deri parçasıyla yapay penis oluşturulur. Kadına benzemek isteyen erkekler yani trans kadınlar ise meme implantı, adem elması küçültme, penisin alınması ve yapay vajinaya dönüştürülmesi gibi çok aşamalı süreçlere tabi tutulmaktadır. Bu tür cerrahi müdahaleler oldukça riskli olup, öngörülemeyen ciddi komplikasyonlara yol açarak hastaların tekrar tekrar ameliyat olma riskini beraberinde getirmektedir.

Cinsiyet disforisi/hoşnutsuzluğu yaşayan kişiler cinsiyet değiştirmek zorunda mıdır?

“Cinsiyet disforisi” tanısı ilk kez 2013 yılında Amerikan Psikiyatri Birliği’nin tanı kitabına girmiştir. Aile içi cinsel istismar, ihmal, kötü muamele ve anne karnında gelişen biyolojik sorunlar gibi psikolojik, fizyolojik veya çevresel faktörler bu hoşnutsuzluğun gelişmesinde büyük rol oynar. Doğru bir terapi ile ergenlik döneminden sonra cinsiyet hoşnutsuzluğu durumunun azaldığı veya tamamen yok olduğu görülmektedir. Ancak çocuklar üzerinden kâr sağlamaya çalışan ilaç firmaları ve sağlık kurumları, özellikle Avrupa ve Amerika’da herhangi bir cinsiyet hoşnutsuzluğu beyanında bulunan çocuk ve gençleri ebeveyn rızasına bakılmaksızın doğrudan hormon ilaçlarına ve ameliyatlara yönlendirerek tıbbi manipülasyon uygulamaktadır. Cinsiyet hoşnutsuzluğu yaşayan kişilerde her şeyden önce disforiye asıl sebep olan; altta yatan sebepler tespit etmeli ve çözülmelidir.

Ameliyatla cinsiyet değiştirmek gerçekten mümkün müdür?

Kadın ve erkek biyolojik olarak birbirinden çok farklıdır. Her birimizin DNA’sına doğuştan kodlanmış bulunan cinsiyet kromozomları bulunur ve hiçbir hormon ilacının ya da tıbbi müdahalenin DNA’mızı değiştirmesi mümkün değildir. Cinsiyet değiştirme ameliyatı olanlar esasen gerçek bir ‘’kadın’’ ya da ‘’erkek’’ olmazlar. Yalnızca dışarıdan bakıldığında kadın gibi gözüken bir erkek veya erkek gibi gözüken bir kadın olarak yaşarlar. Kişilere cinsiyet değişimi için verilen karşı cinsiyet hormonları dahi ancak esas hormonları bastırmak içindir. Vücut karşı cinsiyetin hormonunu “kendinde olmadığı için” üretemez ve dolayısıyla ömür boyu karşı cinsiyetin hormonları ilaçlar vasıtasıyla bünyeye alınır. Dolayısıyla cinsiyet, biyolojik ve genetik olarak değiştirilemez ve aksi reddedilemez bir gerçekliktir.

Transseksüellik doğuştan mı gelir yoksa bir seçim midir?

Transseksüelliğin doğuştan geldiğine dair iddiaları destekleyecek hiçbir bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Konu hakkında, Science dergisinde yayınlanan ve yaklaşık 500.000 kişinin genomlarına dayanan bulgulara göre genlerin cinsel davranışlar üzerinde etkisine rastlanmamıştır. Bu çalışma ile “trans geni” veyahut “eşcinsel geni” şeklinde üçüncü bir gene rastlanmadığı bilimsel olarak ispatlanmıştır.

Translar çocuk doğurabilir mi?

Translar, geçirdikleri cinsiyet değiştirme sürecinin sonunda üreme fonksiyonlarını tamamıyla kaybederler. Rahmi ve yumurtalıkları ameliyatla alınan, hormonları baskılanmış bir kadının ve aynı şekilde testisleri ve penisi ameliyatla alınarak tüm üreme organları yok edilmiş bir erkeğin bu aşamadan sonra çocuk sahibi olması mümkün değildir. Cinsiyet değiştirme süreci translarda kalıcı kısırlığa ve birtakım sağlık sorunlarına neden olmaktadır.

Bize Katılın!

Yeni içeriklerden haberdar olmak için e-posta bültenimize abone olun.