Erişim Tarihi: 30.03.2023
Kaynak: pitt.substack.com
Sevgili Zane,
İyi haberlerim var! Ancak bunu paylaşmadan önce, "gerçek" ismini kullandığım için kendimi tebrik etmeme izin ver. Biraz zamanımı aldı ve senden bir sürü hatırlatma aldım. Ama inan bana, şimdi anladım.
Kendi iyi haberlerime gelecek olursak, ben de özgün benliğimi keşfettim! Eskiden sosyal etkinliklere katılmadan önce nasıl gergin olduğumu, kariyerim hakkında nasıl endişelendiğimi ve gelecek hakkında nasıl kaygılandığımı hatırlıyor musun? Şimdi anlıyorum ki depresyonum, anksiyetem ve özgüven eksikliğim gerçek benliğim olarak yaşamamamdan kaynaklanıyor. Gördüğün gibi, yanlış bedene hapsolmuşum. Zihnim ve ruhum, dünyanın gördüğü dış görünüşümle uyuşmuyor.
Evet, hâlâ annenim ama artık bir yalanla yaşayamam. Kendimi bir prenses olarak tanımlıyorum; ben bir transsoyluyum.
Açıklamama izin ver. Çocuklar halktan biri ya da kraliyet mensubu bir soylu olmanın ne anlama geldiğini bilerek doğmazlar; bunu ebeveynlerinden, diğer çocuklardan ve toplumun genelinden öğrenirler. Bu öğrenme süreci erken yaşlarda başlar. Aile, komşular, öğretmenler ve doktorlar, yeni doğan bebeğin ailesini gözlemleyerek çocuğa soylu değilmiş gibi davranmaya başlar başlamaz, çocuğun etrafındaki dünya da bu yanlış algıyı pekiştirmeye başlar; ister ev işleri yapmasını beklemek, ister devlet okullarına gitmek, ister maiyetsiz seyahat etmek olsun. Toplum tarafından çocuğa dayatılan bu doğal olmayan durum ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde de devam eder, çünkü sıradan insanların ifade ve davranışlarına ilişkin toplumsal beklentiler genellikle daha katı hale gelir. Ancak soyluluk sadece bu ikili terimlerle (sıradan halk ve soylu) var olmaz: Bu daha çok bir yelpazedir ve tüm bireyler hem halktan hem de kraliyetten çeşitli derecelere karşılık gelir ve bunlarla özdeşleşir. Transsoylu insanlar kendilerini bu spektrumda tanımlarlar, ancak aynı zamanda doğduklarında atandıkları sınıftan farklı bir sınıf olarak da tanımlarlar.
Doğduğumda halktan biri olarak atandım. Bunu ben istemedim. Asil ruhum ile doğuştan atandığım sınıf arasındaki bu uyumsuzluk, en iyi ihtimalle günlük bir rahatsızlık kaynağı, en kötü ihtimalle de ancak dünyanın geri kalanının benim gerçek asaletimi tanımasıyla çözülebilecek varoluşsal bir acıydı.
Bu kimlik ve ifade, kendimi görme ve etrafımdaki dünyayla ilişki kurma biçimimin merkezinde yer alıyor. Burada aile desteği kesinlikle kritik önem taşıyor. Aslında, kimlik araştırmalarına dayanarak, aile ve arkadaşların soyluluğu kabul eden davranışların ruh sağlığını ve refahını büyük ölçüde iyileştirdiğini biliyoruz. Bunu yapmamak yani yaşadığımız deneyimi kabul etmemek transsoylu kişilerin anksiyete ve depresyon yaşamasına ve madde bağımlılığı riskinin artmasına neden oluyor. Bu yüzden lütfen artık bulaşıkları yıkamamı beklemeyin.
Transsoylular, sıradan insanlar gibi, kim olduğunu bilirler. Ancak transsoylular için fark, dünyanın bize inanmamasıdır. "Ben bir prensesim" ya da "Ben bir prensim" dediğimizde, hayatımızdaki güç yapıları ve bireyler bizden şüphe duyarlar. Diyelim ki bir uçağa ilk binen kişi olmamız gerekiyor (tabii ki güvenlik amacıyla) ve uçağa biniş görevlisine yaklaşıyoruz. Bizden kraliyet statümüzü kanıtlamamızı istiyor. Ama biz sadece biliyoruz. Tıpkı sıradan bir insanın "Ben kim olduğumu biliyorum" demesi gibi, transsoylular da öyle. Bizden defalarca şüphe ediliyor. Ve bize inanmıyorlar. Eğer halktan biri olarak cevabınız "Ben kim olduğumu sadece bilmekle kalmıyorum. Kan bağım sayesinde bunu kanıtlayabiliyorum" ise, o zaman insanları vücut sıvılarına siz indirgemiş olursunuz, biz değil.
Transsoylu insanlar gerçektir!
Sadakatle,
Seni seven annen
Not: Bu açıkça bir parodidir. Bunun çok aşırı olduğunu düşünüyorsanız, dördüncü paragrafın Transgender Çocuklar ve Gençler sitesinin "Cinsiyet Temelleri" bölümünden alındığını unutmayın: tek fark cinsiyet ifadeleri yerine soylu-sıradan halk ikiliği koyulmuştur.
Son paragraf ise Chase Strangio'nun (ACLU'nun LGBT & HIV Projesi Transgender Adaleti Direktör Yardımcısı) bir tweet'inden kopyalanmıştır. Yazar, erkek ve kadın sözcüklerini prens ve prenses olarak ve "vücut parçaları"nı "kan bağları" olarak değiştirmiştir.
Yorumlar