Ergenlik engelleyici ilaçlar transseksüel olduğunu söyleyen çocukların intihar etme olasılığını azaltıyor mu?

Ergenlik engelleyici kullanan çocukların intihar etme olasılığının kullanmayanlara göre daha az olduğu iddiası deneyle ispatlı değildir.
Ergenlik engelleyici ilaçlar transseksüel olduğunu söyleyen çocukların intihar etme olasılığını azaltıyor mu?


Erişim Tarihi: 08.03.2023

Kaynak: frc.org

 

Esasen "ergenlik engelleyiciler", "erken ergenlik" nedeniyle ergenliğin fiziksel belirtilerinin erken yaşta görüldüğü vakalar ile başa çıkmak için tasarlanmış hormonlardır. Ancak günümüzde "cinsiyet disforisi" (cinsiyetten duyulan hoşnutsuzluk) için bir "tedavi" olarak kullanılmaktadır. Bu tedaviyi benimseyen teoriye göre, cinsiyetinden zaten mutsuz olan bir çocuğun, vücudu gelişmeye başladığında daha da mutsuz olabilme ihtimali vardır; bu nedenle ergenliği baskılanmalıdır. En uç iddia ise, trans olduğunu söyleyen çocukların normal ergenlik dönemine girmeye zorlanmaları halinde kendilerini öldürecekleri yönündedir. Bu tartışmaya Pediatrics adlı tıp dergisinde yayınlanan yeni bir akademik çalışma dahil olmuş ve aşağıdaki gibi manşetlere neden olmuştur:

  • "Ergenlik engelleyiciler translar için daha düşük intihar riskiyle bağlantılı" - NBC News
  • "Çalışmaya göre ergenlik engelleyiciler trans gençlerin hayatını kurtarabilir" - The Hill

Ancak burada ciddi bir sorun vardır. Bu başlıklar tamamen yanlış ve yanıltıcıdır. "İntihar" kelimesi ölüm anlamına gelmektedir. Ne var ki Pediatrics çalışması bir intihar çalışması değildir, çünkü deneklerin hiçbiri ölmemiştir. 

Makalede atıfta bulunulan temel sonuç, "yaşam boyu intihar düşüncesi"dir. Bu da intihar etmeyi düşünmek anlamına gelmektedir. Ergenlik engelleyici alanların taşıdığı "yaşam boyu intihar düşüncesi"nin, bu ilaçları almak isteyen ancak almayanlara göre daha düşük olduğu bulgusu, "istatistiksel anlamlılık" açısından zayıf bir bulgudur. Yani ergenlik engelleyici kullanan kişilerin intiharı düşünmediği iddiası, deneyle ispatlı değildir.

Ergenlik engelleyicilerin intihar etme olasılığını azalttığı iddiası deneyle ispatlı değildir.

Bununla birlikte, "yaşam boyu intihar düşüncesi" çalışmada listelenen dokuz ruh sağlığı sonucundan yalnızca biridir. Dokuz sonuç ölçütünün dördünde -neredeyse yarısında- ergenlik engelleyici kullananların sonuçlarının kullanmayanlara göre daha kötü olduğu tespit edilmiştir. Ergenlik engelleyici kullananların son 12 ay içinde yatarak tedavi (yani hastaneye yatış) ile sonuçlanan bir intihar girişiminde bulunma olasılığının kullanmayanlara göre iki kat daha fazla (yüzde 45,5'e karşı yüzde 22,8) olduğu görülmüştür. Bu durum, ergenlik engelleyici uygulamalarının ciddi bir değerlendirmeye tabi tutulması ihtiyacına işaret etmektedir.

Buna ek olarak, yapılan çalışmadan disforiye neden olabilecek başka eşlikçi tanılar olduğu anlaşılabilir. Psikolojik rahatsızlıkları olan kişilerde görülen disfori, bu psikolojik rahatsızlıklar çözülmeden doğrudan ilaç ve hormonlarla ele alınmamalıdır. Buna ek olarak, medyanın nefes kesen haberlerine rağmen, intihar etme olasılıklarının daha az olduğu sonucuna net bir şekilde varılamadığı görülmektedir.

Reşit olmayanlara yönelik radikal cinsiyet değiştirme prosedürlerine kısıtlama getirmeyi düşünen yasa koyucular, bu müdahalelerin birçoğunun iyi bilinen zararlı fiziksel etkilerine ve risklerine dayanarak karar vermelidir; sonuçları net olmaktan uzak psikolojik çalışmaların yanlış yorumlanmasına dayanarak çocukların hayatını karartmamalıdır.